• (bkz: yalan olmak)
  • nedendir bilinmez insanlar oldukları gibi değil, olmak istedikleri gibi. herkes en zeki benim, diğerleri aptal serzenişinde. yapar ederim ama kimsenin ruhu duymaz, kuş uçmaz, kervan geçmez sanır. anlam veremediğim neden insanların açık olmadıkları. "seninle bugün görüşmesek " demek yerine "bugün işim var, ay falanca gelecek" diyerek ya da "ben gittim" denilmesi ardından sabaha kadar invisible kalınarak çeşitli numaralara başvuruyorlar.* oysa bilseler bu direkt iletişim yerine kullanılan numaralar her zaman fark ediliyor ve normalden daha kırıcı oluyor. yutkunmanın da sınırı ve dozajı var. nereye kadar tolere edebilir kişiler diye düşünmeli.

    açık olamadığımız her durum için uyduruklarımızın ortaya çıktığında hissedilen duygu samimiyetsizlik.
  • bu kelime sarf edilerek, bir insana "seni sevmiyorum" denilerek yaşatılacak kırılmışlıktan çok daha fazlası yaşatılabilir. "seni samimiyetsiz buluyorum" dediğiniz anda işi bitmiştir. büyük ihtimalle, ortalama bir insan, duymaya pek alışık olmadığı bu laf karşısında afallar, anlam veremez. bu tanımın yakıştırıldığı kişi, birinin güveninin kırıldığını ve bununla suçlandığını hisseder. "samimiyetsiz" lafını söyleyen kişi ortada bir suçun ve suçlunun olmadığını iddia etse dahi, kırmış ve kırılmış taraflar vardır. kıran taraf nerede hata yaptığını bilebilir ya da bilmeyebilir. hiç fark etmez. bu lafın sahibi olarak tanımlanmak, sevdiğiniz kişice sevilmemekten daha berbattır. üstelik çoğu kez sebep anlaşılır değildir; çünkü, hiç kimse, kendini bu tanımın içinde canlandıramaz. gerçekten inanarak "ben samimiyetsizim" demez. sevdiğini iddia ettiği kişiye karşı davranışlarında iki yüzlülük ya da riya barındırdığına inanmaz. dolayısıyla, samimiyetsiz lafı, samimiyetsiz bulunduğu ifade edilen kişi tarafından bir iftira olarak değerlendirilecek ve sindirilmesi hiç kolay olmayacaktır. ve insan, ilişki/arkadaşlık tekrar eski samimiyetine dönecek mi diye ufak bir umudu barındırsa da içinde, bu laf ile birlikte rüzgar süpürgesiyle uçurulmuş olur mutluluk, falan! (bkz: samimiyet)
  • tepki alana ve sozlukte verilen tanimlari okuyana kadar bu derece ciddiye almamis oldugum kelimedir. hatta bazi ifadeleri*** yumusatarak sunmaya bile hizmet ettigini dusunmusumdur her zaman.

    samimiyetsiz bulunan da kisi degil cumle/davranistir cogu zaman. bu derece uste almayi gerektirir bir durum yoktur. bir bakis acisiyla firsattir bile. "beni bu soyledigine inandir, ikna" et demektedir karsi taraf. susup kendi icinde cozumleyip yanlis yargilara varmak yerine, karsidan bir onama beklemektedir soyledigini gercekten inanarak soyledigine dair.

    "sen samimiyetsiz bir kisisin" denmemektedir. "bu soyledigin cok da samimi duygularin degil gibi geldi"*** denilmektedir. ve bunun cevabi da basit bir "askolsun canim, hic oyle olur mu? tabi ki hede hodo"den baska birsey degildir.
  • 5 gün önce telefonda gecenin bir yarısı ağlayarak ve içten olduğunu bildiğim duygularla "seni çok özlüyorum", "seni seviyorum" derken 5 gün sonra "bir daha beraber olamayız", "istemiyorum" demek suretiyle ortaya konulan ve benzeri yaklaşımlara denir "samimiyetsiz".

    düşünmek gerek acaba hangisi samimiyetsiz di?!

    cevaplaması bile ürkünç!!!

    her iki şekilde de çok kötü sonuç doğuran bir olgudur.

    çuvaldızı kendimize de batıralım, ben hiç olmadım mı peki? tabiki de oldum. bilerek veya bilmeyerek. ama büyük bir sevginin bu kadar samimiyetsizce ifade edilmesinin son derece gurur kırıcı olacağını bildiğim için örnekte ki gibi bir dereceye ulaşmadım.

    bugün ne öğrendim: söyledikleriyle çelişen davranışlarda bulunan tek insan ben değilmişim demekki.

    olsun bu da böyle olsun. işte böyleyken böyle
  • "ay, çok merak ettim seniii" deyip aslında zerre umursamayan, "ahahahaha" deyip aslında o an * gülümsemeyen, "ay çok özlediiim, mutlaka görüşeliiiim" deyip herrr daim "meşgul" olanların dahil olduğu familyadır.
    ****
  • bu türün dişileri için canım kelimesi adeta bir kılavuzdur.

    - bu da benden, çam sakızı çoban armağanı.
    + çok sağol canım yaa... çok şekeer...
    - bunu bulup alana kadar canım çıktı vallaha dün.
    + canım yaa, kıyamaam...

    (bkz: bsgçk)
  • bir insanı eşref-i mahlukattan yeryüzünün en sefil yaratığına dönüştüren samimiyetsizlik eyleminin gerçekleştiren kişidir. böylelerinin maksadı üzüm yemek değil bağcıyı dövmektir, sağ gösterip sol vururlar, ya da sol gösterip sağ vururlar, her devrin adamı olmaları kaçınılmazdır. samimiyet yoksunu olmalarının doğal sonucudur hatta, her devrin adamı olmaları.

    asla ama asla fikir adamı olamayacakları gibi, kat'a dava adamı da olmazlar.
  • icten duygulardan yoksun kisidir. kucuk dunyasinin kralidir ve bu kucuk dunyada sadece kendi istedigi olsun ister. fakat lafa gelince cok dusunceli, herkese karsi cok nazik oldugu vurgular durmadan, kendini de inandirmak istercesine. hayatlarinda bir kere bile bi arkadaslarinin önceligini, iyiligini dusunmemis, saygi bile göstermeye gerek duymamislardir. onlar icin arkadaslik kavrami ya kendilerinin kontrol etmesi ya da baskasinin kontrolune kayitsizca girmektir. bi arkadaslik icin özveri, saygi gibi "gereksiz" duygulardan siddetle kacinirlar. onlarin ekseni etrafinda dönmeyi reddetmeniz durumunda en sinsice, en sessizce bi sekilde sizin mutsuzlugunuzu isterler, yuzlerinde o samimiyetsiz gulumsemeleriyle. cevrenizde böylesi varsa, görmeyin. kayitsizliginiz, onlara karsi en iyi kalkandir.
hesabın var mı? giriş yap