• kaynağını ingilizce ve fransızcadaki code - law/loi ayrımından alan kavram.

    ["temel kanun" bütün dünyanın uygar ve demokratik toplumlarında yer almış olan ve biz hukukçuların muhtevasının neden ibaret bulunduğunu bildiğimiz bir kavramdır. sözgelimi, fransız hukukundaki code ve loi kavramları arasındaki ayırımı karşılamaktadır; ingilizler de aynı ayırımı yapmaktadırlar. benzeri ayırım italyanca'da da vardır. temel kanununa codice denilmektedir. temel kanun terimi,türkiye'de hukuk edebiyatında ve içtihatlarda yerleşmiştir.

    amerikana ansiklopedisi 7 nci cildinin 174 üncü sayfasında (codification) kelimesi içeriğinde türkçe'ye temel kanun olarak çevrilen code sözcüğünü şöyle tanımlamaktadır: "temel kanun (code) yasama faaliyeti içerisinde birleştirilmiş ve ilan edilmiş tam ve yazılı kanun sistemidir." bu tarife göre code, mevcut münferit kanunların ele alınıp mantıki ilkelere göre sistematik olarak düzenlenmesini, ihtilafları ahenkleştirmek üzere ilişkin bulunduğu konuları idare etmek için aydınlatma ve kanunları bir bütün haline getirme özelliğini taşıyan yasama tasarrufudur yani bu tarif çerçevesinde temel kanun değişik kuralların basitçe bir araya getirilmesinden ibaret değildir; mantıken bir düzen içerisine konulmuş ve konuları böylece tertiplenmiş bir sistemi ifade eder. böylece kanun başlığı altındaki bütün alanı kapsar ve düzenler. evvelce müstakil olabilen kanunları da sistematik olarak birleştirir.

    britannica'da 5 inci cildinin 920 nci sayfasında code'dan bu gün "belirli bir konuda hukukun yönlendirici kurallarından oluşan düzenli ve otorite taşıyan beyanlar (ifadeler) anlaşılmaktadır" demektedir.

    temel kanun kavramı, basitçe, kanun terimi karşısında türkçemizde fransız ve italyanların code ve loi ayrımını karşılamaktadır eskiden osmanlı döneminde bu gün temel kanun dediğimiz hukuk aracına, "kanunname" denmekteydi. böylece kanunname ve kanun ayrımı yapılmış olurdu.

    temel kanunun özellikleri şu şekilde sıralanabilir:

    1) kişisel veya toplumsal hayatın büyük ve geniş bir alanını düzenleyen ve kapsayan kuralları bir araya getirir.

    2) kuralların bir kısmı, ceza kanununda olduğu gibi, çıkarılmış veya çıkarılacak diğer özel kanunların yöneten temel ilkeleri oluşturur.

    3) bir sosyal ve siyasi hukuk siyasetini içerir ve buna dayanır.

    4) ülkenin hukuk düzeninde, kendi alanında mevzuatın yönelmesi gereken esasları gösterir.

    5) yürürlüğünden önce uygulanan özel kanunları bazen zımnen ortadan kaldırır veya onları tamamlayıcı bir işlevi yerine getirir.

    6) kendi alanındaki diğer kanunlar arasında ve özellikle bunların uygulamalarında bir ahenk sağlama işlevini yerine getirir,

    7) belirli hukuk kurallarının bir araya getirilmesinden ibaret bir toplama kanun olmadığından, içerdiği kuralları sistematik ve belirli bir düzen içerisinde ortaya koyar.

    8) değişik devletlerin meydana getirdikleri temel kanunlar arasında ceza kanunları, uyguladıkları suç siyasetine göre kendilerine özgü özellikler taşırlar. ancak avrupa insan hakları sözleşmesinin yürürlüğe girmesinden sonra özellikle ceza ve usul kanunları itibariyle bu özellikler birleşme yoluna girmiştir.

    9) temel kanunları meydana getirildikten sonra, değişen sosyal şartlara göre yapılacak değişiklik ve ilaveler tamamlayıcı işlev taşıyan temel kanunun sistemini bozmak riskini de ortaya çıkarır.

    10) bir suç ve ceza teorisini tatbiki şeklinde meydana getirilir. nitekim medeni kanunda aynı nitelikte bir özellik arz etmektedir.

    yeni bir temel kanun meydana getirildiğinde, yasama sistemi içerisinde tasarıların sistemi ve ahengi bozmamak için yasama yönünden özel usullere uymak mecburiyeti vardır. nitekim, italya, fransa ve almanya ceza ve usul kanunlarını son yıllarda yeniledikleri zaman özel yasama usullerine başvurmuşlar ve böylece hem müzakere nedeniyle yasama meclisini bütünüyle başka iş yapamaz hale gelmekten kurtarmışlar ve tasarıların sistem ve düzenlerinin bozulmadan kanunlaştırılmalarını sağlamışlardır.

    temel yasa kavramının yukarıdaki bazı örneklere rağmen tanımının yapılmasının zorluğuna dikkat çeken komisyon başkanı her bir yasa için bunun ayrı ayrı belirlenmesinin ve bunu belirleme yetkisinin de genel kurula ait olması görüşüne vurgu yapmıştır.]

    --anayasa komisyonu raporu'ndan (türkiye büyük millet meclisi anayasa komisyonu, 8.4.2003, esas no. : 2/108, karar no. : 10)
hesabın var mı? giriş yap