• (bkz: iodine 131)
  • 1990 yilinda us national cancer institute un hazirladigi 10 000 sayfalik raporda 75 000 - 100 000 arasi insanin tiroid kanseri olmasinin sebebi olarak gosterilen izotop. cin halk cumhuriyeti 1966 da acik havada 300 kiloton nukleer test yaptiginda, dort gun icinde amerika ya ulasan ve ulkeyi boydan boya kateden zehirli bulutlarin etkisini yetkililer incelemeye alirken, bunu halktan gizlemisti. soradan verilen bilgiye gore amerika halki 15 milyon kuri radyoaktif iyota maruz kalmisti ve bu miktar chenobylle hemen hemen ayni. bitkiye,suya karisan zehir zincirleme sute, ete, her turlu gidaya da geciyor tabii ki.

    ama sadece cin in hatasi degil bu, cin e karsi olmadik suclamayi yapan amerika kendisi de gozunu kirpmadan yaptigi 450 uzeri nukleer testte radyoaktif iyotu saliverdi yeryuzune. miktari ve zarari ne kadar bilemiyoruz.
  • tıpta i-126 ve i-131 olmak üzere kullanılan iki formu bulunan iyot türüdür. i-126 tiroid sintigrafisi için i-131 ise tiroid kanseri ve hipertiroidide son seçenek olarak olarak cerrahisi mümkün olmayan hastalarda bir nükleer tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır. kanser tedavisinde kullanılan i-131 gerçekten güvenilir ve yeni kanser oluşumunu tetiklemeyen bir yöntemdir. bunu yazdım çünkü halk arasında genel kanı i-131 tedavisinin başka yerlerde kanser ortaya çıkardığı yönündedir. bu safsatadır, yalandır, vesvesedir.
  • iyotun radyoaktif izotopu.

    i-131.

    (bkz: radyoiyot tedavisi)
  • tiroid kanserlerinin en önemli sebebi olarak gösterilen radyasyonun aynı hastalık ve birçok tiroid hastalığının tedavisi ve takibi için kullanılması.

    ayrıca tiroid kanserlerinde son seçenek olarak değil daha çok tamamlayıcı tedavi olarak kullanılır.kanser tiroid dışına yayılım yapmış ise cerrahi müdahale olsa bile cerrahi sonrası tüm doktorlar nüksetme ihtimalini düşürmek için radyoaktif iyot tedavisi önerir.

    aynı zamanda kanser tedavisi sonrası vücuda düşük doz verilerek kanserin nüksedip etmediği kontrolü yine radyoaktif iyot ile yapılabilir.

    kısaca radyoaktif iyot diferansiye tiroid kanserliler için bir nimettir.
  • vücuda verilmeden önce yapılması gereken bir radyoaktif iyot diyeti vardır ki, epeyce kısıtlayıcı olmakla birlikte tiroid hormonu da kesildiği için hastayı bir miktar zorlayabilir.

    buraya bir şeyler yazarken, hele ki sağlık ile ilgili, belki bir, belki yüzlerce kişinin hayatını etkileme ihtimalini göze alarak olabildiğince dikkatli olmaya çalışıyorum.
    kimseyi zerre kadar olumsuz etkilemek istemiyorum. ama bazı yaşanan durumlar da var; anlatırsam kişi önden bilir, hazırlıklı olur belki diye kendimi paylaşmak için teselli ve ikna ediyorum.

    bugün sanırım 18 gün oldu tiroid hormonumu bırakalı. bir 12 gün daha var önümde hormon almayacağım. benim bir tiroid organım olmadığı için o hormonu dışarıdan alarak yaşıyorum. tiroid kanseri tedavisi gereği, bir yıl geçtiği için sadece kontrol ve tarama amaçlı da olsa, düşük doz radyoaktif iyot alacak da olsam bir ay boyunca o minik haplarımı bırakmam gerekiyor.

    insan vücudunda tiroid hormonunun ortadan kalkmasının da hayati bir sınırı var elbette ve o raddeye kadar geliyorum. bu ikinci radyoaktif iyot alımım olacak. bu sefer düşük doz. geçen sefer tsh 214 olmuştu. 214 tsh değeri nedir biliyor musunuz? metabolizmanızın durması, aklınızın durması, sindirim sisteminizin durması, tek bir adım atacak gücünüzün olmaması demek. bu his ilacı bıraktıktan sonra günden güne artıyor.

    ilacı bırakır bırakmaz mı oluyor peki? hayır! bende başlaması bir haftayı buldu çünkü periferdeki tiroid hormonları bir müddet idare ediyor. işte o idare ettiği süreçte, bir haftanın sonunda 10 km izmir maratonunda koştum ben. bir buçuk saatte tamamladım ama olsun, tamamladım ya. bu benim kendime, bedenime karşı kazandığım zaferimdi. üzerinden 12 gün geçti.

    bugün artık bedenim yorgunluk dersem bundan önceki yorgunluklarıma ayıp edeceğim halleri yoğun olarak hissettirmeye başladı. ilk öğle uykum 2 gün önceydi. bugün 2 kez, toplamda 5 saat uyuyakaldım öğlende. bunu yaşayan bilir ki, bu bir şekerleme filan değildir, baygınlık gibi bir uyku. engel olunacak "şu işler var, boşver uykuyu" denilecek bir şey değil, uyumazsam ölürüm sanırım, öyle bir his.

    bir de buna eşlik eden beslenme programı var, iyotsuz beslenme. aslında su dahil her şeyde iyot olduğu için sıfır iyot ile beslenme durumu söz konusu değil ancak ciddi biçimde iyottan fakir besleniyorsunuz. peki bu ne demek? mandıra ürünleri, peynir, zeytin, ekmek, salça, özellikle koyu yeşiller, koyu kırmızılar, yumurta sarısı, paketli tüm gıdalar, tuz içeren her şey yenmeyecek demek. iyotsuz tuz alıp kendi salçasız yemeklerinizi yapabilirsiniz.

    velhasıl kelam, bugün çok yoğun hissettim şu hipotiroidi denen şeyi. bedenimin güçsüzlüğü bir yana, ruhumu da zayıflamış hissettim. eşim covid olduğu için evde karantinaya alındık. herkes yattı ayrı odalarda. ben biraz bir şeyler yazıp çizeyim dedim, sonra birden hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım çünkü ruhum kuvvetsiz. tamamen biyolojik nedenlerden bir zayıflık söz konusu. radyoaktif iyot aldıktan sonra yavaş yavaş yeniden tiroid haplarımı verecekler ve günden güne iyileşeceğim.

    bu arada radyoaktif iyotun halk arasındaki adı atom. işte onu aldıktan sonra bir de izolasyon dönemi var. geçen sene aldığım radyoaktif iyot o kadar yüksekti ki bir ay ayrı tutmuşlardı beni evladımdan. bu sefer bir hafta yeter dediler. ama ben atomun yarılanma ömrü bitse de, tedavi bittikten sonra uzunca bir süre korkumdan yine de oğluma sarılıp öpemeyeceğim çünkü üzerimde kalan radyasyon ile ona zarar vermekten çok korkuyorum.

    neyse yazmak iyi geldi, en azından ağlamam geçti. biraz ellerim, biraz aklım çalıştı. bunu okuyan birileri olursa eğer söyleyeceğim o ki, her gün bir yerlerden sayısız kez duyduğunuz gibi "lütfen sağlığınıza dikkat ediniz" sağlığınız yerindeyse her sabah ve her gece şükrediniz. ben bile şükrediyorum. çünkü beterin beteri var, 55 yaşında meme kanseri yüzünden hayatını kaybeden annemden biliyorum...

    (bkz: #127484460)
  • ameliyattan yaklaşık 40 gün sonra 100mci dozunda radyoaktif iyot aldım.
    diyet falan hikaye, benim için en zorlayıcı tarafı 1 ay boyunca levotiron içmemek oldu. zira iyot öncesi tsh değerim 98 e yükselmişti. en son kalp atışlarım dakikada 50 civarındaydı, kendimi bir türlü ısıtamıyordum ve gerçekten çok bitkin hissediyordum. bu sayede her sabah üşenerek içtiğim levotironun ne kadar önemli olduğunu öğrenmiş oldum. artık kendisinden sevgiyi saygıyı eksik etmeyeceğim.
    iyot tedavisine gelecek olursak, ilaç hap olarak ağızdan verildi ve 1 gece hastanede yattım. sindirim sistemimde herhangi bir yan etki yaratmadı ama vücutta genel bir ödem hali oldu. ciddi anlamda kendimi şişmiş hissettim. bir çok yerde belirtildiği üzere tükürük bezlerine gerçekten çok etki ediyor. 1 hafta kadar tükürük bezlerimde sıkıntı yaşadım geceleri ağız kuruluğundan uyuyamadım.
    diyet konusunda yazılan yorumları abartılı buldum. prof dokotrum yalnızca iyotlu tuzu ve balığı yasakladı. bunun dışında bir diyet uygulatmadı.
    15 gün rapor verildi. 6 yaşında çocuğum olduğundan 2 hafta kadar evden uzaklaştım. 60 yaş üstü için bir risk oluşturmadığım söylendi.
hesabın var mı? giriş yap