• selçuklu tarihinin en büyük kumandanı eksükoğlu artuk tarafından mağlup edilerek esir alınmıştır.ancak artuk bey onu bizans'a teslim etmeyerek eşinin ödediği fidye ile serbest bırakmıştır.roussel tipik bir normandı.maceraperest ve savaşçıydı.malazgirt savaşının kaybedileceğini önceden görerek bizans ordusundan ayrılmıştır.emrindeki 3000 kadar frank-norman zırhlı süvarisi ile o dönemdeki adı galatya olan, ankara-eskişehir-afyon-yozgat-çankırı bölgesinde bir krallık kurmuştur.1077 yılında tekrar selçuklu orduları ile savaşa tutuşup esir edilerek bizans'a teslim edildi ve idam edildi.onun ölümüyle selçukluların orta anadolu'daki faliyetleri için artık bir engel kalmamış bulunuyordu.doğrudan veya dolaylı olsun anadolu'nun türkleşmesinde önemli payı vardır.
  • romen diyojen askersiz, başsız kalan ordusunu norman lejyonerle desteklemek için uğraşmış. crispin, frankopoulos, raimbaud ve tabi ki roussel de bailleul gibi dönemin namlı paralı komutanları ve onlara bağlı paramiliter (?) grupları ordusuna katmış ama çoğundan verim alamamış.. frankopoulos, crispin rütbe ve paramızı vermediniz diye isyan etmiş, bailleul isyan etmekle kalmamış saf değiştirmiş üstüne bir de gitmiş kendine devlet kurmuş..
    değişiklik zamanlarmış ama hepsi selçuklu 'ya yaramış doğrusu...
  • dizisi bile yapılabilecek ipe sapa gelmez bir norman savaş reisi. özellikle malazgirt savaşı öncesi ve sonrası hareketleri, anadolu tarihini en az oğuz göçleri kadar etkilemiştir. doğu roma imparatorluğu'nun savaş sonrası içine düştüğü karışık durumu değerlendirmiş, kısa süreliğine de olsa galatya'da (ankara ve çevresi) bir norman dükalığı kurmuştur. bizans sırf bu adamın yarattığı tehlikeyi bertaraf etmek için selçuklu beyleri ile ittifak kurmuş, bizans taht kavgalarında her iki taraf farklı müttefik ilişkileri geliştirmiştir. öyle ki batı anadolu'ya daha çok oğuz göçü gelmesi bu sayede olmuştur. roussel de bailleul genlerindeki o savaşçı vikingin etkisiyle anadolu'da oradan oraya elde kılıç koşturup, kah bizans tahtı için savaşanlarla kah selçuklu beyleriyle ittifak yaparken hayatı idamla son bulmuş.

    aslında vikings dizisi tadında senaryolaştırabilecek bu tarihi gerçekler ne yazık ki bizde din iman propagandası ve küffar edebiyatı ile yüzeysel, şovenist anlayışa kurban gidiyor. trt'de başlayan alp arslan dizisinde işlenebilecek bir kahraman olabilecek iken büyük ihtimal ya hiç bahsedilmeyecek ya da kısacık olarak geçiştirilecek.

    kendisinden yaklaşık 2 yüzyıl sonra bu sefer batı anadolu'da terör estiren bir başka savaş reisi de (daha doğrusu paralı asker) roger de flor isimli bir katalan komutandır. tam da osmanlı beyliğinin kuruluş yıllarında ortalığı birbirine katmıştır. (kemal tahir'in devlet ana romanındaki norman savaşçı notüs gladyüs'ü hem roussel'in hem de roger'in bir kompozisyonu olarak görürüm. kemal tahir de büyük ihtimal bu ikisini düşünerek notüs gladyüs'ü kurgulamış olabilir.)

    velhasıl kelam bizi bunlar ilgilendirmiyor. bizi küffara kılıç sallayan, objektifliğin kıyısından bile geçmeyen, yapmacık, propaganda temalı diziler ilgilendiriyor.
  • kimse de dememiş ki bu adam nasıl ankara, eskişehir, yozgat, çorum, çankırı civarında krallık kurmaya kalkıyor. cevabını verelim hemen. bu arkadaş frank ama köken itibarı ile galyalı yani kelt soylusu. hali ile anadoluya ms 2. yüzyılda yerleşen ve ankaraya adıni veren keltler yani galatlarla ayni soydan. bailleul bunu bizans icin savasırken farkediyor ve yerel halkin galyalilardan bir farki olmadigini goruyor. boylece bu bölgede destekci buluyor kendine. hali ile asimile olsalarda anadolu galatları hala savaşcı bir kavim. ve roussel de bailleul bu destekle kralliğını ilan ediyor.
hesabın var mı? giriş yap