*

  • adli tıp uzmanı prof. dr. sevil atasoy'un yıllardır yinelediğini söylediği bir tezi.

    --- alıntı ---

    italyan suç tarihinin en ünlülerinden vincente verzini, 12 kadını öldürdüğü kariyerinin ilk becerilerini kedileri boğarak elde etmişti.

    1883'te dünyaya gelen peter kürten ya da herkesçe bilinen adıyla "düsseldorf vampiri", her yaştan ve cinsten 50 kişiyi içeren cinayet listesine başlamadan çok önce, köpeklere, koyunlara işkence eden, onların ırzına geçen ve onları öldüren biri olarak tanınırdı.

    15 yaşındaki kobe canavarı sakakibara, 11 yaşındaki jun hase'nin başını gövdesinden ayırmadan önce, kedi başı kesmiş, güvercinleri boğmuştu.

    19 yaşına varmadan 5 çocuğu öldüren christine falling'in çocukluğu kedi cinayetleri ile doludur.

    annesini ve iki küçük kızı bıçaklayarak öldüren luke woodham, daha önce kendi köpeğini yakmıştı.

    1970'lerde, uzun siyah saçlıları hedeflediğinden kadınların saçlarını sarıya boyatmasına yol açan ve bir yıl içinde altı kişiyi öldüren david berkowitz, komşusunun köpeğini vurmuş, annesinin papağanını zehirlemişti.

    her iki eşini öldüren richard william leonard'ın, kurbağaları ezmek ve otomobilinin motoruna kedi bağlamak gibi huyları da vardı.

    katil jack bassenti, köpek yavrularını canlı olarak gömerdi.

    filmlere, romanlara ilham kaynağı olan jeffrey dahmer, kedilerin iç organlarını inceledikten sonra, aynı tekniği 17 küçük erkek çocuğa uyguladı.

    14 kişiyi öldüren patrick sherrill, köpeğinin de aynı zevki tadabilmesi için komşularının kedilerini çalardı.

    dedesini, ninesini, annesini, karısını öldüren edward kemperer, çocukluğunda kedileri ufak parçalara ayırırdı.

    kaç kişiyi öldürdüğünün hesabı bile bilinmeyen ana katili henry lee lucas, hayvanları da öldürür, onların cansız bedeniyle ilişkiye girerdi.

    boston canavarı albert de salvo, kedi ile köpeği aynı kafese koyar, aç bırakır, birbirini öldürüp yemelerini seyrederdi. daha sonra 13 kadını boğdu.

    michael cartier, 4 yaşındayken kapalı pencerelere doğru kedi yavrularını fırlatır, tavşanların bacağını kopartırdı.

    11 yaşındaki andrew goldenile, 13 yaşındaki mitchell johnson köpeklere işkence edip, öldürürlerdi. 24 mart 1998'de arkansas'taki okullarında 4 öğrenci ve bir öğretmeni öldürdüler.

    theodore robert bundy, dedesinin hayvanlara kötü davranışlarını seyrederek büyüdü. daha sonra 32 kadını öldürdü.

    --- alıntı ---

    http://haytap.org/…nrasi-okunma-rekoru-kiran-yazisi
  • hayvanlara zarar vermeyenlerin kolay kolay insanlara da zarar vermediği bir gerçektir. nitekim hayvanlara en çok zarar veren insanlar daha çok latin amerika ve ortadoğu gibi insan hayatının beş para etmediği coğrafyalarda yaşarlar.

    tabi burada dini ritüellerin kültürleşerek insan doğasını etkilediğini de unutmamak gerek. bu nedenle ortadoğu'daki 100 insanın ölümü, batı'daki 1 insanın ölümü kadar sıradan gelir.

    edit: bu arada başlığın hayvan öldüren insan da öldürür olmasını isterdim lakin zamanında böyle açılmış.
  • gerçekten doğru olduğunu düşündüğüm tespit.
  • haksız genelleme.
    sivrisinekle bile önce konuşmayı deniyorum.
  • hayvanlardan kastı sadece kedi , kuş ve köpek olanların düşündüğü bir başlıktır. hayvan deyince aklınıza hamam böceği , arı , yılan , akrep , çiyan, kaplan , fare de gelmelidir. eğer tüm bu hayvanları sevemiyorsanız gerçek bir hayvansever değilsiniz. mutlaka hayatınızda bir sineğin üzerine sheltox sineksavar sıktığınız vardır. bir sineği öldüren bir insan katil olamayacağına göre gereksiz bir başlıktır.
  • ne yazık ki,bir yandan vegan, öte yandan lgbt faşizmi arasında kaldığımızı gösteren başlıklardan biri daha.

    bu iki grup da tıpkı düşman kardeşleri olan siyasal islamcılar gibi hiçbir zaman doymuyorlar. ve istedikleri şey kendi düşüncelerine saygı duyulması değil, aksine herkesin kendileri gibi düşünüp, kendileri gibi yaşaması.
  • bu bir tez ise kolaylıkla çürütülebilir tezdir. zira öyle genellenmiştir ki yukarıda sayılan örneklemelere karşı bir tek örnek çıksa önermesi paldır küldür yıkılır.

    görece evcil sayılabilecek hayvanların sayılması durumun kritik noktasıdır. zira ormanda bir kurt, ayı veya yaban domuzu vs hayvanlar ile karşılaşmamış bünyeler böyle genelleme üretir. hele o vakit öldürüyor musun yoksa korkudan içeri doğru sıçıyor musun belli olur.

    dolayısıyla burada sayılanların cani olmalarının sebebi insan/hayvan ayrımı yapmıyor oluşlarıdır. hayvan öldürmüş olmak doğrudan insan öldürmeye bağlanamaz.

    not: kesin itirazlar gelecek.

    not 2: karmaşık düşünmüşüm, yukarıda daha basit örnekler geldi.
  • bu bir hayvan öldüren insan öldürmüş gibidir sözü mü? yoksa hayvan öldürebilen insan da öldürür sözü mü? eğer ikincisi ise katıldığım önermedir. çok basit bir şekilde coğrafyadan bağımsız olarak kasapların ruh haline bakın. amerika'daki, avrupa'daki veya bizim ülkemizdeki herhangi bir kasap ölüm veya kan ile ilgili önyargı, korku gibi kavramları sıradanlaşmıştır. genellikle kadınlar kurban kesimlerinde hayvanların seslerini duyarken üzülürken, kurbanı kesen kasabın hiçbir tepkisi yoktur. belki ilk başta vardı. ama artık kaybolmuştur.
  • (bkz: edmund kemper)
hesabın var mı? giriş yap