• anarko-sendikalist kuramcı ve eylemci. 1873-1958 yılları arasında yaşadı. almanya'nın mainz kentinde doğdu. önce amcasının etkisiyle sosyalist oldu ve sosyal demokrat partiye katıldı, ancak sonra bu fikirleri çok dogmatik bulduğu için, die jungen adında bir muhalif gruba verdiği destek yüzünden 1890 yılında partisinden atıldı. 1891 yılında anarşist düşünce ile tanıştı.

    politik faaliyetlerine 1892'de başladı ancak 1893'de paris'e göç etmek zorunda kaldı. ardından 1895'de londra'ya yerleşti. orada anarşist hareketin içinde yoğun bir şekilde yer aldı, hatta peter kropotkin ile tanışma şansını bile buldu. yahudi olmamasına rağmen göçmen yahudi işçi organizasyonlarında yoğun olarak yer aldı ve anarşist rabbi olarak tanındı. bu zaman diliminde çeşitli dergilerde çalıştı, anarşist kongrelere temsilci düzeyinde katıldı ve grevlerde ön saflarda yer aldı.

    birinci dünya savaşı sırasında, iki tarafa da karşı çıktı ve 'düşman yabancı' olarak sınıflandırılarak tutuklandı. çalıştığı 'arbeiter fraynd' dergisi de 1915'de kapatıldı. 1918'de hollanda'ya gönderilerek sınırdışı edildi ve oradan almanya'ya dönerek, alman anarko-sendikalist hareketinin önde gelen isimlerinden biri haline geldi. 1922'de berlin'de organize edilmesinde çalıştığı kongre, uluslararası işçi birliği'nin (international workers association - iwa) kurulmasını sağladı. bu süreçte 1917'deki bolşevik devrimi'ne anarşistlerin destek vermesine karşı çıktı ve nazi hareketinin gelişmesine karşı mücadele eden liberter sosyalist birliğe katıldı.

    1933'de nazi zulmünde kaçıp amerika'ya yerleşti. burada konuşmacı ve yazar olarak çalışmaya devam etti. hayatının son yirmi yılını new york, crompond'daki mohegan yerleşkesinin kurulmasına adadı. ikinci dünya savaşı'nda müttefikleri destekledi. kropotkin ve malatesta'dan sonra temsil ettiği hareketin en saygın isimlerinden biri olarak anıldı.

    kaynak:
    http://en.wikipedia.org/wiki/rudolf_rocker
  • ünlü bir sözü var:
    "ben anarşizmin nihai amaç olduğuna inandığım için anarşist değilim, nihai amaç diye bir şey olmadığı için anarşistim."

    yirmi yüzyılın en alim ve açıklayıcı liberter teorisyenlerinden biri olarak anılır. yazıları gücün doğası ve onun insan karakterine etkileri üzerine sayısız derinlikli inceleme içerirken, pratiğini de kavrama önseziyle renklenmiştir ve bu yüzden sadece eğitsel değil, aynı zamanda gündelik hayata fazlasıyla uygulanabilir ve yararlıdır.

    yazdıklarının listesi için:
    http://anarchosyndicalism.net/rocker/biblio.htm

    anarko-sendikalizm kitabının tam metni için:
    http://www.spunk.org/…cker/sp001495/rocker_as1.html
  • "sosyalizmin kurucularıyla ortak olarak anarşistler, tüm ekonomik tekellerin yıkılmasını, kullanımı hiçbir ayrım yapılmadan herkese açık olmak üzere toprak ve üretim araçlarında ortak mülkiyeti talep ederler. çünkü kişisel ve toplumsal özgürlük ancak herkese eşit ekonomik imkanların sağlanması temelinde tasavvur edilebilir. bizzat sosyalist hareketin içinde yer alan anarşistler, tarihte ekonomik sömürünün her zaman siyasi ve ekonomik baskı ile yan yana bulunması nedeniyle, kapitalizme karşı savaşımın siyasi gücün tüm kurumlarına karşı siyasi savaşım olduğu görüşünü temsil ederler. insanın insan tarafından sömürüsü ile insanın insan üstündeki tahakkümü birbirinden ayrılamaz ve her biri diğerinin koşuludur"

    anarko-sendikalizm'den.
  • anarko-sendikalizm kitabını emma goldman'ın ricası üzerine yazmış. çok ilginç mektuplaşmaları var bu ikilinin. misal:

    . . . a work on syndicalism in the english language is desperately needed now. it would do tremendous good. the very fact that a publisher asks for such a book shows that he too realises the importance of it ... rudolf dear you really should do the book. and you should do it as quickly as possible. after all a short work on anarcho-syndicalism is not a work of science or deep philosophy. to reach large masses it must be kept in a light tone. anyhow you and no one else are the man to do it. and i hope you will undertake it. it will be a real disgrace to refuse such an opportunity to present our ideas before a large public in england and america. do you not think so? ... of course you must write it in english. if need be it can be revised here ... i feel certain if you made up your mind you could do it in a month ... please, please dear rudolf say yes ... (4 may 1937)

    rocker bir aya başlarım çalışmaya diyor. almanca yazacağı için bir çevirmen ayarlıyor. sonra emma goldman'dan gelen bir mektup daha:

    i wish i had you here. believe me i would spank you ... don't you realise old dear that we never had such a golden opportunity as the offer of the london publisher to get our ideas before a large section of the british workers? and that there never was a more propitious moment than now to make anarcho-syndicalism known in this country? ... it's you my dear and you cannot get away from it. please please set to work on it as quickly as possible. after all you even need no material on the subject. you have got it at your finger tips. you should therefore be able to do it quickly. won't you try? ... (10 june 1937)

    en sonunda rocker'ın eşi rudolf'un işleri var ama yazacak rahat ol mealinde bir cevap yazıyor. sonra aynı yılın sonuna doğru kitap tamamlanıyor.

    kaynak: http://www.ditext.com/rocker/intro.html

    ama emma goldman da ilginç kadınmış vesselam. kendisinden istenen çalışmayı tatlılıkla rocker'a kilitlemiş.
  • (bkz: #108598476)
  • "bütün iktidarlar sevgisizdir; doğası gereği insanlık dışıdır. savunurlarının kalbini insanlığa karşı nefret ve korkunç bir küçümsemeyle doldurur. iktidar saplantısı tüm insani duyguları yok eder ve despotun, hemcinslerine baktığında sadece kendi planlarını hayata geçirmek için hesaba katacağı soyut rakamlar görmesine neden olur"
  • 1873'te doğmuş alman anarşist ve anarko-sendikalisttir. kendisini sıfatsız anarşist olarak tanımlamıştır ve anarşizmdeki farklı düşünce kollarının ekonomik ayrımları yansıttığını düşünmüştür. kendisi bir aktivisttir, birçok eyleme katılmıştır. ilk olarak alman spd'ye katılmıştır lakin anarşizmle tanışmasıyla beraber bu partiden ayrılmıştır, paris'te yahudi anarşistlerle de eylemleri olmuştur.
    önemli eserleri arasında anarko-sendikalizm: teori ve pratiği ve milliyetçilikle ilgili çalışmaları vardır.
  • rudolf rocker 1873 yılında, almanya'nın mainz şehrinde doğmuştur. babasını 10 yaşında kaybetmiş ve bu durumun yarattığı ekonomik güçlük onu çok ufak yaşta çalışmaya itmiştir. (rudolf rocker - milliyetçilik ve kültür, kaos yayınları, biyografi sayfası) gençlik dönemlerinde alman sosyal demokrat işçi partisi'ne katılmış olsa da ıı. enternasyonal'in 1891 yılında brüksel'de düzenlenen kongresine katılmış ve anarşizmi benimsemiştir. (rudolf rocker - milliyetçilik ve kültür, kaos yayınları, biyografi sayfası) almanya'da polis tarafından aranması dolayısıyla londra'ya geçmiştir ancak ı. dünya savaşı sırasında, alman olması nedeniyle ingilizler tarafından esir tutulmuş ve 1918 yılında esir değişimi anlaşması sayesinde hollanda'ya götürülerek serbest bırakılmıştır. (rudolf rocker - milliyetçilik ve kültür, kaos yayınları, biyografi sayfası) 1919 yılında almanya'da gerçekleşen devrimin arifesinde almanya'ya tekrardan dönmüştür ancak sonrasında naziler'in iktidara gelmesi ve reichstag yangını olayları neticesinde almanya'dan ayrılmak zorunda kalmıştır. almanya'dan ayrıldığında 60 yaşındaydı ve hayatının kalan 25 senesini amerika birleşik devletleri'nde geçirip 1958 yılında ölmüştür. (rudolf rocker - milliyetçilik ve kültür, kaos yayınları, biyografi sayfası)

    rudolf rocker, birçok kimse tarafından zannedilenin aksine keskin bir anarko-sendikalizm savunucusu değildir. anarko-sendikalist örgütlenmelerde yer almıştır ancak kendisinin ''sentezci anarşist'' (anarchist without adjectives) olduğunu belirtmiştir. kısacası anarşist spektrumun, anti-kapitalist ve tahakküm karşıtı olduğu sürece, farklı ekollerinden gelecek olan teori ve praksislerin de çözüm üretebileceği düşüncesine inanmıştır. rocker'ın anarko-sendikalist olarak tanınmasının ardında yatan en önemli sebep ürettiği en iyi eserlerden birisi olan ''anarko-sendikalizm: teorisi ve pratiği'' isimli kitaptır. bu kitap anarko-sendikalizm üzerine yazılmış en anlaşılır ve önemli kitaplardan birisi olarak kabul görmektedir. hem rudolf rocker'ın anarşizm tarihindeki önemli bir karakter olmasına inandığım hem de anarko-sendikalizm hakkında giriş niteliğindeki eserinin önemi nedeniyle, gregori maximoff, fernand pelloutier, santillan vb. anarko-sendikalist fikriyatı doğrudan etkilemiş kimseler yerine rocker'a yer vermekte karar kıldım.

    1895 yılında ingiltere'ye gelen rocker buradaki yahudi anarşistler tarafından çok sıcak bir şekilde karşılanmıştır. ( margaret vallance - rudolf rocker: a biographical sketch, journal of contemporary history, volume 8, ıssue 3, 1973) yidiş dilini öğrenen rocker, 1896 yılında ''der arbeter fraint'' isimli anarşist dergide yazmaya başlamıştır. ( margaret vallance - rudolf rocker: a biographical sketch, journal of contemporary history, volume 8, ıssue 3, 1973) daha sonra, kendi yazıp düzenlediği ve iki haftada bir çıkarttığı ''germinal'' isimli bir dergi olmuştur. 12. sayıdan sonra dergi aylık yayınlanmaya başlanmıştır. ( margaret vallance - rudolf rocker: a biographical sketch, journal of contemporary history, volume 8, ıssue 3, 1973) 1906'da, göçmenler için, ingilizce dilinde tarih, edebiyat ve sosyoloji derslerini içeren bir eğitim programı ile jubilee sokak enstitüsü kuruldu. ( margaret vallance - rudolf rocker: a biographical sketch, journal of contemporary history, volume 8, ıssue 3, 1973) hayatı boyunca, bir anarşist olarak ve daha sonra sendikalist hareket için yaptığı çalışmalarda rocker, eğitim ihtiyacında ısrar etti. işçiler önce kendileri için düşünmeyi öğrenmelidir; ancak o zaman kitlelerin cehaletini ve kayıtsızlığını sömüren siyasi partilerin iddialarını değerlendirebileceklerdir. ( margaret vallance - rudolf rocker: a biographical sketch, journal of contemporary history, volume 8, ıssue 3, 1973)

    1918 kasım'ında almanya'ya dönen rocker, 1918'in aralık ayında ''der syndikalist'' isimli anarko-sendikalist dergiye katkı vermeye başlamıştır. ( margaret vallance - rudolf rocker: a biographical sketch, journal of contemporary history, volume 8, ıssue 3, 1973) bu dergiye katı verenler arasında ünlü anarşist max nettlau'nun da olduğu bilinmektedir ve rocker'ın ifadesine göre derginin halk arasında dolaşımının 100 bini bulduğu olmuştur. ( margaret vallance - rudolf rocker: a biographical sketch, journal of contemporary history, volume 8, ıssue 3, 1973)

    rocker'ın anarşizmi:

    rocker, ''anarko-sendikalizm: teorisi ve pratiği'' isimli kitabının ilk bölümüne anarşizmi tarif eden şu paragrafla başlar: '' anarşizm, günümüz yaşamının göze çarpan entelektüel akımlarından biridir. bu akımın yandaşları ekonomik tekellerin ve tüm politik ve toplumsal baskı kurumlarının ortadan kaldırılmasından yanadırlar. var olan kapitalist ekonomik düzen yerine, anarşistler, tek amacı toplumun her üyesinin ihtiyaçlarını karşılamak olan ve artık toplumsal birlik içinde ayrıcalıklı azınlıkların özel çıkarlarını gözetmeyen, tüm üretici güçlerin, işbirliği içinde, emeğe dayalı özgür işbirliğini tercih ederler. politik ve bürokratik kurumların ruhsuz mekanizmalarına sahip günümüz devlet kuruluşları yerine anarşistler, birbirlerine ortak ekonomik ve toplumsal çıkarlarla bağlı olan ve işlerini karşılıklı anlaşma ve serbest bağlantı yoluyla halleden özgür toplulukların federasyonunu isterler.'' (rudolf rocker - anarko-sendikalizm, kaos yayınları, sy. 13) bu tanımlamayla birlikte rocker, anarşizm anlayışını özgür bireylerin karşılıklı ve gönüllülük esasına dayanan etkileşimleri üzerine inşa eder.

    özgür insanın, toplumsal bağlardan azade olmadığını düşünen rocker, bu düşüncesini savunurken kropotkin'e de atıfta bulunmuş ve onun çalışmalarının bu durumu ortaya koymakta son derece başarılı olduğunu savunmuştur; '' kropotkin doğanın bu şekilde sınırsız savaş alanı olarak anlaşılmasının gerçek yaşamın yalnızca bir karikatürü olduğunu ve varolmak için diş ve pençeyle verilen vahşi mücadelenin yanı sıra doğada daha güçsüz türlerin sosyal birleşimi ile toplumsal içgüdülerin evrimi ve karşılıklı yardımla ırkların devamı şeklinde ifade edilen diğer bir ilkenin de var olduğunu gösterdi. bu anlamda insan, toplumun yaratıcısı değildir, ancak toplum insanın yaratıcısıdır; çünkü insan kendisinden önceki türlerden ilk ortamında diğer türlerin fiziksel üstünlüğüne karşı kendi devamını ve akla gelmeyen bir gelişim göstermesini tek başına sağlayan bir toplumsal içgüdüyü miras almıştı. varoluş mücadelesinde bu ikinci eğilim birincisine göre çok daha üstündü; bunu hiçbir toplumsal yaşamı olmayan ve yalnızca fiziksel kuvvete dayanan türlerin hızla gerilemesi de gösteriyor. günümüzde doğal bilimlerde ve toplumsal araştırmalarda gittikçe daha büyük bir kabul gören bu görüş, insan evrimiyle ilgili kuramlara tümüyle yeni boyutlar kazandırdı.'' (rudolf rocker - anarko-sendikalizm, kaos yayınları, sy. 20-21)

    rocker'a göre anarşizmin iktisadi teorileri, ister kolektivist, ister komünist isterse de bireyci olsun, kendilerini kapalı bir sistem olarak değil özgür bir topluluğu korumaya yönelik birer ekonomik varsayım olarak sunmalıdır. (rudolf rocker - anarko-sendikalizm, kaos yayınları, sy. 20-21) bu söylemini devam ettirirken kullandığı ifadeler, rocker'ın keskin bir anarko-sendikalistten ziyada sentezci bir anaşist olduğunu kanıtlar niteliktedir; '' geleceğin toplumunda büyük olasılıkla yan yana duran farklı ekonomik işbirliği biçimleri de olacaktır; çünkü tüm toplumsal ilerlemelere o serbest deneycilik ve uygulamada test etme yöntemi de eşlik etmelidir. serbest topluluklardan oluşan bir toplumda bunlar için her türlü fırsat bulunacaktır.'' (rudolf rocker - anarko-sendikalizm, kaos yayınları, sy. 22) modern anarşizmin bir taslağını çizerken rocker, bu düşüncenin sosyalizm ve liberalizmin bir karışımı şeklinde ortaya çıktığını savunur. sosyalizm, insanların üretim araçları üzerindeki ilişkileri sebebiyle toplumsal sınıflara ayrıldıkları sürece gerçekten özgür olamayacaklarını, köle-efendi, ezilen-zorba ikileminin her daim kendisini üreteceğini ve özgürlüğü baltalayacağını görmüştür. bunun için de üretim araçları üzerindeki özel mülkiyet ortadan kaldırılmalı ve ekonomik tekeller giderilmelidir. öte yandan sosyalizm, üretim araçlarının belirli bir zümrenin elinde toplanması, tıpkı kapitalizm gibi, ve despotik yönetim biçimlerinin ortaya çıkmasıyla da sonuçlanabilir. öte yandan liberalizm, rocker'a göre, tarihsel olarak devletin ve siyasi yönetimin gücünü asgari seviyeye indirmeye çalışmış ve demokrasi kavramını geliştirmiştir. fakat toplumun büyük bir kısmı emeğini zenginlere satarak yaşamak zorundayken, devletin sınırlanması ve demokrasi rocker'ın ifade ettiği üzere ancak bir kalpazanlık olabilir. bu kıyastan yola çıkarak, sosyalizm ve liberalizmin modern anarşizmin oluşumunda rol oynadığını savumaktadır. çünkü anarşizm, hem sosyalizmde olduğu gibi üretim araçları üzerinde özel mülkiyeti reddetmekte, hem de liberalizmden bile ileriye giderek devleti ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. (rudolf rocker - anarko-sendikalizm, kaos yayınları, sy. 20)

    kısaca söylemek gerekirse anarko-sendikalizm, her türlü sömürü ve tahakküme karşı çıkan bir işçi sınıfı siyasi ideolojisidir. tüm insanların temelde eşit olduğunu(yaşama ve yaşamın kaynaklarından yararlanma hakkı anlamında) ve başkalarının özgürlüklerine zarar vermediği sürece hayatlarını uygun gördükleri şekilde yaşama özgürlüğüne sahip olmaları gerektiğini savunur. (workers’ solidarity federation - anarcho-syndicalism outlined) kapitalizme, işçilerin ve yoksulların küçük bir patronlar sınıfının ve üst düzey hükümet figürlerinin yararına sömürülmelerine dayanan kısır bir kar sistemi olması sebebiyle karşıdır. ırkçılık ve diğer politik zorbalık biçimleri öncelikle kapitalizmin ve devletin ürünüdür. (workers’ solidarity federation - anarcho-syndicalism outlined)

    anarko-sendikalizme göre dünya nüfusunun çoğunluğunu yoksullaştıran ve ezen bu adaletsiz toplumsal sisteme karşı direnilmeli ve yenilgiye uğratılmalıdır. bu sistem asla reforme edilemez. bu sistem var olduğu sürece yoksulluk, baskı ve ırkçılık olacaktır. kapitalizmi, devleti ve her türlü baskıyı alt edebilecek, mücadele edebilecek kimseler emekçi ve yoksul halktır. yalnızca bu insanlar -işçi sınıfı ve çalışan köylüler- işi yönetebilirler çünkü sistem üzerinde hiçbir çıkarları yoktur, örgütlenme yeteneklerinde (özellikle işyerinde) güce sahiptirler ve toplumun tüm zenginliğini onlar üretirler. yalnızca üretken bir sınıf özgür, anti-otoriter bir toplum yaratabilir, çünkü yalnızca böyle bir sınıfın iktisadi faaliyetleri sömürüye dayanmaz. (workers’ solidarity federation - anarcho-syndicalism outlined)

    kapitalizm yerine, işçi ve köylülerin toprağı ve fabrikaları doğrudan kontrol ettiği ve bu kaynakları herkesin yararına üretmek için kullandığı özgür sosyalist bir ekonomik sistem talep ederler. (workers’ solidarity federation - anarcho-syndicalism outlined) devletin yerine, yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası düzeylerde birleşmiş, tabandan örgütlenen, işyeri ve topluluk konseyleri aracılığıyla işçilerin kendi çalıştıkları işleri doğrudan demokratik ilkelerle yönetmelerini savunur. (workers’ solidarity federation - anarcho-syndicalism outlined) devleti siyasi bir aygıt olarak kullanmak yerine, mücadelenin ve devrimin işçilerin ve yoksulların kitlesel demokratik hareketleriyle gerçekleşmesi gerektiğine inanırlar. özellikle sendikaların devrimci potansiyelini vurgularlar. sendikalar işçileri burada ve şimdi patronlarla savaşmaları için örgütleyebilir. sendikalar ayrıca işçilerin fabrikaları, madenleri, çiftlikleri ve ofisleri devralmaları ve doğrudan yönetmeleri için araç sağlayabilir. anarko-sendikalist bir örgütün rolü devrimi kitleler için ''yapmak'' değildir. kitleleri kendi adlarına özgürlüğe yürümeleri için örgütlemeye ve eğitmeye yardımcı olmaktır. her türlü baskıya karşıdır ve içinde yaşadığımız koşulları iyileştirmek için her gün verilen mücadeleleri desteklerler. kitlelerin öz faaliyetini ve devrimci bilincini teşvik ederler. (workers’ solidarity federation - anarcho-syndicalism outlined)

    ''çağdaş anarko-sendikalizm, birinci enternasyonalin bağrında şekillenen ve büyük işçi ittifakının özgürlükçü kanadı tarafından en iyi biçimde kavranan ve en güçlü biçimde sahip çıkılan toplumsal özlemlerin doğrudan bir devamıdır.'' (rudolf rocker - anarko-sendikalizm, kaos yayınları, sy. 20) bu cümleleri sarf eden rocker'a göre, sosyalizmin parlamenterizmle buluşması işçi sınıfı hareketini bir adım dahi ileriye taşımamış, aksine sosyalizmin yukarıdan aşağıya dayatılacak bir şey olduğu algısını yaratmış ve işçi sınıfının kendisini kurtarma arzusunu zedelemiştir. (rudolf rocker - anarko sendikalizm, kaos yayınları, sy. 69-70) ''devleti ele geçiren onun tarafından ele geçirilir.'' (rudolf rocker - anarko sendikalizm, kaos yayınları, sy. 20) rocker'ın düşüncesine göre anarşist sendikalizm, sendika kavramını kapitalist toplumun ömrüyle sınırlı tutmaz, sendika sadece işçilerin kapitalizm altındaki hak ve kazançlarını iyileştirmenin bir yolu değildir. aynı zamanda kendi yaşamları üzerinde hak sahibi olarak örgütlenmeleri, sınıf bilinci kazanmaları ve dayanışma içerisinde üretimi yeniden örmeleri için bir araçtır. (rudolf rocker - anarko sendikalizm, kaos yayınları, sy. 74) rocker'ın kendi ifadesiyle; '' anarko-sendikalizmin örgütlenmesi, federalizm ilkelerine dayalıdır, aşağıdan yukarıya serbest birleşmeyi içerir ve her üyenin kendi kaderini tayin hakkını her şeyin üzerinde görerek sadece herkesin benzer çıkar ve ortak kanaatlerine dayalı organik anlaşmasını tanır.'' (rudolf rocker - anarko-sendikalizm, kaos yayınları, sy. 75)

    anarko-sendikalizmin yöntemlerinden bahseden rocker, anarko-sendikalistlerin yarının tahakkümsüz toplumunun tatlı rüyalarıyla faaliyetsiz ve müdahalesiz bir yaşam sürdüklerinin bir yanılgı olduğundan bahseder. anarko-sendikalizm her daim faaliyette ve örgütlenme çabasındadır, işçi sınıfını bürokratik ve hiyerarşik sözde-sosyalist partilerin insafına bırakmak yerine onlara gerçekten kendi iradeleriyle örgütlenme fırsatı tanır. (rudolf rocker - anarko sendikalizm, kaos yayınları, sy. 89) sosyalizmi parlamenter veya öncü parti aracılığıyla elitist bir kadro ile kurmayı amaçlayan ekollerin aksine anarko-sendikalizm, devleti büyütmeyi değil her daim devletin alanını küçültmeyi amaçlamaktadır. (rudolf rocker - anarko-sendikalizm, kaos yayınları, sy. 89) devlete olan yaklaşım ile kapitalizme olan yaklaşım bu açıdan ayrılamaz. diğer sosyalist ekoller devlete tüm ekonomik faaliyet üzerinde güç vererek devlet kapitalizmini oluşturma tehlikesi doğururlar

    anarko-sendikalizmin yöntemleri arasında genel grevler merkezi bir rol oynar. genel grevin tarihsel başarısı rocker'a göre asıl faktörün işçilerin öz örgütlenmesi olduğunu ortaya koymaktadır; ''1905'te anayasayı imzalaması için çarın eline kalemi tutuşturan, çalışanların büyük genel greviydi. rus entelijansiyasının kahramanca mücadele ile onlarca yılda elde edemediğini işçi sınıfının birleşik ekonomik eylemi kısa sürede sonuca vardırdı. demek ki, politik mücadelenin odak noktası politik partiler değil, işçi örgütlerinin ekonomik mücadelesidir. anarko-sendikalistleri, tüm etkinliklerini kitlelerin sosyalist bir biçimde eğitilmesi ve onların hem ekonomik hem de toplumsal güçlerinin kullanılması merkezine oturtmak zorunda bırakan işte bu düşüncedir. anarko-sendikalistlerin yöntemi, dönemin hem politik hem de ekonomik meselelerinde doğrudan eylemdir. tarihteki tüm belirleyici anlarda herhangi bir kazanım sağlayan tek yöntem budur. '' (rudolf rocker - anarko-sendikalizm, kaos yayınları, sy. 94) grevler işçiler arasındaki dayanışma duygusunu arttırdığı gibi yaşanan sorunların toplumsal olduğu bilincini de oluşturur.

    rocker'ın ''anarko-sendikalizm'' den sonraki en önemli çalışması ''milliyetçilik ve kültür'' isimli kitabı olmuştur. rocker, bu çalışmasıyla bertrand russell, albert einstein, lewis mumford ve thomas mann gibi önemli entelektüellerin övgüsünü almıştır. einstein bu eseri överken şu söylemlere yer vermiştir; '' milliyetçilik ve kültür her türlü övgüyü hak eden, özgün fikirlerle dolu olağanüstü aydınlatıcı bir kitap. rocker, pek çok olgu ve ilişkiyi benzersiz ve ikna edici bir biçimde ortaya koyuyor. devletin işlevinin tamamen olumsuz olduğuna dair temel iddiasıyla hemfikir olmasam da, bu durum milliyetçilik ve kültür'ü önemli ve aydınlatıcı bir kitap olarak değerlendirmeme engel değil.'' ( rudolf rocker - millliyetçilik ve kültür, kaos yayınları)

    rocker'ın milliyetçilik analizi:

    ''her milliyetçilik doğası gereği gericidir; çünkü önceden tasarlanmış bir fikre göre geniş insanlık ailesinin farklı farklı bölümlerine belirli birer karakteri giydirmeye çalışır. bu yönüyle, her vahiy dininde bulunan temel inançlarla milliyetçi ideoloji arasındaki manevi akrabalığı ortaya koymuş olur. milliyetçilik bir yandan, ifadesini insan türünde bulan organik birliğin içinde yapay ayrılık ve bölünmeler yaratırken, bir yandan da sadece bir hüsnükuruntudan kaynaklanan hayali bir birlik için can atar. bu fikri savunanlar, belirli bir insan topluluğunun tüm üyelerini diğer topluluklardan daha da kaim çizgilerle ayırmak için tek sesli hale getirmek isterler. bu açıdan, 'kültür milliyetçiliği' olarak adlandırılan şey de genelde siyasi amaçları incir yaprağı işlevi gören siyasi milliyetçilikten hiçbir şekilde farklı değildir. bu ikisi ruhsal açıdan birbirinden ayrılamaz; sadece aynı özlemin iki farklı tarzını temsil ederler.'' (rudolf rocker - milliyetçilik ve kültür, kaos yayınları, sy. 256)

    rocker, ''memleket sevgisi'' ile ''milliyetçiliğin'' birbirini ikame eden kavramlar olarak kullanılmalarının bir kalpazanlık olduğunu savunur. (rudolf rocker - milliyetçilik ve kültür, kaos yayınları, sy. 256-257) memleket sevgisi ilerleyen dönemlerde geçmişe duyulan özleme eşlik eder, erken dönemde ise insan yaşamının doğal seyrinin bir getirisidir; ''genel olarak, kültür-milliyetçiliğinde temelde hiçbir ortak yanı olmayan iki ayrı duygu birbirine karışır. zira memleket sevgisi vatanseverlik değildir, devlete duyulan bir sevgi değildir, kökü soyut millet fikrine dayanan bir sevgi de değildir. kişinin üzerinde doğup büyüdüğü toprak parçasının onun en derinlerine işlediğini kanıtlamak için anlamsız açıklamalara gerek yoktur. çünkü insan ruhunda en kalıcı iz bırakan etkiler, çocukluk ve ilk gençlik izlenimleridir. memleket, insanın her kıvrımını avucunun içi gibi bildiği giysisi gibidir.'' milliyetçiliğin iki ayırt edici özelliği, iktidar arzusu ve diğer milletlere üstünlük taslamaktır. buna devlet tapıncı da eklemlenmektedir. (rudolf rocker - milliyetçilik ve kültür, kaos yayınları, sy. 258) '' memleket sevgisi ne siyaset pratiğine girer ne de herhangi bir yolla devleti destekleme peşinde koşar. bu, insanın memleketinin de parçası olduğu doğayı sever gibi özgürce sergilediği tümüyle içten gelen bir duygudur. bu itibarla, doğal gelişimi nasıl yapay ikamenin karşısına koyuyorsak, memleket sevgisini de devletin emrettiği millet aşkının karşısına koyarız.'' (rudolf rocker - milliyetçilik ve kültür, kaos yayınları, sy. 258)

    rocker'a göre milliyetçiliğin en güçlü modern tezahürü italyan faşizmi ve alman nasyonal sosyalizmi olmuştur. (rudolf rocker - milliyetçilik ve kültür, kaos yayınları, sy. 289) bu ikili, her türlü özgürlükçü düşüncenin düşmanıdır. liberter sosyalizmi destekleyen bir anarşist olmasına rağmen rocker, liberalizmin özgürlükçü ve devrimci bir öze sahip olduğunu söylemiştir. bu açıdan sosyalizme karşı kurulan tahakkümün yanı sıra, faşizm ve nazizmin siyasi ve iktisadi anlamda liberalizmi de ezmeye çalıştığını belirtmiştir; '' siyasi liberalizmin ilkeleriyle birlikte ekonomik liberalizmin fikirleri de bir yana bırakılmalıdır. nasıl bugünün siyasî faşizmi, insana sadece devlete hammadde olarak hizmet ettiği ölçüde yaşam hakkı tanıyan yeni bir incil vaaz etmeye çalışıyorsa, modern endüstriyel faşizm de dünyaya sanayinin insan için değil, ama insanın sanayi için, sırf sanayinin işine yaramak için var olduğunu göstermeye çalışır.'' (rudolf rocker - milliyetçilik ve kültür, kaos yayınları, sy. 294)

    rousseau ve hegel, rocker'a göre modern devlet gericiliğinin iki muhafızı olmuştur. (rudolf rocker - milliyetçilik ve kültür, kaos yayınları, sy. 194) bu anlamda rocker'a göre özellikle hegel, faşist ve nazi devlet modelinin gelişmesinde ve devletin zorunlu bir kötülükten bir baba figürüne evrilmesinde rol oynamıştır. '' bakunin rousseau’yu ''modern gericiliğin gerçek babası'' olarak adlandırmakta haksız değildi. gözünü insanın üstünden hiç ayırmayıp kendi yüce iradesini acımasızca dayatan, her şeye egemen, her şeyi içine alan azametli bir siyasi tanrı fikrinin manevi babalarından biri de o değil miydi?'' (rudolf rocker - milliyetçilik ve kültür, kaos yayınları, sy. 194)

    rocker, sosyalizm ve devlet

    rocker, politikada uygulandığı şekliyde sosyalizmin otoriter uygulamalarının olduğunu düşünüyor ve anarşist çerçevede olmayan bir sosyalizmin otoriterizm ürettiği fikrine varıyordu. bu anlamda marksizm'i, hegelci bir gelenekten geldiği ve tarih anlayışını bu fikirler üzerine temellendirdiği için eleştirmiştir. ''marksist formülasyonda en çarpıcı olan, bu tarihsel ve felsefi kavramın doğrulanması değil, kavramın ifade edildiği pozitif biçim ve marx’ın bunu dayandırdığı düşünme tarzıdır. marx’ta, halefi olduğu hegel’in etkisini açık seçik görebiliriz. ''tarihsel zorunluluklar''ın ve ''tarihsel misyonlar''ın mucidi, ''mutlak’ın filozofu''ndan başkası onun yargılarına böyle bir özgüven kazandıramazdı. her toplumsal fenomenin olayların zorunlu, doğal akışının belirlenimci bir tezahürü olarak kabul edilmesini gerektiren “toplumsal fizik yasalarının temeline indiği inancını ona yalnızca hegel esinleyebilirdi. sahiden de marx’ın varisleri ''ekonomik materyalizm''i kopernik ve kepler’in keşifleriyle karşılaştırmış, bu tarih yorumuyla sosyalizmin bir bilim hâline geldiğini bizzat engels iddia etmişti.'' (rudolf rocker - milliyetçilik ve kültür, kaos yayınları, sy. 25-26) '' marksizm suretindeki hegelcilik, büyük sosyalizm hareketini, filizlenen tohumdaki küf gibi etkilemiştir. bu ekol, saint-simon’un sıcak, hayat dolu ''oğlum, hiç unutma ki, insan büyük işler gerçekleştirmek için coşkulu olmalı'' sözlerini küçümsemiş, insanlara arzularına ket vurup -tarihte gelip geçen her şeyin mecrası olandeğişmez yasanın sessiz saltanatını ifade eden saatin düzenli tiktaklarına kulak vermeyi öğütlemişti. kadercilik her yakıcı arzunun, her ideal özlemin, ifade arayan ve kendisini yaratıcı faaliyete dönüştürmeye çabalayan tüm taşkın gücün mezarcısıdır. friedrich engels şöyle övünür: ''biz alman sosyalistleri sadece saint-simon, fourier, owen değil, kant, fichte ve hegel’den de geldiğimiz için gururluyuz.'' almanya’da sosyalizme böylesine umutsuz bir otoriter nitelik veren şey, büyük ölçüde işte bu kökendir. alman sosyalizmi kant, fichte ve hegel’in tedrisatından geçeceğine lessing, herder ve jean paul’den daha çok esinlenseydi, kesinlikle daha yararına olurdu.''(rudolf rocker - milliyetçilik ve kültür, kaos yayınları, sy. 238)

    rocker'ın liberter sosyalizm anlayışı devletin ve hiyerarşik, otoriter örgütlenme yapılarının olmadığı, bireylerin gönüllü etkileşimine ve birlikteliğine dayanan, üretimi çalışan ve üretim alanlarında zihinsel ve fiziksel emek harcayan kimselerin örgütlediği anarşist ve özgür bir praksistir.
hesabın var mı? giriş yap