• 1942 doğumlu amerikalı felsefeci.

    (bkz: yaşayan en etkin 50 felsefeci)
  • isminin kökeni hollanda’nın nijmegen kentinin bozulmuş halinden gelen amerikalı filozof. halen notre dame üniversitesinde emeritustur. felsefi bakımdan üç adet alanda birçok yayın ve eser ortaya koymuştur. bu alanlar metafizik -ontoloji-, eylem felsefesi -özgür irade- ve din felsefesi alanlarıdır.

    van inwagen’ın temelde ontoloji görüşleri bakımından en çok kendini gösterdiği metafizik alt dalı mereolojidir (bkz: mereoloji) van inwagen’a göre mereoloji tartışmalarının temel olarak cevabını aradığı bir soru vardır ki bu soru special composition question (scq) olarak bilinir. bu soru temelde objelerin parçalık-bütünlük özellikleri kazanıp kazanamayacağı ile ilgili olan görüşlerin verdiği cevapların değişkenliği ile farklı şekilde cevaplanmaktadır.

    örneğin, monistler dünya gibi tek bir tözel varlığın mevcut olduğunu ve bunların içinde herhangi bir parça barındırmadığını öne sürerler. buna karşın evrenselciler ise her parçanın birbiri ile kolayca bir bütünlük oluşturabileceğini öne sürerler mesela benim tırnak aramda cevahir avm den bana geçen bir küçük toz parçası bulunuyorsa bu durum benim ile cevahir avm ile bir bütün olduğum önermesini doğrulayan bir doğru-yapıcıyı mevcut kılmaktadır. bir diğer görüş olan mereolojik nihilizm ise parçalık ve bütünlük ilişkisinin kurulamayacağı ve bu ilişkinin insanın şeyleri kavramak için oluşturduğu insani bir duygu olduğu iddiasındadır, bu görüşün en büyük temsilcisi için (bkz: david kellogg lewis). dolayısıyla, evrendeki parça-bütün ilişkisine dair bir sürü görüş ve alternatif cevap bulunur ki bunların hepsi scq’ya eşit bir cevap vermektedir.

    van inwagen’ın cevabı ise son derece kendine özgü bir cevap olan organisizmdir. organisizm görüşü evrende sadece zaman içerisinde herhangi bir şeyin parçası olmadan ilerleyebilen materyal objeler bütün olabilir diyen görüştür ve aynı zamanda scq’ya alternatif bir cevaptır. bireylerin zaman tüneli içerisinde kendini bir bütün olarak a noktasından b noktasına götürebildiğini varsayan görüşe endurantism adı verilir. bunun karşıt görüşü ise zaman içerisinde kendini bütün olarak tutan personaların var olmadığı aksine zaman içerisinde objelerin geçirdiği a anı ile b anının birbirinden farklı zamansal parçalar olduğunu savunan perdurantism’dir. van ınwagen için canlı olan ve canlı olduğu için zaman tüneli içerisinde herhangi bir değişikliğe uğramadan ilerleyen objeler bütündür ve parça olamaz. geri kalan her obje ise sadece parça olabilir, bütün olamaz.

    van inwagen’ın eylem felsefesi yaklaşımı ise genellikle bağdaşmazlık ya da uyumsuzluk görüşü olarak bilinen özgür irade pozisyonudur. bu pozisyon içerisinde van ınwagen’ın katı bir liberteryen olduğuna dair görüşler mevcut olsa da uyumsuzluk pozisyonu sadece özgür irade ile determinist doğa yasalarının birbiri ile aynı mümkün dünyada var olamayacağı üzerine argüman üreten bir pozisyon olarak düşünülmelidir.

    elbette ki bu pozisyona uygun özgür irade görüşleri katı liberteryenizm ya da katı determinizm olabilmektedir. fakat van ınwagen’ın duruşu özgür irade tartışmalarının gizemini koruyan tartışmalar olduğuna imkan tanıyan bir duruştur. buna karşın van ınwagen uyumluluk görüşlerinin altına dinamit döşeyen iki temel argümanı ortaya atarak uyumsuzluk pozisyonunu asli özgür irade görüşü olarak deklare etmektedir. bunlar için consequence argument -sonuç argümanı- ve mind argument olarak geçerler.

    sonuç argümanı temelde şimdiye kadar olmuş bütün olayların kökeni eğer geçmişte yaşanan belli olaylara bağlıysa (yani geçmişteki olaylar gelecekteki bir olayı mutlak surette zorunlu kılıyorsa) ve bizlerin geçmişi değiştirme şansı yoksa, gelecekteki olayları da değiştirme şansı yoktur şeklinde çok basitçe özetlenebilir. bu durumun genel olarak karşıt olduğu düşünce özgür irade ile determinizmin aynı mümkün dünya içerisinde var olabileceğini düşünen uyumluluk pozisyonudur.

    mind argument ise agent ve event causation üzerinden bireylere özgür irade atfeden görüşlere karşı geliştirilmiş bir ek argümandır. burada bireylerin gerçekleştirdiği olayların faili olarak kendilerini temsil ettiklerini düşünürsek o zaman da bu olayların ya da sonuçların şans eseri olup olmadığını anlayamayız. bu bakımdan determinizmin hiç geçerli olmadığı bir evren, şans yüzünden son derece determinist bir evren de olabilmektedir. bunu güçlendirmek için van ınwagen rollback argument dediği bir diğer düşünce deneyine de başvurur. nitekim bir olay gerçekleştirdikten sonra zamanı milyon kere bu olayın henüz gerçekleşmediği duruma geri döndürürsek ve sonucun her seferinde aynı sonuç olmadığını gözlemlersek o zaman bu olayın gerçekten gerçekleştiği ve şans eseri gerçekleştiği mümkün dünyalar arasında sayısal olarak çok büyük farklar ile karşılaşmayabiliriz ki bu da fail neden olma özelliğini sorgulatan bir sonuçtur.

    van inwagen’ın katkı yaptığı bir diğer felsefi alan ise din felsefesidir ve buradaki görüşleri genellikle skeptik teizm (bkz: skeptik teizm) denilen bir pozisyona yakın olduğunu gösterir. özellikle kötülük probleminin (bkz: kötülük problemi) ve asli olarak kötülüğün neden var olduğunu üzerine düşünen skeptik teistler, evrendeki kötülüğün tanrının belli hesaplarıyla örtüştüğü için kasıtlı olarak mevcut olduğuna dair şüpheler taşırlar. dolayısıyla, kötülüğün ve tanrı adaletinin kökenlerine dair açıklamalar getirmeye çalışan büyük oranda leibnizci veya hickçi teodiseler tabiri caizse fazla iyimserdir. kötülük dünyada ampirik olarak mevcuttur fakat bu kötülüğün var olma amacına dair bir agnostisizm de mevcuttur. van inwagen’ın bu tip kötülük ve teizm sorununu tartıştığı görüşleri no-minimum tezi olarak geçer temelde problem of evil adlı kitabında detaylı olarak bulunabilir.
hesabın var mı? giriş yap