• cok guzel bir anne anlatisi, asiri yorgunluktan en heyecanli sonuc bolumunde uyuyakaldim, sonra uyanip tekrar izledim ve agladim. masal kitabi etkisi yaratmis, cok guzel cizmisler, cok guzel cok.
    :') mutluluk gozyaslarimi kendilerine armagan ediyorum.
  • irlandalıları, kültürlerini, efsanelerini çok severim. lisa hannigan dinlemeye bayılırım. the secret of kells'de de olduğu gibi yine bir irlanda efsanesini, masalını kelt müziğiyle harmanlayıp bize sunmuş harika animasyon. teşekkürler tomm moore.
  • konu, çizim ve müzikleriyle (özellikle dance with the fish ve the song) mükemmel olan animasyon.
  • bu nedir arkadaş? olmaz olsun böyle film. ağla ağla gözlerim lemur gözlerine döndü. bunu izleyeceğinize gidin kilolarca soğan doğrayın. en azından buzluğa atar, yemeklere kullanırsınız.
  • soundtrack albümü şu linkten dinlenebilen mükemmel ötesi film.
  • an itibariyle sevdiceğin ısrarıyla izledik. aslında su yaratıkları ya da deniz efsaneleri genellikle toplumların çoğunda var. mitler, hikayeler, efsaneler... buket uzuner'in, defne kaman'ın maceraları-su kitabında aslında tamda böyle bir konu işleniyor. ana karakterimiz yani gazeteci defne kaman yunusa dönüşüyor. aynen bu senaryoda olduğu gibi. bu tarz anlatı ve filmlerin yetişkinleri kavramasında mistisizmin rolü çok büyük. sanırım bu tarz mitlerle dolu ve harika çizgilendirilmiş işlerin beğeni kazanmasında yaşadığımız dünyadan, hayatlarımızdan bir kaç saatliğine de olsa uzaklaşma isteği yatıyor. her defasında hayıflandığım bir konu varsa o da bizim hikayelerimizde hep bir sosyal mesaj kaygısı, hep bir öğütler, anne baba mottoları olması. yani evet belki bu şart ama nihai hedef bu olmamalı. izlenirlik ya da okuma keyfi açısından görsel bir şölen, muhteşem karakterler, hayal dünyasının sınırlarını zorlamak daha önemli hale gelebilse. ah şu ana babalarda oturup şu işleri izleseler. hayalci çocukları yaftalamak yerine şöyle izlenilesi filmleri izleseler.
  • sihirli bi film. rüyalarım bile değişti bu filmden sonra. herhangi bir filmle kıyaslayamayacağım kadar güzel bir masalın içine girmiş gibiyim.
  • pamuk şekeri kıvamında bir çizgi film. bu film sayesinde, efelek * yapraklarının ısırgan otu kaşıntısına iyi geldiğini de öğrenmiş oldum.

    --- spoiler ---

    bu filmde kötüler yok; iyiler ve onlardan daha iyi kalpli olanlar var.

    sevdiklerinin acı çekmesine dayanamayan bir baykuşun *, dünyadaki tüm duyguları kavanozların içine hapsetmeye çabalaması sonucunda taşlaşan bedenler var.

    ve filmin sonunda iyiliğin ve sevginin gücü galip geliyor; ve insana dair tüm duygular hapsoldukları kavanozlardan çıkıp, serbest kalıyorlar. insan olmak da böyle bir şey değil mi zaten? hissettiğimiz duygular ister acı ya da sevinç olsun, ister hüzün ya da mutluluk, ister gözyaşı ya da tebessüm, isterse ölüme ya da doğuma ait olsun; hissettiğimiz her duyguyla bir şekilde başa çıkabilme telaşı... işte budur insan olmanın asıl anlamı.

    filmin sonunda çalan şarkının türkçe sözlerini buraya yazayım. belki geceleri çocuklarını uyuturken, onlara ninni niyetine söylemek isteyen anne ve babalar olabilir.

    " artık susma vakti tatlım
    kapa gözlerini ve uyu
    dalgalarla dans et, derinlere dal
    yıldızlar ne kadar parlak
    rüzgâr nasıl da yükseliyor
    fısıldanan kelimeler, uzun zamandır dinlenmeyen ninnilerden kalma
    yoksa benimle gelmeyecek misin?
    ayın altından olduğu, sabah güneşinin eksik olmadığı yerde denize açılacağız.
    yoksa benimle gelmeyecek misin?
    okyanusun gökle buluştuğu ve bulutların dans ettiği yerde denizin şarkısını söyleyeceğiz.

    dün gece bir rüya gördüm
    duyduğum en güzel sesti sanki
    büyük beyaz ışığı gördüm,
    ve dönüp duran dansçılar, kumdan kaleler, ağaçlardaki salıncaklar...
    ağlama! yakında seni görmeye geleceğim.
    yoksa benimle gelmeyecek misin?
    ayın altından olduğu, sabah güneşinin eksik olmadığı yerde denize açılacağız.
    yoksa benimle gelmeyecek misin?
    okyanusun gökle buluştuğu ve bulutların raks ettiği yerde denizin şarkısını söyleyeceğiz. "

    --- spoiler ---

    " ...insanın zamana karşı biricik şansıdır aşk,
    onca kapı, onca duvar içinde bulur aynasını.
    sen bende neleri öpüyorsun biliyor musun?
    herkesin simsiyah kesildiği bir akşam,
    yıldızlarla yedirenk gökyüzünü öpüyorsun.
    sen bende, gözlerinin anne ışığıyla
    bir solgunluktan doğan kocaman bir çocuğu öpüyorsun. " * *
  • kendine has zaman boyut ve mekan tanımlamalarıyla çok beğendiğim bir animasyon.

    --- spoiler ---

    ebeveynler somut gerçekleri, acıları, çocukları için nasıl çekilebilir kılabillir, çocuklarını bunlarla nasıl tanıştırabilir. işte hikaye aslında saoirse'nin değil abisinin hikayesi. annesinin acısı, büyükannesi ve babasının kardeşine gösterdikleri ihtimam karşısında kıskanlığı ve ebeynlerinin kendilerine karşı sert olduğunu düşündüğü tutumuyla nasıl başettiğinin hikayesi. bir çocuğun hayatı annesinin kendisine anlattığı hikayelerle yorumlaması.

    --- spoiler ---
  • hikayesinin ayrı çizgilerinin ayrı müziğinin ayrı güzel olduğu son yıllarda izlediğim en güzel animasyon
hesabın var mı? giriş yap