• nazi almanyasında, ölüm kamplarının en 'kirli' işlerini yaptırmak üzere yahudi esirler arasından seçilen özel ekipler. bunlar kampa yeni gelenleri karşılama, onları soyma, yanlarındaki ve üzerlerindeki değerli nesneleri alma, gaz odasına kadar eşlik etme, öldükten sonra cesetleri toplayıp fırında yakma gibi görevleri olan yahudi esirlerdir. bunun karşılığında bir kaç ay daha yaşama, daha iyi kalacak yer, iyi yiyecekler ve alkol gibi ayrıcalıklara sahip olurlar. the grey zone isimli filmde bu grupların öyküsü anlatılmaktadır.

    naziler bu tür işleri yahudi esirlere vererek hem kendi askerlerinin akıl sağlığına mukayyed olmuş, hem de sembolik olarak kurbanları da suça ortak etmişlerdir.
  • gönüllü olanlar haricinde gönüllü olmayan kişilere de ölümden daha kötü olarak verilen cezadır ve bu ceza ile insan anasını ve bacısını da gaz odasına götürüp, fırınlarda yakmaktadır. amen filminde de katolik peder bu görevde görevlendirilmiştir.
  • naziler bu gruplari 4 ayda bir yenilermis. eski sonderkommando lari gazlayip, cesetlerini de yeni sonderkommando lara toplattirirlarmis.
  • buyuk bir ölüm kampinda 500 civarinda sonderkommando olabiliyormus. birkenau kampinda bir keresinde bir isyan cikar ve komandolar agir makinali tufeklerle ve baltalarla saldirirlar. yuze yakini kacar, ss subaylari 15 yarali, 3 olu zayiati verirler.

    rutbeli bir ss sirtindan bicaklandiktan sonra firinda diri diri yakilmis. aksamina kacanlarin hepsi yakalanip isyan bastirildiginda isyankarlarin her biri soyulup yuzustu yatirilmis, 451 komando kafalarinin arkasina tek kursun sikilarak oldurulmus.
  • imha kamplarındaki yahudilerin yanı sıra aynı zamanda ss'in de sonderkommandos birimi vardır. task force timi niteliğindedir. örneğin bu timlerden biri yahudi kütüphanelerindeki değerli mallara el koymakla görevlidir. ya da yahudileri imha kamplarına götürmekle sorumlu eichmann sonderkommandos'ları da bulunmaktadır.

    isimlerinin insanın ağzına garip şekilde oturan bir söylenişi vardır.
  • bunlara krematoryum komandoları da denilirdi. (bkz: einsatzgruppen) kadınları tıraşlama işlemi yaparlardı, kadın-erkek küpe, bilezik, takı gibi eşyaları toplarlardı. gaz odalarına insanları yollayıp, kapıları kapatırlardı. bu işlem 10-20 dakika kadar sürüyordu. sonra da krematoryum'da yakıyorlardı. (bkz: gaswagen)
  • (bkz: saul fia)
  • sonderkommando, nazi almanyası imha kampı mahkumlarından oluşan çalışma birimlerine verilen addı. çalışanların neredeyse tamamı ölümle tehdit edilerek bu işi yapmaya zorlanmış, holokost boyunca gaz odası kurbanlarının cesetlerinin ortadan kaldırılmasına yardım eden yahudilerdi. her biri birer mahkum olan ölüm kampı sonderkommandoları, 1938-1945 arasında ss bürolarından kurulmuş ad hoc birimler olan ss-sonderkommandoları ile karıştırılmamalıdır.

    terimin kendisi almancada "özel birim" anlamına gelir ve nazilerin nihai çözüm'ün farklı açılarını kastederken kullandıkları muğlak ve hüsnütabire dayalı dilin bir parçasıydı.
  • son of saul filmine de konu olan nazi toplama kamplarindaki ozel birlik.
  • gaz odalarından ve krematoryumdan sorumlu yahudi tutsaklar.

    temel "iş"leri çıplak yahudi tutsakları gaz odasına götürmek ve ardından da cesetlerin deliklerine saklanmış olması muhtemel değerli maddeleri alıp - varsa- altın dişlerini sökmek ve son olarak da cesetleri krematoryumda yakıp küllerini boşaltmak.
    sonderkommando adlı bu özel ekibin, bu yoğun "işlerinden" zaman kaldıkça ss'lerle futbol maçı yaptıklarını anlatır primo levi boğulanlar kurtulanlar adlı anı kitabında.
    "başka ss'lerle ekibin kalanları da maçtadır; taraf tutar, bahse girer, oyuncuları alkışlar, yüreklendirirler, sanki maç cehennem kapısında değil de bir köy çayırında oynanıyormuş gibi..."

    giorgio agamben, dehşetin ortasında oynanan bu futbol maçının, bu normallik anının, toplama kampının asıl dehşeti olduğunu, soykırımların bittiğini düşünsek bile o maçın hala biteviye sürüp gittiğini ve bu maçı anlamayı ve durdurmayı başaramazsak asla umudun olamayacağını yazar (s. 127) tanık ve arşiv adlı o mükemmel kitabında.
hesabın var mı? giriş yap