• 1994 yapımı aki kaurismäki filmi. başrollerini yine kati outinen ve matti pellonpää paylaşmıştır.

    --- spoiler ---

    dil bariyeri* ve sınıflarına has bir naiflikten muzdarip tatjana ve reino'nun finlandiya soğuğunda kahve gibi sıcacık aşkını konu almıştır.

    --- spoiler ---
  • kadınlarla iletişime geçmekte hayli zorlanan iki kafadarı anlatan, 1 saatlik kısa bir siyah beyaz film.
    motordaki fan olmadan da çalışan konforlu bir araba nasıl olurmuş görmek isterseniz seyredin. arabada plak çalar var hee. bak kaset çalar değil, cd çalar değil, plak çalar.
  • finlandiya diyarında iki kafadar, biryantin saçlı iki eleman ve merkeze yerleşen aşk. araba ses yapıyor deyince deri montlu usta motorun başına hallenip bir iki motor parçasını söküp atıyor. biryantinlilerin biri kahve-puro manyağı diğeri vodka-sigara. biri takım elbiseli diğeri deri mont ve ispanyol paça pantolon giyiyor. iki kadın arabaları bozulduğu içün bunların arabasına biniyor. sanıyorum kadınların biri rus diğeri estonyalı (hey yavrum memleketlere bak hele) akabinde ise.. yöoo. bütün filmi anlatmıcam kardeş. musikisi olsun, siyah beyaz rengi olsun güzel bir film. allahu teala aki kaurismaki amcama uzun ömürler versin. daha fazla film çeksin. her zaman duacısıyım. film iyi. evet.
  • sıradan ve de durağan hayatlarına hareket getirmek isteyen iki kafadarın, bir anlık bir kararla çıktıkları, naif olduğu kadar da çömez olan "macera dolu" yolculuklarını izliyoruz...

    fakat, bu sıra dışı yolculukta bizi huzursuz eden yalnızca izlediklerimiz değil; hissettiklerimiz de...
  • filmmodu gibi kaliteli film sitesi sayesinde izleyebildiğim, 94 yapımı, fena halde jim jarmusch özentisi olan filmdir.
    karakterlerin fazlaca zorlama olduğu aşikar. güzel iş yapılmaya çalışılmış fakat bence olmamıştır.
  • ingilizce adıyla take care of your scarf, tatiana, aki kaurismäki'nin en absürt ve en sessiz filmlerinden biri. '94 yapımı, orta metrajlı bir "noir".

    ilgi bekleyen bir kadınla, kalın kafalı ve utangaç bir adamın, yalnızca mimikler ve bakışlarla kurdukları iletişime tanık olur; plak çalarlı bir arabanın içinde, rock'n roll dinleyerek sessiz bir aşka doğru seyretmelerini izleriz yüzlerce kilometre boyunca. shot bardaklarında sigarasını söndürüp, votkayı şişeden içen pasif agresif reino, sonunda tatjana'ya onu sevdiğini söylemek istediğinde, kendinden hiç olmadığı kadar emin bir şekilde gidip yanına oturur. kararlılığı, içtiği onlarca şişe votkadan mı gelmektedir, bilemeyiz. zaten konuyla ilgisi de yok. kadının başı, adamın omzuna yaslanır tereddütsüzce; adam da kadına sarılır çocuksu bir heyecan ve mahcubiyetle. hiçbir repliğin dolduramayacağı bir an yaşanır ve sessiz sedasız, ama çok güçlü bir bağ kurar iki insan.

    '86'da çektiği, proletarya üçlemesinin ilk filmi olan varjoja paratiisissa*'da da yine utangaç bir aşk yaşayan bir çifti oynamıştı matti pellonpää'yla kati outinen. yine birkaç kelime ve birkaç mimik yeterliydi iletişim kurabilmek için. bu kez daha da sessiz... tarkovski, nostalghia'da, "dile getirilmeyen duygular muhteşemdir" der. adeta bu cümlenin filmini çekmiş kaurismäki.
  • şarjlı kahve makinesi, husqvarna dikiş makinesi ve helsinki rockçılarına hiddet; naif ve elbet romantik kaurismäki.

    kendisini birleşik devletlerin güneyine doğru giden bir yol filmi sanan film, bundan hemen sıyrılıp "proleterden flanör olur mu?" sorusunu da soracak gibi yapıp buna da çalım atıyor. canlandırdıkları proleter çiftlerle proleter gönülleri ısıtan kati outinen ve "bıyığına kurban" merhûm matti pellonpää'dan aşina olunduğu veçhile, limanda kaldığımız yerden*, bu sefer tallinn'e feribotla geçerken, konuşabilecekleri tek şey takım anahtarları olan biri kendini johnny cash diğeri de motorsikletli bir rockçı sanan iki adamın biri rus diğeri estonyalı kadınla sessiz sedasız ve nereden nasıl yeşerdiğinin hiç de önemi olmayan bir güvenle gelişen romans filmi. elbet buna ilişmiş kara mizah dışında kurduğu sembolizmle de göz dolurmakta.

    sovyetler birliğini temsil eden kadınların atak, etkin hâlleri karşısında kaurismäki tam da fin erkekleri sinmişliklerinin sovyet-sonrası döneme bile sirayet ettiğini gösteriyor. ne kentli olabilmiş ne de köylü kalabilmiş, aynı zamanda ne batıdaki iskandinav sosyal demokrasisini ne de doğudaki sosyalizmi tam anlamıyla yaşamış fin toplumunu bir saatte soğuk ve fakat samimi romansla ve bol kahveyle resmettiği yapım.
  • ve yine ve elbette güzelim bir aki kaurismäki filmi daha. biraz iletişimsiz bir film seyretmişiz gibi görünse de aslında yine içinde naif karakterlerin olduğu, bol kahveli, sigaralı, içkili bir film bitirmiş olduk.
    filmi izlerken yanımda koca bir termos bulundurmadığım için çok pişmanım. valto her kahve içtiğinde, daha doğrusu kahveyi su gibi diktiğinde, ben de aynı oranda kahve tüketmeye hazır ve nazır bekliyordum kendisini. sigara da aynı etkiyi yapmış bulundu böylece. zaten tüm kaurismäki filmlerini böyle izliyoruz bence hepimiz, öyle değil mi? bence öyle.

    ay sonsuza kadar aki kaurismäki filmi övebilirim ve matti pellonpää'yı aynı hayranlıkla tekrar tekrar seyredebilirim.

    son olarak, sesiz olun rock söylüyorlar.
hesabın var mı? giriş yap