• bu felsefenin dominant olduğu dönemde daha sonraları (bkz: rönesans) aydınlığın beşiği olacak okulların kurulduğunu, hemen hiçbir şeye tek yönlü bakmamak gerektiğini de unutmamak gerekir.
  • bilimsel düşünceyle derdi tasası olmayan düşünce.
  • patristik felsefenin sürdürülmesi ve orada bir öğretiye dönüştürülmüş olan hıristiyan inancının felsefî anlamda temellendirilip sistematize edilmesi yönündeki çabalar bütünü. patristik felsefede görülen dinsel ağırlıklı platonizm'den ayrılmak üzere, skolastik felsefede bilgi ağırlıklı bir aristotelizm öne çıkar.

    yönelimi, rasyonel düşünceyi inanca uygulamak, vahiye akıl aracılığıyla bir kavranılırlık getirmek*, inanca akıldan gelen saldırıları yine akıl aracılığıyla engellemeye çalışmaktır. "anlamak için inanıyorum" düsturu bir anlamda skolastik felsefenin nihâî konumunu göstermektedir. bu yönde skolastik felsefe, realistik tutum sergilemiştir. bu realistik tutuma göre gerçek, tanrı'ya aittir ve onu bilmek demek, önermelerle ve çıkarsamalarla gerçeği yansılamak demektir. tek bir geçerli doğruluk vardır ve bu nedenle de yalnızca tek bir doğru bilgi sistemi olabilir.

    etik anlamda ise skolastik felsefe, hem emredici bir ahlâkı hem de bir değer ahlâkını geliştirmiştir diyebiliriz. iyi bir değerdir ve tanrı iyinin tamamıdır, bu nedenle kişi, bu değere yani "en yüksek iyi"ye ulaşmaya çalışmalıdır. başlangıcından en son dönemine kadar başlıca skolastik filozofları şöyle sıralayabiliriz:
    johannes scottus
    anselmus
    petrus abelardus
    albertus magnus
    aquina'lu thomas
    duns scotus
    ockham'lı william
    roger bacon

    ayrıca (bkz: skolastik)
  • skolastik felsefe, latince kökenli "schola" kelimesinden türetilen "scholasticus" teriminden gelmektedir ve kelime anlamı olarak okul felsefesi demektir. bu dönemin felsefi düşüncesi, gelenek ve otoritenin önemli bir rol oynadığı dönemin ruhunu yansıtmaktır: okulcular kilise adına yemin etmektedir. kilise öğretilerinin inanç hakkındaki doğruları kabul görmektedir. güçlü bir felsefi düşünce varlığına rastlanmamaktadır. hırıstiyan düşüncesi ile felsefi düşünce uyumlu hale getirilmeye çalışılmaktadır. felsefi fikirler, hırıstiyan inancına uyarlanmaktadır. inanç bütün çalışmaların başlangıcı ve sonudur. tanrı bilim tüm bilgilerin hükümdarıdır. bilginin sessiz kaldığı zaman, dinsel doğruluğa inanış sürdürülmektedir. gizemliliği nedeniyle bu düşünceler birbiriyle daha sıkı sıkıya bağlıdır.
  • 13. yüzyılda bir sıfat olarak ortaya çıkan skolastik, 16. yüzyıldan itibaren ilahiyatın içine çok nüfuz ettiği düşünce türünü nitelemeye başlamıştır. hatta voltaire şöyle yazmıştır: "aristoteles'in kötü çevrilmiş ve iyi bilinmeyen felsefesinin piç kızı olan skolastik teoloji akla ve ilme, hunlardan ve vandallardan daha fazla zarar vermiştir."
  • gerçekliğinin bilimsel yöntemlerle kanıtlanmasının nerdeyse imkansız olduğu bu nedenle de gerçek olmadığının ispatının da doğal olarak mümkün olmadığı gerekçesiyle "ortada böyle bir olgu var ve sen kabul etmek zorundasın" şeklinde sorgulamaya ve araştırmaya kapalı olduğu gibi kabullenme zorunluluğunun bulunduğu ortaçağda revaçta olan felsefe türü.
    (bkz: skolastik)
  • patristik dönem* ile birlikte hristiyan orta çağ felsefesini oluşturan iki dönemden birisi (ms. 8. ve 15. yy. arası).

    skolastisizm “okullu”, “okula ait olan” anlamına gelen latince “skolastikus” (grekçe “skholastikos”) sözcüğünden gelir. bu açıdan bakıldığında skolastik felsefe 8. yy’dan itibaren üniversitelerde, manastırlarda ve bazı okullarda okutulan felsefedir. hatta daha da ayrıntılı yazmak gerekirse skolasik felsefe; 1000 yılına kadar masantırlarda, 1000’le 1150 arasında katedral okullarında, 1150’den sonra ise fransa ve italya’daki üniversitelerde öğretilmiştir. buradan da anlaşılacağı üzere bu felsefe baştan sona kurumsal bir yapı içinde öğretilip gelişmiştir. ayrıca, buralardaki, görece, özgürlük, askerlikten muaf olma gibi bazı ayrıcalıklar, öğrenciler ve akademisyenlerin felsefeyle hızla, daha fazla ilgilenmesine zemin hazırlar.

    bu felsefe genel olarak patristik dönem’le benzer amaçlar için yapılır: hristiyan teolojisini, metodolojik ve felsefi açıdan tutarlı bir şekilde ortaya koymak; tanrı’nın varlığı, tanrı-evren ilişkisi, tanrı’nın mutlak bilgsi ve insanın özgür iradesi, devlet-kilise ilişkisi ve kötülük problemi konularda tutarlı açıklamalar getirmek. skolastik felsefede din ile felsefe, vahiy ile akıl arasında çok daha yakın bir ilişki söz konusu olmuştur. buna göre, ilk başta dine rakip, hatta vahyin düşmanı bir şey olarak; sonradan da anlamanın bir aracı olarak görülen felsefe skolastik dönemle birlikte, aklın kendine ait konuları olan bir disiplini olarak değerlendirilmeye başlanmış. hatta zamanla teoloji eğitimi için öğrenilmesi zorunlu olarak görülmüştür. skolastik felsefe bundan dolayı, patristik felsefeden çok daha belirgin olarak hıristiyanlığı anlamaya çalışan bir felsefe olarak gelişir.

    skolastik felsefe kendinden önceki platon ve yeni platonculuk‘tan, ibn sinacılık, ibn rüşdçülük ve son ve temel olarak da aristoculuk’tan faydalanıp gelişir. bu felsefenin içinde bilim pek yer almaz. ta ki son dönemde aristo ve onun fizik, biyoloji kitapları değer görmeye başlayana kadar. değindiğim gibi bu dönemin en etkili ismi aristo olmuştu. özellikle 12. yy’dan sonra başlayan geniş çaplı aristo tercümeleri* augustinus‘tan sonra bir çeşit “karanlık çağa”a giren hristiyan felsefesini tekrar ayağa kaldırır.**

    (bkz: john scotus eriguena)
    (bkz: aziz anselmus)
    (bkz: petrus abaelardus)
    (bkz: aziz bonaventura)
    (bkz: aquinalı thomas)
    (bkz: john duns scotus)
    (bkz: ockhamlı william)
  • hristiyan felsefesinin temelini atan düşünce sistemlerinden biridir.
  • ortaçağda kilise öğretilerine uygun eğitim yapan kurumların aşıladığı düşünme biçimidir. ancak güncel anlamıyla artık sadece hristiyanlığın değil, herhangi bir dinin öğretilerini temel doğru kabul eden düşünce biçimidir. genel işlevi inancı akla dayanarak temellendirmektir. vahiylere, dini öğretilere karşı mantık yürüterek yapılan eleştiriler skolastik düşünceyle çürütülmeye çalışılınır.

    günümüzde bağnaz bir düşünce sistemini çağrıştırsa da kendi içinde tutarlıdır. daha önemlisi ilk çıktığı dönem olan ortaçağda, çağının insanlarına göre fazlasıyla modern insanın sahip olduğu düşünce sistemidir. skolastik düşünürler yetiştirmek adına kilisenin ve ya medreselerin ve ya diğer dini kurumların verdiği eğitim, sanat bilim ve felsefe bilgilerini içerir ve dönem koşullarına göre çok yüksek bir eğitimdir.

    anlamak için inanmayanlar...
hesabın var mı? giriş yap