• kim ki duk'un 2006 yapımı filmi. internete düşmesinden ziyade bir an evvel ülkemizde gösterime girmesini umuyorum.. ilişkisini kurtarmak adına -sevgilisinden habersiz- estetik ameliyat olmayı tercih eden bir kadının,altı ay süreyle ortadan kaybolmasını anlatan bir film. altı ayda yaşananlar,yaşanamayanlar ve sonrası...
  • kim ki duk'un hayli enteresan bir fikir üzerine kurduğu film.
    bu fikrin ötesinde esas ilginç olan kültür farkı. konu olan gençlerin tamamen kadın-erkek ilişkileri, flörtler, aşk arayışı üzerine dönen hayatları. neredeyse başka hiç bir şeyleri yok. konunun ilerleyişi ve tekrarları beni pek sarmadı ama gene de eğlenceli.
  • güzfest kapsamında bugün ankapol sinemasında gösterilecek olan film.
  • film+/3. ankara güz film şenliği'nde (www.guzfest.org) izlediğim, çok sevdiğim yönetmen kim ki dukun 13. filmi. 2006 yapımı.

    korecenin bize garip gelen vurguları, korelilerin abartılı tepkileri ve de garip gelenekleri yüzünden bir yandan güldürüyor, bir yandan da adındaki zaman iddiasını yeterince vurgulayamadığını düşünsem de kavramsal mecralara da girip çıkıyor film.

    basitçe konusu şöyle:

    sevgilisinin onun için artık heyecanlanamdığını, ona alıştığını düşünüp estetikle kendini değiştirmeye karar veren bir kız var. sevgilisini hiçbir açıklama yapmadan terk ediyor, 6 ay sonra iyileşip karşısına yeni bir kız olarak çıkmak üzere. gerçi film boyunca ben, gördüğüm her koreli kızı birbirinin aynı sandım. ama o değiştiğine inanıyorsa değişmiştir. herneyse.

    6 ay sonra karşısına çıkınca, adam buna bir şekilde aşık oluyor. kız, başka bir kimlik ve yüzle de olsa adamın heyecanını tekrar kazanmasından memnun. ancak bir süre sonra, kızın hastalıklı aşkı kıçına batıyor ve bu kez adamı, ameliyat olmadan önceki halinden, yani kendinden kıskanmaya başlıyor. sonra da olan oluyor işte... bu kez adam da gerçeği öğrenip deliriyor, kız daha çok deliriyor, sonra ne yaptıklarını ne siz sorun ne ben söyleyeyim (pek bilgi kaynağı ruhuna uygun olmadı ama).

    --- spoiler ---
    vermek istediğim tek spoiler, başroldeki aktörün bir gün ofisindeki bilgisayarda çalışırken, bin jipteki bir sahneyle uğraşıyor olması. o sahne benim bin jip'teki en sevdiğim sahne, adamın kollarıyla bir nevi kanat alıştırması yapması yani. bu detayı farkederek kendimizi akıllı sanmamıza olanak veren kim amcaya saygılar.

    --- spoiler ---

    ben filmin felsefi yanının, aşkın deliliğinde ve bunun tezahürlerinde gösterildiğine inanıyorum. asıl/suret, eski/yeni, önce/sonra gibi kavramlar hep ikilemeli olarak gündelik hayatın içinden gösterilmiş. yani aslında tüm karmaşa o kadar yakınımızda ki. yönetmenin bu kez filmini şehirde çekmesinin sebebi de bence bu olmuş biraz. şehir hayatının bol seçenekleri arasında seçim yapmanın zorluğu, insanın diğer rakipleri karşısında kendini aciz hissettiğinde yapabilecekleri, normal insanları bile hasta eden şehir hayatının gündelik rutini içine yerleştirilmiş, estetik ameliyat falan sıradan bir şey haline sokulmuş, aşkla saplantı birbirine karışmış.

    yalnız o kadar da iyi bir günümde olmama rağmen, filmin sonunu anlamadım. o kadar kusur da olsun.
  • 35 mm çekilmiş kim ki duk filmi.
  • (bkz: şigan)
  • ozellikle erkeklerin kendi aralarında konusmaları, tepkileri ve davranislarinda görülebilecegi uzere, korelilerin turklere ne kadar cok benzedigini anlatan ve bir araya gelsek cok kral masa muhabbeti yapabilecegimizi gosteren harika, fantastik bir film.
  • zamanın aşktan alıp götürdükleri üzerine... içinde en çok mizah öğesi barındıran, duvardaki wild animals afişi ve bilgisayarda montajlanmakta olan bin jip gibi detaylarla önceki filmlerine göndermelerde bulunduğu kim ki duk filmi. son dönem filmleri içerisinde sembolizmi en az kullandığı filmi olmuştur aynı zamanda. hikaye her zamanki gibi döngüseldir. mizahı da bu kadar iyi kullanacağını tahmin etmezdim. nitekim bazı sahneleri filmekimi izleyicilerini kahkahalara boğmuştur. bir kaç sahnesi ise dramatik yapısı açısından unutulmazdır. ve tabi ki görsel unsurları yer yer ters köşeye yatırıp, en doğru biçimde kullanarak bu filmini de zihnimize kazımıştır.
  • konusu ağır diye düşündüğüm ama filimin sonunda " bir uzakdoğu filminde bu kadar mı gülünür?" dedirten filmekimi festivalindeki bir kore filmi...filmden bir kaç enstantane aktarılırsa film aşkın bazen insanı hastalıklı yapabilecek kadar kıskanç hale getirebildiğini özetliyor,ayrıca günümüzde çok populer olan estetik ameliyatlarının yaptıran kişide bir süre sonra ne kadar takıntı haline gelebileceği ve aslında bazebn fiziksel değişimin insana mutluluk getirmeyeceği özetleniyor.filmde gerçekten koreli kadınlerin genetik olarak sanki klonlanmış gibi birbirlerine benzemeleri de hayret vericidir....
hesabın var mı? giriş yap