• bir nevi kaynak için kapışmadır. 1880 yılının sonlarına doğru afrikanın yüzde onu avrupalıların işgali altındaydı ve bunun büyük kısmı kıyı ve kıyıya yakın bölgelerdi. gelişmiş teknoloji ise içlere kadar genişlemelerine sebep oldu. bu teknolojilerden önemlisi sıtma aşısı ve ilacı, buharlı gemi ve etkili silahlardı. almanya ve italya nispeten daha geç birliklerini sağladıkları için yeni yeni güçlenmeye başladılar ve emperyal tutkuları da yeni yeni başladı ve çoktandır devam eden britanya ve fransa emperyalizmine rakip olmaya başladı. zamanla paylaşacakları yerler konusunda bile birbiriyle anlaşmaya başladılar ve 1884den sonra hemen hemen afrikanın büyük kısmı bu dört güç ve küçük bir parçası da portekizin elindeydi.
  • 1871-1914 yılları arasında afrika'nın avrupalı büyük güçlerin yeni emperyalizm politikaları çerçevesinde hızlı bir şekilde sömürgeleştirildiği döneme dünya siyasal tarihinde verilen isim. öyle ki, 1870 yılında yalnızca yüzde 10'u avrupalı devletlerin kontrolünde olan kıta, 1914'e gelindiğinde yüzde 90 oranında sömürge haline gelmiştir.
  • 19. yüzyılın son çeyreğine kadar, kıyı kesimleri hariç olmak üzere, afrika'da kaydadeğer bir avrupa etkisi söz konusu değildi ve kıtanın neredeyse yüzde doksanı afrikalılar tarafından yönetilmekteydi. afrika'nın kıyı kesimleri dışındaki bölgeler avrupalılar için bilinmezlik içerdiğinden, o dönemdeki bazı haritalarda orta afrika için "dark continent " (karanlık kıta) ifadesi kullanılmaktaydı.
    scramble for africa (afrika'nın kapışılması/talanı) 1879 yılında belçika kralı ikinci leopold’un (1865-1909) ingiliz asıllı amerikalı gazeteci henry morton stanley’i keşif için kongo’ya göndermesiyle başlar. akabinde 1884-1885 yılında düzenlenen berlin konferansıyla (bir diğer adıyla kongo konferansı) afrika kıtası'nın avrupa devletlerince kağıt üzerinde paylaşımı tamamlanmıştır. 15 yıl içerisinde etiyopya ve liberya hariç tüm afrika kıtası avrupalıların egemenliği altına geçmiştir.
    avrupalılar öyle bir sömürmüş ki, sadece zihinleri köleleştirmekle yetinmemiş, dağa, taşa, suya, toprağa bile kendi kültürlerine ait isimleri vermişlerdir. misal, afrika'nın en büyük tatlı su gölünün ismi viktorya'dır.
hesabın var mı? giriş yap