• sirenin cogulu.
  • denizcilere tuzak kurup onları öldürmeleriyle ünlüdür. karşı koyulmaz şarkılarını dinleyip büyülenerek adalarına doğru gelmeye çalışan denizcilerin, azgın dalgalara ve keskin kayalıklara çarptıklarında gemileri parçalanır. sirenlerden tek kurtulanlar jason, argo ve odysseus'tur.
  • (bkz: $irinler)
  • (bkz: sirens)
    sanırım 2. dünya savaşıyla ilgili bir film.
  • jason ve argo gemisi orpheus'un sirenlerden daha etkili olan büyülü sesine kulak vererek kurtulurlar. odysesus ise adamlarının kulaklarını balmumu ile tıkatıp kendisini de geminin direğine bağlatır.
    sirenlerin çıkardıkları karşı koyulmaz ses kanımca libidonun insan oluşturduğu karşı koyulmaz etkiyi simgeler. normal mantikli halleriyle herhangi bir sesin kendilerini baştan çıkaramayağını düşünen tüm karakterler, sirenleri duyunca öleceklerini biel bile engel olamadıkları sesin kaynağını bulma isteğinin peşinden gitmişlerdir.*
  • çoğunluk tarafından belden aşağısı balık, yukarısı ise kız olduğu sanılan, oysa ki odysseus destanında kuş vücutlu, kadın kafalı olarak anlatılan yaratıklardır. günümüzde, bu yaratıkların aslında o dönemde denizcilerin ancak çok uzaktan görebildikleri ve bu yüzden tanımlamakta güçlük çektikleri (bkz: ufo) fok balıkları olduğu düşünülmektedir.
  • usta melih cevdet anday'ın, kollari bagli odysseus adlı şiirinin sonunda konu edilen, sesi duyulan mitos kahramanları.
    (bkz: kollari bagli odysseus/#10591725)
  • (bkz: canavar düdüğü).
    fabrikalarda, ayrıca itfaiye, cankurtaran ve benzeri araçlarda bulunan, uyarıcı ses.
    özel durumlarda hepsi birden çaldığında, "sirenler" olarak adlandırılırlar.
  • kayalıklarda yaşayan, deniz kızından farklı olarak iki tane kuyruğa sahip olan deniz yaratıklarıdır. kayalıklarda yaşayıp, oradan geçen gemideki denizcileri çıkarttıkları büyüleyici ses sayesinde kendilerine çekerek kayalıklara çarpmasını sağlarlar. adları bazı kaynaklarda aglaophonos, thelxiepia, molpe, teles, leucosia, peisinoë, parthenope, ceysi, ligeia ve raidne diye geçer. mitlerde izmir foça kıyıları da siren kayalıkları olarak geçer.

    odysseus ve tanrıça kirke hakkında homeros'un bir mitinde tanrıça kirke, odysseus'a seslenmiştir;
    “kim yaklaşırsa bilmeden ve dinlerse sirenleri, yandı,
    bir daha evinde onu ne karısı karşılar ne çocukları.
    durma orada yürü, arkadaşlarının da tıka kulaklarını,
    tatlı balmumuyla tıka ki, sirenlerin sesini duymasınlar.
    istersen dinle sen, ama bağlasınlar ayakta seni,
    hızlı geminin içinde iplerle bağlasınlar orta direğe,
    ondan sonra dinle sirenleri doya doya.
    ama dostlarına yalvarır da, dersen ki iplerimi çözün,
    bağlasınlar onlar senin bağlarını bir kat daha sıkı.”

    buna karşılık odysseus da kirke'nin sözünü dinleyip siren kayalıklarının yanından geçmeden arkadaşlarının kulaklarına balmumu tıkadı ve kendini direğe kendini sımsıkı bağlattı. sirenlerin seslerini de yakın zamanda duydu tabii.

    “gel buraya dillere destan odysseus, akhalıların şanı şerefi,
    durdur gemini de duy bizim sesimizi.
    hiç bir gemi buradan geçemedi,
    durup dinlemeden tatlı ezgilerimizi.’’

    ne kadar kendini çözdürüp sirenlerin yanına gitmek istese de adamların kulaklarında balmumu olduğu için kimse onu duymadı. bu sayede ölümden de kurtuldu.
  • her 10 kasım'da o'nun için sesleri yankılanır daima edirne'den kars'a...
hesabın var mı? giriş yap