• percy bysshe shelly 'in 1819 şubat'ında venice 'de cappucini villasında uzun zamana yayarak yazdığı eserdir bu. şimdi böyle bir tanımdan sonra kuru bir bilgiyle yetinmek istemiyorum ey sözlük, ondan biraz kasmak istiyorum izninle; sanırım bir philanthrop olan shelley için uygun bir konu imiş bu; zira idealizmin dibini kaşıyan shelley, yunan mitolojisine göre; insanın insan olma sürecindeki en büyük etken olan prometheus'u işlemesi, hem de ayskhylos gibi yunan yazınının temel taşlarından birinin eserini yani prometheus desmotes i (bkz: zincire vurulmuş prometheus) ters çevirip ya da insanın ayağındaki prangalardan kurtulması için tanrıların karşısına dikilen koca titanın ceza olarak zincire vurulmasının ardından özgürlüğüne kavuşması için kalemi eline alan shelley, çözülen prometheus yani prometheus unbound ı yazmıştır.

    bu aslında batı edebiyatında sık gördüğümüz bir hadise; yani batı ozanlarının, tragedya ve komedi yazarlarının sık yaptığı birşey idi; yunan ve roma edebiyatlarından ve tarihi vakalarından esinlenmek; -aslında roma ve yunan edebiyatlarıyla tarihi vakalar çoğu yerde iç içe geçmiştir, başka hiç bir edebiyat böylesine buğulu fakat görkemli çizilmemiştir sanırım.- ( shakespeare 'in timon of athens, titus andronicus, julius caesar ,antony and cleopatra ve coriolanus gibi. ) veya aynı konuları dallandırıp budaklandırmak (shelley 'in bu başlıkta anlattığım eseri güzel bir örnektir.), veyahut da aynı hikayeyi baştan yazmak. (goethe 'nin iphigeneia tauris te 'si örneğin)

    shelley, bu eserini dört perdeye yaymış.
    konunun özü yine belli, şimdi prometheus işlenir de; başka bir şey düşünülür mü, ne kadar solcu karındaşım varsa hemen mal bulmuş mağribi gibi atlamakta bu hususa; devrim efendim konu, her ne kadar ben inanmasam da - bu mevzuda sanırım ayrıntılı yazdım; (bkz: hybris/#9917695) - üçünü devrim konu. -bu üçüncü devrim adını koyan da üstadlarımızdan azra erhat'tır.-
    devrim insanla yapılır; insanın içinde olmadığı isyan olmaz. tabi insan'dan kastım bu entiride; 'isyan eden insan'dır; öyle böyle isyan değil, ateşi isteyen, kadınını elde etmede (bkz: pandora/@jimi the kewl) ısrarcı, bir şekilde zaten elde edecekti, öyle böyle isyan değil, insanın insan olma savaşında bir devrimcidir bu titan, fakat hikayenin sonunda tanrıların dediği olmuştur. hangi devrimde yıkılmaya çalışılan gücün, devrim teşebbüsü sonunda teşebbüste bulunanları cezalandırması söz konusudur. böyle devrim olmaz, olympos'ta oturan tanrılar, titan prometheus'u cezalandırıyor, ciğerini akbabalara yediriyor, hani devrimci prometheus nerede?
    ben işte bu inançla bu esere baktım hep, acaba shelley ne düşünüyor bu konuda diye, veya hikayeyi nasıl sürdürdü diye.

    prometheus, insan ırkının ruhu, ideal zekası bu çok açık.
    çiğdem dürüşken hoca da benzer şeyler söylüyor, biraz da fikirlerimi ona dayandırıyorum, ondan iddialıyım; hoca "ilk trajik kahraman" olarak görüyor prometheus'u, hatta titanın 'yaşadığı duygulanımları, yunan trajik kahramanlarının ruh hallerine öncülük ettiğinden söz ediyor, aiskhylos'un şiirindeki "her insana baştan yüklenmiş bir kadere" karşı gelerek, sadece "tanrının özgür olduğu" bir düzene, kendi yasasıyla karşı gelmeyle başlar.' diye de ekliyor. benim sırtımı dayadığım nokta şudur; insan bir şekilde kişiliğinin farkında, titanın trajik sonuyla varmıştır. devrim konusunu kapadık, bir şekilde insanın artık evrildiği hususunda hemfikiriz.

    tekrar esere dönersek;
    birinci perde; yazarın hissettiği o hassas duyguları;
    ikinci perde; asia 'nın dilinden, prometheus'un kahramanlığı (asia, insanın ruhunun hakiki eşidir. güzelliğin sembolü, dünyayı yaşatan ve onu aşkla ışıklandıran hayat güneşinin bir gölgesidir, hatta o kadar güzelleşir ki kardeşi ionia onu göremez hale gelir, yani dişi güzelliğine bakış açısının değerlendirilişine, tasvirine bakar mısınız? sana bakmak allaha inanmaktır kadar olmasa da (!) shelley 'in antikite'den çıkarttığı, hatta bence biraz da pandora 'nın karşısına diktiği asia, korkunç bir tehlikedir, pandora'dan daha tehlikeli bir oyuncaktır. güzellik idesinin sınırına dikkat! )
    üçüncü perde; zeus, demogorgon tarafından tahttan indirilir. prometheus, hercules tarafından kurtarılır.
    dördüncü perde; lirik bir anlatıma sahiptir; aksiyon yerine fikirler sunulur.

    bence shelley 'in en büyük başarısı -haddime düşmez bu sanırım ama yine de bu cümlenin tamamını getirmeliyim.- antik dünya edebiyatının, yunan ve roma tarzının o muhteşem buğusunu, evet yanlış okumadınız, buğusunu, o perdenin arkasında, her zaman gizli kalmış birşeyler barındıran o buğulu havayı muhteşem taklit etmesidir. taklit konusunu sanırım başka başka entirilerde işledim, sonraki batı edebiyatçılarının, yunan ve roma'ya dönerek, yukarıda bahsettiğim türde esinlenmeler yaşamaları, bu hislerle eserler ortaya dökmeleri, günümüz manasında taklitçilik olarak görülmemeli, bu büyük isimlerin taklidini olabildiğince mecburiyete ve sosyal, edebi gelişimlerinin bir sonucuna bağlayabilirim. ama zaten kültürler arasında ve ardıllarına bilgi aktarımında hep bu geriye dönüş yok mudur?

    mitoslarin uygarlasma ve insanlasma sureci hususu da beni destekler konumdadır. zira, bir kütleyi parsel parsel ayırıp, alman edebiyatı, ingiliz edebiyatı, fransız edebiyatı, kuzey milletler edebiyatı, latin ve yunan edebiyatı, arap edebiyatı, türk edebiyatı şeklinde, birbirlerinden kopmuş olarak değerlendirmenin yanlış olacağı kanaatindeyim, işte kanıtlarımdan biri bu eserin ta kendisi. aiskhylos'un zincire bağladığı prometheus'u zincirlerinden çözme haddini buluyor kendinde shelley. bu çok açık.

    her ne kadar beğlan bir and, "prometheus hiç bir zaman insanlığın tekamülüne dair yazılmış bir eser olarak sayılmamalıdır." dese de, yine kendisinin belirttiğince; shelley, ateist ve materyalist godwin'den elde ettiği fikirler içinde, bu eserinde platon ve isa'nın itikatlarına en muhteşem ifadeyi verebilmiştir.

    zincire vurulmuş prometheus ile çözülen prometheus 'u belki önümüzdeki günlerde daha detaylı inceleyebilirim.

    kaynaklar:

    .navisalvia 2004; çiğdem dürüşken
    . garp filolojileri dergisi, 1947
  • stargate sg-1 dizisinin 8. sezon 12 bölümünün adı. dünyanın ürettiği en önemli uzay aracı olan prometheus kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce kaçırılır.
  • stargate sg-1'in bu bölümünde

    --- spoiler ---

    daniel jackson karşılaştığı iki uzaylının sen kimsin sorusuna şu şekilde cevap verir;

    -my name is olo,
    hans olo

    --- spoiler ---
  • tanrilarin ne kadar acimasiz oldugunu anlatan aiskhylos'un yazdigi oyun.
  • koro, titan’dan “suçlarını” anlatmasını ister:

    koro: yaptığın başka yanlış yok mu?
    prometheus: var, insanların ölümden korkmamalarına yol açtım.
    koro: bu korkuya karşı ne verdin onlara?
    prometheus: yüreklerine kör bir umut yerleştirdim.

    aeschylus - zincire vurulmuş prometheus
  • bir romantik ve ilerlemeci olarak fransız ihtilali'nden pek etkilenmiş garibim şair percy bysshe shelley'nin bir diğer mühim şiiri.
  • monarch of gods and daemons, and all spirits
    but one, who throng those bright and rolling worlds
    which thou and i alone of living things
    behold with sleepless eyes! regard this earth
    made multitudinous with thy slaves, whom thou
    requitest for knee-worship, prayer, and praise,
    and toil, and hecatombs of broken hearts,
    with fear and self-contempt and barren hope.
    whilst me, who am thy foe, eyeless in hate,
    hast thou made reign and triumph, to thy scorn,
    o'er mine own misery and thy vain revenge.
    three thousand years of sleep-unsheltered hours,
    and moments aye divided by keen pangs
    till they seemed years, torture and solitude,
    scorn and despair, -these are mine empire-
    more glorious far than that which thou surveyest
    from thine unenvied throne, o mighty god!
    almighty, had i deigned to share the shame
    of thine ill tyranny, and hung not here
    nailed to this wall of eagle-baffling mountain,
    black, wintry, dead, unmeasured; without herb,
    insect, or beast, or shape or sound of life.
    ah me! alas, pain, pain ever, for ever!
hesabın var mı? giriş yap