• akışkan manasına gelen bu kelimemiz, icabında hatun ismi de olabilir. (bkz: seyyal taner)
  • akışkan, hareketli manasındadır. örneğin bankalardan kullanılan rotatif kredilerin belirli vadesi yoktur ama kredide arada bir kapama yaparak seyyal hale getirmek gerekir. yok hesapta sizin tarafınızdan gelen hareket olmazsa banka yavaş yavaş üstünüze gelmeye başlar getir bakalım birazını diye.
  • bankacılıkta; donuk olmayan kredilerdir. risk donuksa tahsilat sağlanarak seyyaliyet kazandırılmaya çalışılır aksi takdirde tahsil yolu ile tasfiyesine, o da mümkün değilse takip hesaplarına intikaline karar verilir.

    (bkz: seyyaliyet)
    (bkz: sorunlu krediler)
    (bkz: karşılıklar kararnamesi)
  • "seyyal bir savaşçı dünyayı artık tarih sırasına göre düşleyemez, dünya da kendisi de artık onun için bir nesne olmaktan çıkar." don juan (bkz: erk öyküleri)
  • akışkan ma’nâsına gelen arapça menşeli kelime.

    örnek tümce: kesif (yoğun) maddeler diyarından sıyrılıp, seyyal ve mudil (akışkan ve kompleks) maddeler diyarına vâsıl oldum (kavuştum).
    diğer bir misal cümle: “dünyâmız etrafında kesafetten seyyalliğe (yoğunluktan inceliğe/akışkanlığa) doğru uzaklaşan bir sürü tesir sahası vardır. bunlar âdeta birbiri içine girmiş küreler gibi dünyâ çevresini sarmışlardır.” — i.n.k.

    ayrıca bkz.: sel/#73424951, isale/#73424950
  • "akışkan"
  • taner.
  • (bkz: fluid)

    kendine özgü biçimi olmayan, sürekli hareket halinde, değiştirilebilir.
    sosyal bilimlerin kullanmayı sevdiği, ana akım sosyal psikolojinin bolca yaftaladığı bir malzemedir.
    en akılda kalıcı örneklerini söylemsel feminist psikoloji verir. akılda kalıcıdır çünkü sırtını post-modernist ve sosyal inşaacı teorik geleneklere yaslar. şöyle ki; sosyal hayatımız, bu hayat içindeki uygulamalarımız ve ilişkilerimiz tarihsel ve sosyal olarak konumlandırılmış hayatlardır. sürekli değişim ve akışkanlık gösterirler, bulundukları dönem ya da bağlamda olanın şeklini alırlar. farkların yeniden inşası argümanını savunan feminist psikolojideki sosyal cinsiyet anlayışına göre, sosyal cinsel kimliklerimiz ve sosyal kimlik farklılığı bizden, özümüzden, yaradılışımızdan gelen bir şey değildir. gündelik hayatın akışı içinde girip çıktığımız konumlarda, o sıradaki bağlamlardaki pratiklerimiz ve ilişkilerimiz içinde sürekli yapılandırılan ve imal edilen bir şeydir. butler, her ne kadar kabul görmese de (bkz: performatif) kimlikler olarak adlandırdığı, cinsel kimliklerin birer kimlik olmaktan çok daha fazla rol üstlendiği çıkarımını sunar. bu akışkanlık, biyolojik farklılığı anlamlandırma ve önemsenen (bkz: sosyal cinsiyet) kavramına hayatı yapılandıran kural muamelesi yapmamıza neden olarak ona görev ve sorumluluklar yükleme çabasına girişimizde kendini gösterir.
  • (bkz: akıcı), akışkan
  • (bkz: seyyal taner)
hesabın var mı? giriş yap