*

  • beklentiyi * gosteren edilgen catili * bir ifade. birisinin sizden bir sey yapmanizi beklegini gosterir. should kelimesi ile yakin anlamlidir.

    ornegin,

    * i'm supposed to go

    gitmem gerekiyor veya gitmem bekleniliyor anlami vardir.

    should 'la yakin anlamli oldugu icin

    i'm supposed to go = i should go diyebiliriz.

    gitmem gerekiyor.

    olumsuz cumleye ornek verirsek

    you are not supposed to leave classroom without asking a permission.

    (izin istemeksizin siniftan ayrilmaman gerekiyor)

    * gecmis zaman kullanimda ise sadece zaman degisir.

    i was supposed to go.
  • lost ile hayat bulan, kendine gelen, zirveye ulaşan kalıp.
  • bir beklentiyi, bir durumun getirdiği göreceli gerekliliği ifade eden söz öbeği.
    geçmişte yapılması gereken fakat yapılmamış olan fiil için kullanılır.
    örnek,
    ı was supposed to commencing talk. ( but i didn't commence)

    konuşmaya başlamam gerekiyordu. ( ama başlamadım)

    geçmişe yönelik bir gerekliliği ifade eden "had to" kalıbından farkı, "supposed to" da söz konusu eylemin yapılmamış olmasıdır. oysa "had to" da gereklilik yerine getirilmiştir ve bu yerine getirmiş olmanın yani "icra"nın sonucunda oluşan durumla ilgili bir izahat vardır hatta kuvvetle muhtemel özür/af dileme söz konusudur.
    örnek,

    ı had to join exam. ı was late. ı'm sorry, for exceeding the speed limit.

    sınava katılmam gerekiyordu. geç kalmıştım. hız sınırını aştığım için üzgünüm.
hesabın var mı? giriş yap