rokfor

• ayrıca, tulumdan da eski kashardan da daha kotu kokar, ayriyettendallama fransizlar bunu meyve veya tatlı nıyetıne, kıtır kıtır aksham yemeklerınden sonra tuketırler (aslında her cheshıt peynırı tuketırler ama bunun hastaları, bızım yemekten sonra chay tıryakılerıne benzer)
• ayak kokan bi peynir türü...
• şarapla müthiş giden pahalı bir peynir türü.
• en yağlı, en bakterili, en lezzetli peynir türü. şarap aralarına sıkıştırıldığında ağızda bıraktığı tatla sanki ilk şarabınızı içiyormuşunuz hissi sağlar. ağızda ne var yok süpürür güce sahip kişilikli peynir.
• küflüdür..içindeki yeşilimtrak hatta maviye yakın küfler görülebilir..kokusu olmasa tadı aslında güzel...
• saraphanelerde istenen peynir tabaklarinin en nadide parcasi.. rokforu once kapabilmek icin ileri satranc tekniklerini andiran taktik mucadeleler yapilir. mekan onceden gidilmis bir yer ise rokforun tabaktaki konumu %90 onceden bilinmektedir. buna gore masaya oturulurken rokfora yakin oturulur.. tabak masaya konduktan sonra tek bir hamle ile ortadan ikiye ayrilir ve bir parca size diger parcada masadaki en samimi oldugunuz kisiye kalacak sekilde birakilir. hepsini tek hamlede goturmek ayilik gostergesidir, caiz degildir.
• teknik olarak üzerinde deliklerin oluşması normal olan tek peynir türü. tek bir rokfort basili tarafından fermente edilir.
• annemin kedisinin en sevdiği peynir çeşidi.
• fransızların 1 milyonuncu peynir çeşidini de üretçez zihniyetiyle halka yedirmeye çalıştıkları, sonra da tabii ki bütün dünyaya yayılan peynir.
  
  "je ne suis pas chauvine, mais la france est quand meme la reine des fromages"
  (bkz: leurope)
• (bkz: küflü peynir)