• (bkz: #2180535)
  • 1872-1929 yılları arasında yaşamış emprezaryo. ballet russes diyince akla gelen isimdir sergei abimiz. serge diye de yazılır şaşırmayın.
    zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir. hukuk okusa da, müzikle, resimle çok daha fazla ilgilidir. rusya'dan paris'e götürdükleri ile ünlenir. sergilerle başlar, ardından müziğe yönelir. paris operası'nda fyodor chaliapin'in ilahlaştığı boris godunov prodüksiyonu ile benim der, artık meydan onundur...
    1909 yılında kurduğu bir toplulukta tekrar çıkarma yapar paris'e. zamanın en yetenekli gençleri anna pavlova ve vaslav nijinsky ile paris sallanır. claude debussy'nin jeux'sü, erik satie'nin parade'ı, maurice ravel'in daphnis et chloé'si, ottorino respighi'nin la boutique fantasque'ı, francis poulenc'in les biches'i onla hayat bulmuştur adeta. koreografı mikail fokine, has adamı leonid myasin, bestecisi igor stravinsky'dir. ateş kuşu, petruşka ve bahar ayini'nin altından yine diaghilev çıkar.
    eşcinselliği de ünlüdür rahmetlinin. birçok sevgilisi olmuştur. en ünlüsü şüphesiz bir dansçısı olsa gerek...
    (bkz: nijinski)
  • sergei diaghilev, ballet russes ile günümüze kadar uzanan monte carlo balesinin* temel taşını oluşturmuştur... 20. yy ın ilk yıllarında kurulan ve aynı zamanda reform olarak da görülebilecek ballet russes topluluğunun günümüze kadar uzanan yegane mirası olarak da kabul edilmektedir.
  • 1898 yılında çıkardığı sanat dünyası adlı dergi ile, rus gerçekçiliğine karşı ilk hareketi başlatan emprezaryo
  • lisansta russkiye sezonı ile ilgili bir referat yazma görevi üstlenmem vesilesiyle tanıştığım, rus sanatının batı ülkelerinde tanınması konusunda inanılmaz bir payı olan önemli bir kişilik. solomon volkov, dyagilev'in batıcı olduğu inanışına karşı çıkmış ve onun bir rus milliyetçisi olduğunu ifade etmiştir.

    petersburg'da hukuk fakültesinde okuduğu sırada petersburg'daki ressam ve eleştirmen çevreleriyle tanıştıktan sonra başta resim ve tiyatro olmak üzere sanat tarihi ile ilgilenmeye başladığı bilinir. 1898'de a.n. benua ile "mir iskusstva" dergisini kurması ile sanata dair yaklaşımı büyük ölçüde şekillenmeye ve netleşmeye başlar. volkov'un ifadeleriye dyagilev bir önceki rus sanatçı kuşağının yararcılığını aşmaya çalışmıştır ancak bunu yaparken sanat ve yaşamın birbirinden ayrılmaz olduğunu da belirtmiştir. dyagilev'in yalnızca kendisiyle aynı düşüncede olan sanatçıları değil, gelenekselci sanatçıları da desteklediği bilinmektedir. lifar, dyagilev'in rus sanatının avrupa'daki "peygamberi" olduğunu, dünya balesinin ve sahne dekorunun reformcusu olduğunu ifade etmiştir. dyagilev'in hem çarlıkla hem sovyetlerle sorunu olsa da rus sanatı ile ilgili yeri sahiden de budur. a.s. butsan da aynı şekilde dyagilev'in evrensel sanat olarak açıklanabilecek yeni bir düşünceyi hayata geçiren bir topluluk kurarak kültürel dünyaya inanılmaz bir katkıda bulunduğunu belirtmiştir.

    1911 yılından itibaren russkiye sezonı temelinde "dyagilev'in rus balesi" ortaya çıkmış, oldukça başarılı balet ve balerinlerin adını tüm dünyada duyurmasını sağlamıştır ve -baleden çok anlamam ama- araştırdığım kadarıyla bu oluşum dünya balesine de yön vermiştir. belki de en çok zikredilen petruşka ve bahar ayini hem koreografi, hem dekoru, hem kostümleri, hem müziğiyle baleden çok anlamayan beni bile araştırırken büyülemişti. keşke orijinal koreografiyle birlikte, bu ekipten izleme imkanım olsaydı ama geç doğmuşum. klasik balenin çok uzağında ama büyüleyici hakikatten.

    dyagilev günün sonunda fazla avangarda kaçmasıyla eleştirilmiş olsa da rus sanatındaki yeri gerçekten çok büyük. sürekli özel hayatıyla gündeme getirilmesi de hiç hoş değil çünkü xx. yüzyılın en önemli sanat olaylarından birine imza atmış birini bunlarla gündeme getirmemeliyiz.
hesabın var mı? giriş yap