• ingiliz yönetmen peter yates'in 1973'te çektiği neo noir.

    --- spoiler ---
    bu film için; kurtuluş umudunu askıya alan, ölüme yazgılı ya da ölü olduğunun bilincinde olan çıkışsız anti-kahramanları işleyen filmsel familyaya aittir, denebilir. övmeye gerek yok, çünkü zaten muhteşem bir filmdir.

    eddie coyle (noir fetişi robert mitchum) son bir çıkış yolu arayan bir eski kurttur. polislerle gangsterler arasında gidip gelen, kendi gemisini kurtarma derdindeki bir loser'dır.

    son bir vurgun peşindeki eski suçlu tema'sı high sierra'ya dek geri gider; ama the friends eddie coyle, orson welles'in touch of evil harikasından sonra giderek beyaz perdede daha çok görünmeye başlayan, jean-pierre melville'in suç filmleriyle gemi azıya alan acımasız polis tiplemelerine yer verir. sıradan suçluları muhbir olarak kullanan, tehditkar, şantajcı polis tipolojisi bu örnekte aynen yinelenir.
    --- spoiler ---

    70'lerin amerikan sineması tüm o cool görünümünün ardında aslı esasında melankoliktir. bu film o halkaya dahildir.
  • 70'lerin soğuk, melankolik atmosferi, banka soygunları, muhbirlik ve boka batmış bir suçlunun hapse girmeme çabaları... yavaş temposuna dayanılırsa -ki soygun sahneleri o zamanlarda çekilen filmlere göre bile yavaş tempolu- keyifli ve kaliteli bir film. soygun sahnelerinde detaylı planlar yok, muazzam bir gerilim yok, hatta sahneler çok uzatılmıyor bile. gene de keyifli bir film. avrupa sineması etkisi de kendisini fazlasıyla belli ediyor. en sevdiğim tarafı femme fatale/fettan bir kadına yer verilmemesi. öykü sadece erkekler arasında geçiyor. silah satıcısı, hapse girmeye hazırlanan (daha ziyade girmemeye çalışan) bir suçlu ve soyguncularla hepsinin peşindeki acımasız polis arasında geçiyor olaylar. eski hollywood'un büyük oyuncularından robert mitchum karakterinin hakkını tabii ki her anında verip izleyiciye bu suçluyu umursatmayı başarıyor -ki mitchum gibi bir usta için zor bir şey değil tabii-. neticede peter yates'in başarılı soygun filmlerinden. wes anderson'ın da favori filmlerindenmiş.

    spoiler

    yalnız filmdeki polis de acımasız çıktı. merkezdeki eddie coyle 2 yıllığına da olsa hapse girmek istemiyor. bunun için kalkıp bir silah satıcısını ele veriyor ama polisin istekleri bitmiyor. karşılığındaysa eddie'nin eline bir şey geçmiyor. halbuki polisle görüşüp kendini kurtarmaya çalışacağına hapse girse canından olmayacaktı. bu arada finalde eddie'nin bir heroluk yapıp ölümden kurtulmasını beklemedim değil. film 50'lerde çekilmiş olsa eddie ölmez, son dakikada ölümden kurtulurdu ama dönem 70'ler. artık hollywood, avrupa realizminin izinde. dolayısıyla eddie finalde can veriyor. işin ilginci katili finalde muhbir çıkıyor. filmin isminde geçen "friends" de pek manidar. eddie'nin ölümü arkadaşlarının elinden oluyor, halbuki henüz arkadaşlarını ele vermemişti. böyle yazında aklıma melville geldi. film, melville'in yapımlarını da hatırlatıyor.

    spoiler
  • kitaptan bahsedecek olursak, higgins in ilk romanı olup
    1970 yılında yayınlanmıştır. türkçeye erkete ismi ile 1972 de çevrilmiştir. sahaflarda filan denk gelebilir.
    kitap çıkar çıkmaz büyük başarı yakalamıştır. bu kısa romanın attığı temellerin izine hala popüler kültürde rastlanabilir.
    özellikle amerikan noir'ı etkisindeki filmlerde, kitaplarda hatta oyunlarda bu metindeki trope'lara rastlamak çok olasıdır.

    --- spoiler ---
    ayrıca ismin aksine eddie'nin hiç dostu yoktur.
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap