• yerli para birimi, yabancı para birimlerine karşı değer kazandıkça, ihracat yapan firmalar isyan eder... uluslararası piyasalarda ürünümüzü satamıyoruz, hem -size de zarar- ülkeye döviz girmiyor bakın, diye... yahu arkadaş, birincisi döviz girdisi arttıkça, yerli paranın -dalgalı kur- değer kaybı zorlaşır. kolay ders; bol alan kıymetsizleşir, -borç ödemek için para basamamak-... bunu bahane edip, dalgalı kurda devalüasyon beklemek olmaz. ikincisi yani esas konuya gelecek olursak, ihracatcı firmaların değersiz yerel para birimi talebi işin kolayına kaçmaktır, inanmayın... aslolan sattığın üründe rekabetçi olmaktır... üründe iddialı olamayan, kuru bahane eder. ihracat desteği ister... bir de bunun, ithal ikameci politika isteyeni vardır ki, o başka bir enter konusu...
  • bu durum iyi bir şey ise ve istediğimiz bir şey ise o zaman dolar alanlar artık vatan hayini olmuyor değil mi? artık argümanımız hazır, rekabetçi kura destek vermek için dolar alıyorum, ülkemin ihracatına turizmine katkıda bulunuyorum!!!
  • fakirleştirici üretime yol açar.

    sürdürülebilirliği fakirliğin hangi derecesine kadar dayanabileceğinle orantılı. et yerine patates, patates yerine makarna, makarna yerine kuru ekmek...

    tüketim mallarının kalitesinin düşmesi bunun bir sonucu. iyisi zengin ülkelere satılır.

    (bkz: yerlisini japonya'ya satıp afrika'dan susam almak)
  • kimse elindeki iphonedan vazegeçemediği için doğrusu bir türlü anlaşılamayan kur. zaten anlaşılamıyorudu, malum kayınpedere sahip kişi de rekabetçi kur lafını ettikten sonra anlayabilecek bir avuç insan da anlamayacak.

    doğru kur, cari açık vermediğinizde oluşan kurdur. cari açık vermediğiniz kur ile odun mu kemirirsiniz, havyar mı yersiniz, o sizin kurunuza değil, döviz üretim kabiliyetinize bağlıdır. yüksek katma değerli ihraç edecek ürünleriniz, başarılı turizm politikanız varsa, döviz kazanır, cari açık vermeden o dövizle iphoneundan havyarına ithal edersiniz. aksine, bi halt üretemiyorsanız, veya 100 dolarlık üretiminizin 90 dolarını zaten dışardan alıyorsanız, yani katma değeriniz düşükse, döviz kazanamaz, cari açık vermeden bi halt alamazsınız.

    doğru kur ile odun kemireceğinize, güçlü tl ile ekmek yiyorsanız, gelecek nesillerin ekmeğini çalıyorsunuz demektir. çünkü aradaki farkı ancak borçlanabilirsiniz. borç, bugün yenen, yarın ödenen paradır.

    uzun yıllardır akp hükümeti dövizi baskılıyor, güçlü tl ile yalancı bir refah yaratıyor. bu yolla yerli üretimi baltalıyor, ithalatı teşvik ediyor ve yarınımızı yiyor. bunun savunulacak bir yanı yok. ama hiçkimse elindeki hayat standardını düşürmek istemediğinden, dolar yükselinde yaygara başlıyor. evet, dolar yükselince hayat standardınız düşüyor. ama acı tarafı şu: öyle de olması gerek, çünkü hayat standardınız reel üretimizine ve gelir dağılımınızla uyumlu değil. zaten az üretiyoruz, ürettiğimizi de bazı asalak gruplara kaptırıyoruz. asalaklardan kurtulmadan, gelir dağılımını daha adil hale getirmeden, üretimimizi arttırmadan, zaten ortalamada gayet de bok gibi olan hayat standardımızı bile sürdürmemiz mümkün değil. evet, susamın iyisini ihraç edeceğiz, evet, antalyada otelleri en varoş turistler dolduracak. bunu yapmamak için çabaladığımız her gün, yarın daha beterine yol açıyoruz. acı gerçek bu.

    neyse, rekabetçi kur, doğru kurdan da zayıf tl'dir. tek başına pek bir işe yaramaz. ancak üretim arttırıcı önlemler eşliğinde olursa, neden türkiyeden de bir gkore çıkmasın? elbette bu bu hükümetle olacak iş de değil. o yüzden hedef doğru kur, sıfır cari açık olmalı. daha kuvvetli tl yarından, daha zayıf tl bugünden çalar.
  • her geçen gün daha da rekabetçi olan kurumuz.
  • en rekabetçi kur sahibi olmayı başarmıştır türkiye.
    rekabetçi kur çözüm değildir, sadece yanan bir ambarınız varken, zaten üşüyorduk demekten farksızdır.
  • iflası planlı izlenen bir strateji gibi satmanın adı.

    bunu bile satın alan kitleye ne desen az. gıda enflasyonunu sağlıklı yaşam stratejisi, ötv artışını yayalaştırma hamlesi, ödemeler krizini maddilesmeye karşı tasavvufi arınma diye kakalayabilirsiniz.
  • turk lirasinin yabanci ulke paralari ile hep aksi yonde rekabet ettigini anlatan tanimlama.

    kayip bile bir kazanc, basarisizlik bile bir basari yani.

    sukretmesi emredilen yiginlar icin herhangi bir sey ifade etmiyor artik bu sacmalamalar. bilemiyorum neden ekonomi yonetimi hala bu yaratici ifadelere basvuruyor. gayet gereksiz.
  • belki on yıldan fazladır, dolar alanın elinde patlar, dolar aldıranlar bu milletin yüzüne nasıl bakacak dendi... doları düşürdük diye şov yapıldı. bu şovlardan bir kısmı da hazine bakanımıza ait.

    harika bir soru sorulmuş ve defalarca bu soruyu sormalıyız. madem rekabetçi kur modeli bu kadar iyi bir şeydi, bunca zaman neden doları baskılamak için elimizdeki doları sürekli satıp durdunuz ?

    rekabetçi kur doğru olansa, bunca zaman niye tam tersini yaptınız ?

    bu kadar eleştiri var, finans kuruluşları sayfalarca rapor yazıyor. yatırım yapılamayan uganda ile bir tutuluyoruz. bunu tersine çevirmeyi nasıl planlıyorsunuz ? rekabetçi kur ile mi ?

    avrupayla papaz olmayı göze alıp savaş tamtamları çaldırıyorsun. rekabetçi kurla satış yaptığın ihracatın %40 ı avrupaya ? avrupa yarın tamam derse ne yapacaksın rekabetçi kurunla ? b planın hazır mı ? samsunda trilyon metreküp doğalgaz da bulsan bir işe yaramayacak.

    hem satışta avrupaya bağımlısın, hem onların parasına muhtaçsın, hem de adamlara posta koyuyor bir de rekabetçiyiz diyorsun.

    ihracatın artması patronların cebini dolduruyor hazine bakanımız.. bu ay ihracatta şov yapıyoruz diye elemanlarına %20 zam yapan kaç patron tanıyorsunuz ? yıl sonunda alacağımız %8,2 zam ile senelik enflasyonu bir kez daha bizim sırtımıza yükleyeceksiniz.

    rekabetçi kurmuş.. rekabetçi yönetime ne zaman geçeceğiz ? en çok tasarrufu kim edecek yönetimine ne zaman geçeceğiz ? lüks arabalardan vazgeçme rekabeti ne zaman başlayacak ?

    gerçekten yeter...
hesabın var mı? giriş yap