• empati ve vicdan eksikliği olarak özetlenebilir.
  • genel olarak bütün ruh ve akıl hastalıklarını belirten tıbbi bir terimdir.
  • terapilerin çok işlerliğinin görünmediği, daha çok ilaç tedavileri ve elektro-konvülsif terapinin başarılı olduğu bir kişilik bozukluğudur.. bunun en büyük nedeni bu tip hastaların, terapistle güvene dayalı yakın bir ilişki kurmadan uzak olmalarıdır..
  • (bkz: psikopatoloji)
  • farklı doğmuş insanlarda bulunan durum.
    tedavisi modern tıpla henüz mümkün değil.
    son araştırmalara göre genetik ilişiği yüksek.

    ancak, bu genetik kusura sahip insanların toplumdaki yeri ne olacak konusu asıl büyük sıkıntıyı içerisinde barındırmaktadır. çünkü bu durum aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık durumunda bırakmaktadır toplumu etik açısından. topluma kazandırmak ve tedavi etmek mümkün değil, ayrıca toplumun kendini bu hastalığa sahip kişilerden korumak adına onları tecrit etmeye çalışması da toplumun kendisini korumak adına yaptığı anlaşılabilir bi' hareket. ancak bir yandan da bunun farklı olması ve farklı doğması kendi suçu olmayan birisini suçsuz yere cezalandırmış olmak anlamına da geliyor olması durumu var (yalnızlık kavramından normal insanlar gibi etkilenmeyecekleri için tam olarak düşündüğünüz manada bir cezalandırmaya sebep olmuyor evet, ancak kişinin tamamen tecrit edilmesi ya da bir fasiliteye zorla kapatılması durumu, bu kişi her ne kadar empati yoksunu olup duygusal darbelerin etkilerini normal bi' insan gibi çekmiyor olsa da, bazı kesin kısıtlamalar ve dezavantajlar nedeni ile teknik olarak ceza çekmiş oluyor) ve bu da garip bi' hadise. bu içinden çıkılamaz, yanlışın ve doğrunun arasındaki çizginin tam üzerinde kalan durum ise aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık olarak nitelendirdiğim ikileme neden oluyor.

    henüz her iki bakış açısını da tatmin edebilecek bi' yöntem bulunmuş değil malesef.
  • "gizli psikopatimiz aslında son doğal rezervimiz ve tehlikedeki bir usun kaçabileceği sığınak işlevini görüyor. isteğe bağlı ve makul oranda bir psikopati, herkesin paylaştığı bir ahlak düzeni kurabilmemizin tek yolu."

    (...)

    "tüketim toplumu, aykırı ve beklenmedik olana aç. eğlence sektöründe sürekli 'satın almamızı' sağlayan o tuhaf akımları başka ne sürükleyebilir? psikopati, hayal gücümüzü aydınlatmaya, sanat, bilim ve sanayileri geliştirmeye yarayan tek güçlü motordur."

    (bkz: j. g. ballard)
    (bkz: super-cannes)
  • "psikopat, içselleştirilmiş bir kendilik kurgular ve öteki kavramları oluşturmayı başaramamıştır, bu nedenle de kendine güveni ya da başkalarına saygısı yoktur. kendine dair bir şeyler gerçekleşmemiş, sosyal dünya içe alınmış ama bir anlam kazanamamıştır. gene de psikopat, nevrozda olduğu gibi farklı bir kategori oluşturmaz. burada baktığımız şey bir yelpazedir: hepimiz psikopatik davranışlar gösterebilir ya da zaman zaman psikopatiye düşebiliriz. ıslah evlerine atılanlar yalnızca çalanlar, yalan söyleyenler, aldatanlar ve öldürenler değildir, belli koşullar altında bunları hepimiz yaparız. hapishane gibi kurumlar psikopatları engelliyorsa, büyük firmalar gibi kurumlar da onları üretmektedir; kabul edilen ve edilmeyen psikopatik davranışlar arasında ince bir ayrım vardır. yağmalayan, tecavüz eden ve sivilleri katleden asker aynı zamanda ülkesinin demokrasisi için savaşan askerdir. hepimizin içindeki şeytana bakıyoruz."

    juliet mitchell
  • psikopati, yalan söyleme, başkalarını sömürme, başı bozukluk, sorumsuzluk, kibir, rasgele ve çoklu cinsel ilişkiler, düşük irade kontrolü ve empati ve pişmanlık-suçluluk duygularının yokluğuyla örneklenen, b tipi kişilik bozuklukları arasında en tehlikeli kişilik bozukluğudur. bu tehlike, psikopatik kişinin “normal görünme” yeteneğinin son derece gelişmiş olmasında ve kendini ustalıkla gizleyebilmesindedir.
hesabın var mı? giriş yap