• harflerin ucundaki kısa eklemelerdir. daha bırak matbaayı, kağıt kalem yok iken taşlara yazı yazan atalarımız tarafından icat edilmiştir. sözgelimi düz bir çizginin ne başını ne de sonunu öyle cillop gibi yontmak mümkün olmadığı için bir nevi finishing elemanı vazifesi görmüşlerdir. özellikle küçük font kullanılan yerlerde (örneğin gazete) tercih edilir çünkü çizginin başını kıçını belli ettiği için kolay okunduğunu iddia ederler. sen yüzyıllardır düzgününü beceremediğinden öyle yazagel, sonra da özrüne kulp bul, iyi valla..
  • familyasıyla beraber baskı için tasarlanan ilk serif type face, garamond'dur
  • roman olarak da bilinir.
  • adobe benzeri ürünleri (webplus,drawplus,pageplus) olan bir şirket.
  • okumayı kolaylaştırma iddiasının en iyi ihtimalle itibari kalması bir yana, küçük l'ye eklendiğinde 1 mi l mi olduğunun anlaşılmamasına neden olur. öte yandan serifsiz* yazıda aynı küçük l büyük ı ile karışır. modern yazı tiplerinin bazıları 1'in çengelini tepeye değil bir nokta aşağısına koymak, küçük l'ye alttan falso vermek veya sadece büyük ı'ya serif eklemek gibi yöntemlerle bu sorunu çözmeye çalışmaktadır.

    "yuh lan o kadarını da bağlamdan çıkar artık, beyinsiz misin?" diye celallenmeyin hemen. beyin bedava ama herkes gereğince kullanamıyor bu mereti. bir tecrübemi aktarayım, ne demeye çalıştığımı daha iyi anlarsınız: sene 96; bir arkadaşın elinde trevanian'ın şibumi romanını gördüm. "çok iyi kitap abi, tavsiye ederim" demesi üzerine aldım elime, rastgele bir sayfasını açtım. daha o zamanlardan musahhih şansı varmış bende ki lak diye açılan sayfada ilk okuduğum cümlede, japonlar "ı" sesini çıkarmakta zorlandığından japon karakterin nikolay'a nikko dediği ifade ediliyordu. "iyi de nikolay'da ı yok ki..." diye düşünürken, mütercimin küçük l'yi büyük ı zannettiğini, akıl ve izan sahibi olmadığından da bunu hiç garipsemeden tercümeye devam ettiğini anladım. editör de çoğu editör gibi kitabı okumaya bile zahmet etmediğinden, bu yanlış düzeltilmemişti. sonradan bambaşka saiklerle japonca öğrenmeye başlayınca bu tercüme yanlışını yeniden hatırladım, olayın gelişimini doğru tahmin ettiğimden emin oldum ve bir "yuh" daha dedim o mütercime ve tembel editöre. bu sebepten şibumi'yi de hiç okuyasım gelmedi... bu da böyle bir anımdır.

    siz siz olun, bu memlekette tuğla gibi romanların bile tembel editörler tarafından gerizekâlılara tercüme ettirilebildiğini aklınızdan çıkarmayın ve basacağınız metni gerizekâlıların da anlayabilmesi için küçük l, büyük ı ve 1 karakterlerinin seçik olduğu bir yazı tipi kullanın; serifli olmuş serifsiz olmuş önemli değil. gerizekâlılar da insan; onların da okumaya ve akılları yettiğince okuduklarını anlamaya hakkı var.
  • harflere ciddiyet kazandıran eklemelerdir. bu türdeki yazıtipleri kaşlarını çatmış, sinirli harfler gibi gözükürler.
  • internet ortamında okuması zor olan fontlardır. yurtdışındaki bazı gazetelerin web sitelerinde kullanılıyor bu fontlar ve belki de alışkın olmadığımdan dolayı okuması gerçekten zor oluyor.
  • kagida basilacak yazilarda secilmesi gereken font ozelligi.

    (bkz: times new roman)

    (bkz: sans-serif)
  • slayt hazırlarken kullanılmaması gereken font tipidir. dijital ortamlar için olanı (bkz: sans-serif)
hesabın var mı? giriş yap