• türkçe karşılığı "kurt gibi aç", "seni beni bile yer lan bu" gibi deyimlere tekabül gelen ingilizce kelime...
  • görünüş itibariyle, kifayetli bi yamyam filmi... 1800'lü yılların ortalarında [demek ki 50'ler falan] geçiyor film... "bilmem ne" diye bi mağarada vakt-i zamanıda birileri kısılı kalmıştır, ordan kurtulanlardan biri de "arkadaşlarımı yedim, ölse miydim açlıktan" diyerek temize çıkmıştır.

    ekip gider, "acep soluk alan war mı" diye araştırmaya çalışır, o araştırma ekibine de katılan "arkadaş yiyici" bunnara da niyetlenir falan... trailer'ini izledim çok defa, nerden baksan 3 senedir bekliyorum filmi... şaşılacak şekilde deişik olan filmi bi kadın yönetmenin kotarmış olması ki ismi: antonia bird, bi de david arquette ve guy pearce kafa rollerdeler, guy, güzel de şekil yabmış yannız...
  • neffis film;

    'öyle olamadığı için öbür türlü olur', şeklinde de açıklanabilecek düşünce üstüne oturur,
    "mecburiyet"le "keyfim öyle istiyo" arasında öyle pek de kalın bi çizgi yoktur aslında
  • i am hunting for your soul
    it dwells within your heart
    i lacerate the pounding flesh
    your spirits shall be mine

    so rise my spirit rise
    revel in this dead mans' body
    grip his soul, sip the blood
    life is death
    a holy carnage

    ravenous
    i will be your god
    carnivorous jesus
    i need your flesh

    ritual slaughter
    fill up the chalice
    with the essence of your life
    liquid strengths
    trapped in your veins
    i crave your blood
    you must die
  • meksika amerika savaşı sırasında gösterdiği üstün ödleklikten ötürü john boyd * sierra nevada'da bir kaleye gönderilir. 10 kişilik bir nufusuyla sınır karakolu görevi gören bu yere soğuktan donmak üzere olan bir adam gelir. adamın anlattıkları kaledekileri bir kurtarma grubu oluşturmaya zorlar; ama bu iyi niyetli askerlerin bilmediği bişey vardır. kurtardıkları kişi * weendigo illetine tutulmuş dur durak bilmeyen yedikçe yiyesi gelen bir askerdir. ödlek guy pearce bir süre sonra kimin kimi yediği belli olmayan bir durumun içinde bulur kendini.

    mad love'dan hatırlayacağımız antonia bird tv dizisi yönetmekten sıkıldığı bir ara favori oyuncusu robert carlyle ile birlikte gerilim ve komedi dozu cuk oturmuş nefis bir yamyam filmi çekip takdirimi kazanmıştır. hastası olduğumuz david arquette, daha önce saving private ryan, twister, nell gibi filmlerde gördüğümüz ama en çok the million dollar hotel'den bildiğimiz jeremy davies ulan amma çok yerde vardı diyip de adını bir türlü hatırlayamadığımız yılların oyuncusu jeffrey jones aynı filmde olup da bir de başrolü abuk sabuk rollerin usta aktörü guy pearce oynayınca daha da hoş olmuş.

    nefis kadrosu yanında aynı nefislikte bir soundtrack barındıran bu filmi sadece midesi fazla hassas ve kara mizahtan anlamayan arkadaşlara önermiyoruz. dvdsinin 3 ayrı audio commentary track barındırdığını da ne akla hizmetse belirtiyoruz.

    eat to live. don't live to eat
  • bu arada belirtmeden edemeyeceğim filmin yönetmeni ve başta guy pearce olmak üzere birçok aktörü vejetaryendir.
  • filmin girişinde nietzche'den bi alıntı yer alır:

    "he that fight with monsters
    should look to it that he himself
    does not become a monster"

    (esasen olaylar tam olarak 1847'de geçmektedir)
  • albüm kapaklarına hayran olduğum god dethroned in 1997 kayıtlı albümü.parçalar şöyle:

    1 - swallow the spikes - 3:33
    2 - the poison apple (eve & serpentio in the garden of eden) - 3:46
    3 - villa vampiria - 3:27
    4 - consumed by darkness - 2:18
    5 - the mysteries that make you bleed - 3:23
    6 - the iconoclast deathride - 5:55
    7 - the crown for the morbid - 3:39
    8 - ravenous - 4:16
    9 - autumn equinox - 1:55
    10 - winter campaign 2002 - 4:31
    11 - evil dead - 2:48

    albüm kapağına dikkat edin. http://www.goddethroned.com/graph/ravenous.jpg iblisin acımasızlık,sadistlik,küfürbazlık,tanrının yasak koyduğu herşeyi ezip geçmeciliğin ve diğer öğelerden öte kurnaz,zeki olduğunu, yok etmek için karşıt tavır almak yerine içeri girip türlü oyunların vicdanın yenilmesiyle başladığını anlatan çok başarılı bir image. iblis soğuk kanlıdır, acımasızlığı bu şekilde aşanlarıda çok sever.
  • gayet basarili bir manegarm sarkisi.. *

    the clothes are soaked,
    pours from my face.
    the bittersweet wine,
    the blood of the human race.

    an endless journey
    through flesh and bone
    when the carvings start
    the will to control my soul is gone

    the ravenous spirit i altar
    my thoughts impaled by you

    i eat the life
    i suck out their strength.
    that what i sink my teeth into
    will increase my body's length

    no more sickness and no more decease
    your fluids will make the aging process cease

    the ravenous spirit i altar
    my thoughts impaled by you.

    this poison, i'm burning up inside
    i'm lost in this world of red
    now feel the taste of fear
    when my blade runs deep inside you
    i slit your body open
    soon you will be a part of me
    so scattered, so helpless, so lost...
    the spirit of wendigo is in me
hesabın var mı? giriş yap