• perovskite iki anlama gelmektedir. bunlardan ilki catio3 kimyasal formülüdür ve ural dağların'da keşfedilmiştir. diğer anlamı ise catio3 ile aynı kristal yapıya sahip tüm mineraller için genel bir kullanımdır (perovskit yapısı gibi).

    mantonun yüksek basınç koşullarında bulunmasından dolayı ortaya çıkan piroksen ise; mgsio3'ın (magnezyum silikat) bir perovskit yapıdır ve dünyada en çok bulunan mineral olarak bilinmektedir.

    not: sonra güneş enerjisi panellerinde kullanmak için bu malzeme yapısı çıktı ortaya. 2. anlamı için de tebrik ederim 15 sene öncesindeki tanımınla yazar:)
  • dünya'da ki su ve oksijenden daha yaygın olan bir madde imiş.
  • perovskit yapı ilk kez 1839 yılında gustav rose tarafından rusya’nın ural dağları’nda keşfedilmiştir ve perovskit ifadesi rus mineralist perovski’ye dayanmaktadır. piezoelektrik malzemelerin büyük bir kısmı perovskit olarak adlandırılan ve abo3 kimyasal formülü ile gösterilen bir kristal yapıya sahiptir. abo3 genel formülünde formülünde, a ve b katyonları temsil ederken o oksijen atomlarını temsil eder. perovskit yapı içerisinde a atomları birim hücrenini köşelerine, oksijen atomları birim hücrenin yüzey merkezlerine ve b atomları da birim hücrenin hacim merkezine yerleşmiş biçimde bulunmaktadır.
  • silikonun ardindan günes enerjisi icin umut veren bir diger maddedir. temmuzun scientific american sayisini okuyana kadar varligindan nasil bihaber oldugumu anlayamadiysam da, bir anda ufkum aydinlandi. makaleyi yazan arastirmacilar, perovskit hücrelerin günesin daha yüksek enerjili isinlarini da emebildigini, son alti yilda üretilen hücrelerin verimlerinin silikonun cok daha uzun bir zaman diliminde ulastigi yüzdelere hizla yaklastigini ve 2017'de satisa hazir olacagini belirtiyordu.

    henüz yeteri olgunluga ulasmamis olmalarina ve silikona kiyasla cok daha az yogunlukta yeni yeni arastirilmasina ragmen, silikonla beraber bile calisabilir (farkli dalgaboyunun enerjilerine duyarli olduklari icin) ve silikona rakip olarak degil de, ilk etapta eslik eden ince kristal katmani olarak satisa sunulabilirler.

    diger bir avantajlari da üretim icin silikon hücrelerden cok daha düsük bir sicakliga ihtiyac duymalari.

    iste biz de nükleer santralle falan ugrasiyoruz.
  • (bkz: lev perovski)
  • veri transfer hızını bin kat arttıracağı ön görülen mineral.

    kaynak
  • üçüncü jenerasyon güneş hücrelerinde ışığı absorbe etmek için kullanılan malzemenin içeriği metilamonyum, kurşun ve halojen bileşimidir. kurşunun toksisitesi ve verimi çok yüksek olmasına rağmen hücrelerin stabil olmaması başta gelen sorunlardır. alternatif dopantlar ve farklı fabrikasyon metodlarıyla ticarileştirilmesi üzerinde çalışılmaktadır.
  • perovskit,gezegenimizin toplam kütlesinin yarısını oluşturuyor ve dünyanın manto katmanının çoğunlukla bu maddeden oluştuğu sanılıyor.
  • uzun süredir güneş enerjisi alanında üzerinde çalışılan ve silikon hücreye alternatif olarak farklı kimyasal bileşikler kullanılarak ve tamamen insan eliyle yaratılmış bileşiklerden oluşan ( örnek : methyl ammonium lead triiodide (ch3nh3)pbı3) yeni güneş hücre tiplerinin genel ismi
    silikon güneş hücrelerine göre ışığı absorb etme, elektrik iletme ve uzun ömür konusunda muazzam fark yaratıyor bu da çok ultra yüksek verimlilik ile birlikte düşük maliyetli endüstri ölçeğinde yeni bir dönüşümün habercisi. meraklısına - teknik kaynak - nrel
    çevresel etkilerinin azaltılması ve ölçek ekonomisinde imalata geçiş engelleri aşılırsa ki önemli fonlama haberleri geliyor artık kaynak linki çok yakında güneş enerjisi sektöründe müthiş bir dönüşüm ve devrim yaşanabilir, bence yaşanacak da.
  • perovskite: kalsiyum titanattan oluşan bir kalsiyum titanyum oksit mineralidir.

    perovskite kelimesi ayrıca mineralin kristal yapısını paylaşan bileşikler sınıfını da temsil eder.

    güneş enerjisinden elektrik üretme özellikleri barındıran perovskiteler, 2009 yılında japon bilim adamı tsutomu miyasaka ve arkadaşları tarafından keşfedildiler.

    perovskiteler güneş ışığını silikonlardan daha iyi emebilir, neredeyse tüm güneş ışığı silikondan en az yüz kat daha ince bir perovskite film ile absorbe edilebilir

    bir silikon üretim fabrikası inşa etmek için yaklaşık 300-400 milyon dolar arasında bir maliyet oluşurken, bir perovskite üretim fabrikası 100 milyon doların altına mal olabilir. maliyetteki bu fark kristal silikon kusurlarından kurtulmak için üretim esnasında gereken çok yüksek ısı enerjisinden kaynaklanmaktadır. oysaki perovskiteler için üretimde yüksek ısı enerjilerine gerek yoktur.

    perovskiteler; iki basit tuz, kurşun halojenür ve organik halojenürün belirli oranlarda birleştirilmesiyle elde ediliyorlar. elde edilen film çok ince - yaklaşık 500 nanometre (insan saçı kalınlığının yaklaşık 1/100'ü)

    küçük bir perovskite çok fazla güç üretebilir. 50 gigawatt (1 gigawatt 725000 evin güç ihtiyacını karşılar) güç ihtiyacı olan bir şehir için olimpik bir yüzme havuzunun yarısını dolduracak hacimde perovskite sıvıya ihtiyaç vardır
hesabın var mı? giriş yap