• abd'nin kuruluşundan birinci dünya savaşına girdiği tarihe kadar izlediği genel politika. bu politika batı yarımkürede (yeni dünyada) tartışmasız amerikan üstünlüğü öngörürken doğu yarımküre (eski dünya, avrupa) işlerinden kendini soyutlama ilkelerini içerir.
    (bkz: farewell address)
    (bkz: monroe doktrini)
  • mükemmel yalnız olarak da bilinen bu olgu, bir dönem ingilteresi için kullanılır. ingiltere dış ticarette ve sömürgecilikte ilerlediği bu dönemde, kendini avrupa'nın işlerinden, çatışmalarından soyutlamıştır. bunun yanında avrupa içindeki çatışmaların artmaması, kendi aleyhine sonuçlanmaması için de yeri geldiğinde güç dengesi sisteminin dengeleyicisi olmuş, böylece milletin birbirini yerken, akıllı bir politikayla güçlenmiş de güçlenmiştir.
  • uluslararası politika bir kenera bırakılıp bireysel bazda ele alındığındaysa, insanlardan uzak, bir kenera çekilip kitap okumak müzik dinlemek, onlarla biraradayken olabildiğince az konuşmak, çok uyumak, bir şeyler yazmak etmek, "aman yanıma kimse gelmesin, aman kimse derdini anlatmasın, eytere bea" durumudur. ama o kadar da mükemmel olmayan bir durum olsa gerek ki, bir yerden sonra insan bu içe kapanma durumundan sıkılır, tekrar konuşan eden, dinleyen, dinleten kişiliğine döner.
  • 2005 çıkışlı yonderboi albümü.
    keşfi elzem, kulak deterjanı bir başyapıt işte...

    eser sıralaması da şöyle:
    1. all we go to hell
    2. amor
    3. eyes for you
    4. badley broken butterflies
    5. follow me home
    6. were you thinking of me?
    7. people always talk about the weather
    8. love hides
    9. motor
    10. trains in the night
    11. soulbitch
    12. before you snap
    13. even if you are victorious
  • mızıkasına kurban olduğum, "kimseye ihtiyacım yok, bokumu yiyin" konseptli bir warren zevon şarkısı.

    i want to live alone in the desert
    i want to be like georgia o'keefe
    i want to live on the upper east side
    and never go down in the street

    splendid isolation
    i don't need no one
    splendid isolation

    michael jackson in disneyland
    don't have to share it with nobody else
    lock the gates, goofy, take my hand
    and lead me through the world of self

    splendid isolation
    i don't need no one
    splendid isolation

    don't want to wake up with no one beside me
    don't want to take up with nobody new
    don't want nobody coming by without calling first
    don't want nothing to do with you

    i'm putting tinfoil up on the windows
    lying down in the dark to dream
    i don't want to see their faces
    i don't want to hear them scream

    splendid isolation
    i don't need no one
    splendid isolation
  • henry kissinger'in diplomasi kitabında, büyük britanya'nın avrupa uyumu ile beraber uygulamaya başladığı diplomaside hareket serbestliğine dayanan, bir ortak güvenlik yapısını reddeden ve kıta avrupasının iç dengesi için çaba gösteren bir politika olarak anlatılır. oral sander'in anka'nın yükselişi ve düşüşü'nde şahane yalnızlık olarak çevrilmiştir.
  • (bkz: ayrık vadi)
  • 2014 yılında "people always talk about the weather"a ait hareketli bir remix ile karşılaşarak tanıştığım, parçanın orijinalinin de ayrı bir güzel olduğunu bugünlerde keşfettikten sonra (evet, dört yıl sürdü bu) bağlandığım albüm. ayrıca bir politika olduğunu da burada öğrendim ve bu iki kelimenin benim için ifade ettiği olgu daha da önemli ve güzel oldu.

    keşke kişisel bazda bu politikayı takip edebilecek kadar akıllı davranabilsem diye düşünüyorum şimdi. filler tepişirken ezilen çimen olmaktan yeğdir.
hesabın var mı? giriş yap