• çevirmen. bir de diş hekimi. bugün altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile yargılandığı davada üstüne basa basa "ben porno çevirmeni değilim" dedi ve bunu da özellikle zabta geçirtti.

    http://www.haberturk.com/…sak-makine-davasi-basladi
  • bizim değerli yazarlarımız da bay sertabiboğlu'nun cees nooteboom'u türkçeye çevirdiği gibi çevriliyorsa yabancı dillere, şaşırmamak gerekir türk yazını neden ilgi görmüyor oralarda diye.
  • kathy acker'ın blood and guts in high school adlı eserinin çevirmeni.
  • “rimbaud” biyografisinin efsanevi çevirmeni. rimbaud’nun gerek yaşamöyküsünü betimleyen cümlelerde, gerekse rimbaud şiirlerinin çevirisindeki ustalığı olağanüstü; dili, rimbaud gibi bir dehaya yaraşırcasına pürüzsüz ve akıcı.
  • call me by your name i katleden çevirmen. be adam hadi kitaptan nefret ettin, tüm ruhu öldürdün; türkçeye de mi saygın yok? part timeı part time olarak bırakmak nedir allah aşkına?
  • adınla çağır beni kitabının çevirisini çok kötü yapmıştır. bazı cümleleri anlamak için birkaç defa okumak zorunda kaldım. noktalama işaretlerine de hiç dikkat edilmemiş. böylelikle insanın okuma isteğini kıran bir çeviri ortaya çıktı.
    umarım kitap tekrar çevrilir ve alıp sonuna kadar okurum zira kitabın yarısında durmak zorunda kaldım.
  • iş bankası'ndan çıkan robespierre biyografisini çok kötü çevirmiş.

    kitabın ingilizcesindeki uzun cümleleri bölmek yerine, bunları orijinalindeki gibi uzun şekilde çevirmeye çalışmış. maalesef cümleler çorbaya dönmüş. uzun olmayan normal yerlerde bile kimi zaman cümlelerde kimin ve neyin kastedildiği belli olmuyor. bunları birkaç defa okumak gerekiyor. sıkça dilbilgisi hatalarına da rastladım. çeviri biçimi hantal, yer yer dan-dun yapılmış çeviriler var. üstelik kimi yerler son derece acemice çevrilmiş. tüm bunlar kitabı okumayı hayli sıkıcı ve sinir bozucu hale getiriyor.

    aynı anda hem kötü hem de yanlış olan bir çeviri örneği verelim. önce türkçe çeviri:

    "robespierre'nin 1789 mayıs'ından önceki davranışlarında ve düşüncelerinde, onun bazı koşullarda muhalefete verilecek karşılığı zorla bastırmada ve idam cezasında bulunacağının önceden tahmin edilmesini sağlayacak hiçbir kanıt yok elimizde." (s. 254)

    ingilizcesi (şu baskıdan):

    "there is nothing in the evidence we have of robespierre's actions and beliefs before may 1789 that would enable one to predict that, in particular circumstances, he would find in repression and capital punishment the answer to dissent." (s. 233)

    bu da biraz inisiyatifle benim çevirim:

    "1789 mayısı'ndan önceki hareketlerine ve düşüncelerine baktığımızda, robespierre'nin fikir ayrılıklarına verilecek yanıtı kimi durumlarda baskı kurmada ve idam cezasında gördüğünü önceden söylemeyi sağlayacak hiçbir kanıt bulunmuyor."

    böyle çeviriler kitabı katlediyor, okuma isteğini, hevesini öldürüyor. para verip aldık diye okumaya devam ettim, ama imkan olsa adam gibi ingilizcesini alıp yeni baştan okurum.
  • çok sevdiğim john fowles'un ağaçlar kitabını sinirle kenara fırlattıran kişi. çevirmen diyemeyeceğim. ingilizce metin okumak ve anlamak bu dilden çeviri yapabilmek anlamına gelmiyor. motamot çeviri yapmak bir eseri doğru çevirmek demek olmamalı. bir kere ingilizcenin dil bilgisi yapısı zaten türkçe ile aynı değil. adam özgün eserdeki kelimelerin sırasını bile değiştirmeden çevirmiş ya, inanılmaz. devrik cümleler, olmayan anlam bütünlüğü, uyumsuzluklar ne ararsan var. pes.
hesabın var mı? giriş yap