*

  • advaita vedanta geleneğine mensup hintli bilge. 1879-1950 yılları arasında güney hindistan’ta tiruvannamalai yakınlarındaki arunachala tepesi’nda yaşamıştır. öğretisinin temelini benliğin sorgulanması oluşturur. maharshi, öğrencilerine ‘nan yar?’ yani ‘ben kimim?’ diye sormalarını salık verir; bu sorgulama neticesinde zihnin kalp merkezinde çözülerek, özünde mutluluk olan gerçek varoluşun kavranabileceğini ifade ederdi.
  • kendisine sorulan 28 soru ve cevaplarını okuyarak hakkında bilgi edinebileceğiniz aşmış kişilik.
  • maharshi şunlara işaret eden şeyler söyler. herşeyin kendisinden ortaya çıktığı kaynak, "ben"dir. şu an ne hissediyorsak, ne düşünüyorsak, bu "ben" hissiyatındandır. bu his üzerinde bir süre kalırsak, duygu ve düşünceler kaybolur. şekilsiz ve isimsiz farkındalık kalır. başımıza gelen neyse, kaynagini dışarıda aramak yerine, "ben"de ararsak, huzura yaklasmaya baslariz. biz olmayanları, geçmişi, düşünceleri, duyguları kaynağa varınca eritiriz. kişi çok büyük bir günahkar bile olsa, "ben büyük bir gunahkarim" diye yakinmak yerine, bu dusuncenin kime geldigini sorgulamalidir. bu sorgulama öz'e ulastiracaktir.
  • "uykudayken 'ben' demediniz, şimdi diyorsunuz. neden? çünkü bedene tutunuyorsunuz. bu 'ben'in nereden geldiğini bulun. işte sonra, benliğin (öz'ün) farkına varılır. cansız olan beden, 'ben' diyemez. sonsuz olan benlik, 'ben' diyemez. o halde kim 'ben' der?"

    "göreviniz sakin durmaktır, o ya da bu olmak değildir. 'ben, ben olduğumun (var olduğumun) bilgisiyim' gerçeği tümüyle özetler. yöntem ise 'sakin dur' cümlesinde özetlenir. sakin durmak ne demektir? benliğini yok etmektir. çünkü herhangi bir şekil veya form sorunun sebebidir. 'ben o ya da buyum' düşüncesini tamamen terk edin."
  • küçük yaşta hayatı bırakıp inzivaya çekilen ilginç adamdır kendisi. şevkatini ve sevgisini gözlerinde bulabilirsiniz
  • soru: başkalarına nasıl davranmalıyız?
    ramana maharshi: başkaları yoktur.
  • soru: hangisi benim için daha iyidir, gözlerinize mi yoksa yüzünüze mi bakmak? yoksa gözlerimi kapatıp oturmalı ve zihnimi belirli bir şeye mi odaklamalıyım?

    ramana: kendi gerçek doğanıza bakın. gözlerin kapalı ya da açık olması önemsizdir. her yerde sadece "o" (birlik) vardır, bu yüzden gözlerinizi kapatmanız ya da açmanız aynı anlama gelir. meditasyon yapmak isterseniz içinizdeki "ben" üzerine yapın. o benliktir. gözleri yoktur, bu yüzden gözleri açıp kapatmaya gerek de yoktur. kendinizi bildiğinizde, dünya hakkında hiçbir fikir kalmayacaktır. siz bir odada otururken pencereler açık ya da kapalı da olsa ayni kişisinizdir ve aynı durumdasınızdır. aynı şekilde, gerçeğin içinde yaşarsanız, gözlerin kapalı ya da açık olması bir şeyi değiştirmez. dışsal aktivitilerin devam edip etmemesi önemli değildir.
  • moojinin üstadı papajinin üstadıdır. türkçesiyle 9 üstatlar tarikatının bir gurusudur. öğretisinin adı öz araştırmadır. nisargadatta maharaj ile aynı tarikattandır. kitaplarından hiçbiri türkçeye çevrilmemiş de olsa 5 sayfalık kısa bir soru cevabın türkçesi internette bulunabilir. şuanda duvardaki resmine bakıyorum, canım guruji.
  • aşağıdaki dizeler, ramana maharshi'nin öğretilerine dair en güvenilir metinlerden biri olan "guru vachaka kovai" adlı eserden alınmadır. bu metin ramana'nın öğrencisi murugunar tarafından yazılmış, sonrasında da ramana tarafından kontrol edilip düzeltilmiştir. işte ızdırabın kökenine, "yapan" olma düşüncemize dair, ramana'nın bir başka takipçisi sri sadhu om'un da yorumlarıyla bazı dizeler:

    466 yalnızca "yapan" olma duygusunu kaybedenler barışın saf mutluluğunu haiz olacaktır. ondandır ki, bu yapan olma duygusu aptalcadır ve tek başına bütün şeytani meyveleri getiren zehirli bir tohumdur.

    467 böyle devam etmek, dur durak bilmeyen düşüncelere kapılmak, "bunu yapmalı, bundan vazgeçmeliyim" gibi eylemlere bunlar çok önemliymiş gibi girişmek yerine, ruhumuzun efendisi olan tanrının lütfu bizi nasıl yönlendiriyorsa o şekilde davranmak ona tapınmanın en doğru yoludur.

    476 bireysellik yanılgısı -yani ego, 'ben eylemlerin yapanıyım'- tümüyle yok edilirse, bir insan eylem içinde olsa da olmasa da eylemsizliği kazanmıştır.

    sri sadhu om'un yorumu: insanlar genellikle eylemsizliği kazanmanın hareketsiz durmak ve bütün aktivitleri bırakmak olduğunu düşünür. bu yanlıştır. sri bhagavan ramana, yapan olma duygusunu kaybetmenin asıl eylemsizlik olduğunu, bunun da nishkamya karma -arzusuz ve beklentisiz eylem- olduğunu söyler.

    470 bugün sizi doyuran tanrı hep doyuracaktır. bu yüzden endişesiz yaşayın, tüm yükünüzü onun önüne atarak yarını veya geleceği düşünmeyin.

    471 'lord siva'nın ellerinde bir araç olmalıyım' niyetiyle yapılan dua, tapınma ve yoga bile, tümüyle kendini teslimiyete engeldir, ki bu ona hizmet etmenin en yüksek şeklidir.

    sri sadhu om'un yorumu: 'ben tanrının ellerinde bir aracım' düşüncesi bile egonun bireyselliğini korumasını sağladığı için, tümüyle kendini teslimiyete -benliksizliğe- doğrudan karşı çıkmaktadır. dualarla, tapınmalarla, yogayla ve bunun gibi erdemli hareketlerle tanrıdan güç elde etmeye çalışan ve dünyaya iyilik yapmanın ruhani görevleri olduğunu düşünen iyi huylu insanlar yok mudur? işte bu dizede, böyle çabaların bile sadece egoya hizmet ettiği ve bu yüzden kendini teslimiyetle çakıştığı ortaya atılmıştır.
  • "farkındalığn farkına varın. 'ben' deyin veya düşünün, ve buna başka birşey eklemeyin. 'ben' dedikten sonra gelen sakinliği yakalayın. örtülmemiş, çıplak varlığınızı hissedin. bu varlık hissiyatı genç-yaşlı, zengin-fakir, iyi-kötü ya da bunlar gibi diğer unsurlarla kirletilmemiştir. burası bütün yaratılışın ve şekillerin engin kaynağıdır."
hesabın var mı? giriş yap