• ismet özel şiiri. dizelerini de yazayım da ne olduğu belli olsun:

    sevgilim hayat

    yüzüme bak
    ve yüzümü hırpala
    yüzümü değiştir, dağlı bir anlatım bırak
    sen
    her hafta oğlunu leğende yıkayan hayat
    yaban, diri memelerinden ısırmak
    dudaklarındaki tuzu dudaklarıma almak için
    çok oldu tepelere vurdum kendimi
    bulutlara karıştım ve karanlık kahvelerde
    tıraşı uzamış adamlardan
    huylarını öğrendim senin.
    mahmur bir tohumdan delikanlı bağrıma.
    ve hatırlıyorum lokavt vardı
    bezgin fabrika düdüklerinin
    dizlerine yatırılmış olan sabah
    senin kalbini kakışlardı
    tomarla muştuyu omuzlayarak genç adamlar
    polisin sevmediği genç adamlar sokaklarda
    patronları kudurtan gazeteler satarlardı.
    ey şehre başaklar:
    militan ruhlar ekleyen hayat!
    gün turuncu bir hayalet gibi yükseliyorken
    izmarit toplayan
    çocukların üstüne
    çekleri imzalanıyorken devlet katlarında faşizmin
    bacımı koyvermiyorken şizofreni,
    yüzüme bak
    ve rahmini bana doğru tekrarla
    ben öyle bilirim ki yaşamak
    berrak bir gökte çocuklar aşkına savaşmaktır
    çünkü biz savaşmasak
    anamın giydiği pazen
    sofrada böldüğümüz somun
    yani ıscacık benekleri çocukluğumun
    cılk yaralar halinde;
    yayılırlar toprağa
    etlerimiz kokar
    gökyüzünü kokutur
    çünkü biz savaşmasak
    uzak asya'dan çekik gözlerimiz
    küba'dan kıvırcık sakallarımızla
    savaşmasak
    güm güm vurur mu kömürün kalbi kozlu'da
    ke san'da, kandehar'da ümüğüne basılır mı vahşetin
    ve sen boynunu öperken beni sarhoş
    bir okyanusla titreten hayat
    sevgilim olur musun.
    ben savaşarak senin
    bulanık saçlarından tutup
    kibirli güzelliğini çıkartıyorum ortaya
    dünya
    kirletilmez bir inatla dönüyor
    altımıza yıldızlar seriliyor
    yüzüm suya davranıyor koşaraktan.
    ve inzal.
  • cumhuriyet şiirinin en parlak incilerinden bir tanesidir “sevgilim hayat” şiiri ve bundan aslâ şüphe etmedim. bunun yanında, ismet özel’in devrimci zamanlarının en büyük meyvelerinden biridir. hatta denilebilir ki, “mataramda tuzlu su”, “mazot”, “evet; isyan” gibi büyük; çok büyük bir şiirdir ve elbette ki bu şiiri de “sıkı şiir” yapan şey, devrimcilik ile aşk’ı, alabildiğince oranlı yoğurmasıdır.

    hoş, devrim şimdilerde başka yerlerde ama, en azından türkiye için “devrim vaktiyle bir ihtimaldi ve çok güzeldi”, biz göremedik… bu şiir, tam da sokakların şiiridir, çorak adamların sonra.

    dudaklarındaki tuzu dudaklarıma almak için
    çok oldu tepelere vurdum kendimi

    dehşet bir dize bu, korkunç… ve sonra, yazıldığı dönemin şafak vaktinde kaleme alınmış olması kuvvetle muhtemel !

    yüzüme bak
    ve rahmini bana doğru tekrarla

    şiir böyle bir şeydir. hayat üzerine yazılmış çok sağlam, sımsıkı; hani “ıscacık” bir şiir.

    “ve, elbette ki inzâl”…
  • "boris pasternak, 'kızkardeşim hayat' demiş. nasıl da soğuk, zihinsel, sexless. doğrusu 'sevgilim hayat' olmalı."

    ismet özel, waldo sen neden burada değilsin, s.64-65
  • töb-der'in dergisinde, 1975 yılının nisan ayında çıkardığı sayısında yayınlanmıştır.

    hayat'ın bir manası olduğuna dair kimsenin pek şüphesinin olmadığı, uğruna mücadele edileceklerin henüz tükettirilmediği zamanların şiiridir. her ne kadar anlıyormuş gibi yapsak da, gerçekten hissedebilir miyiz, bilmiyorum.
  • şiir nasıl bir şeydir dese birisi, çıkar ismet özel şiirlerini, özellikle "sevgilim hayat"ı, "kanla kirlenmiş evrak"ı, "sebeb-i telif"i gösteririm. bir heves, bir özenti ile okumaya başladığım ismet özel şiirleri, hayatımda büyük yer tutuyor artık -ki tanıştırana çok kırgın, çok kızgın olsam da en azından bunun için teşekkürü borç bilirim.-
    şiirlerinin her cümlesinde ayrı bir dünya, ayrı bir iklim, her cümlesinde bakılan yere göre değişen ama güzelliği asla bozulmayan bir manzara var. zaman zaman sonbahar oluyor aynı dize, bazen kış, ilkbahar ya da. yaz'ı pek göremiyorum ben ama bu tamamen benim sorunum.

    hayata sevdalanmadan devrimi bir ihtimal olarak bile özlemenin, güzelliğini görmenin amaçsızlığını gözümüze sokarcasına boynundan öpüyor şair hayatı. yaşamak çocuklar aşkına savaşmaktır diyor ya, daha ne desin?
    en önemlisi "inzâl" diyor. getiriyor en sona, dipdiri koyuyor bu kelimeyi. hayatı böyle şehvetle sevmenin, ona delicesine tutkun olmanın neleri kabul etmekten, nelere karşı durmaktan geldiğini bulmamız için getiriyor bir yolun başına sürüklüyor bizi.

    tutkunun "ıscacık" bir kucak olduğunu hatırlamaktan başka yol, sevdadan başka çare bırakmıyor.
  • hayata tutunma sebeplerinden biridir bu şiir, güç verir..
  • ben şu kısmı için seviyorum:

    ve sen boynunu öperken beni sarhoş
    bir okyanusla titreten hayat
    sevgilim olur musun?
  • bu şiir her yaşa çok da peki ya 24 yaşa? 24 yıllık bir dünya macerasında nasıl yazılır? gönlüm bir derece de aklım hiç almıyor.
hesabın var mı? giriş yap