9 entry daha
  • osmanlılarda bir vergi uygulaması.

    pençik kelimesinin kökenine bakıldığında farsçada ''beşte bir'' anlamına gelen ''penç ü yek / penç-yek'' ten geldiği bilinmektedir. bu beşte birle de savaş ganimetlerinden devletin alacağı vergi kastedilmektedir.

    osmanlıların kuruluş devrinde savaşlarda elde edilen esirlerin gaziler arasında paylaşıldığı ve her esirin onu esir alanın malı sayıldığı bilinmektedir. fakat beylik büyüdükçe hazineye daha çok para, orduya da daha çok asker gerekmeye başlamıştır. bu sebeple ele geçirilen esirlerin beşte birine devlet talip olmuştur.

    bu sistem murat hüdavendigar döneminde yürütülmeye başlanmıştır. edirne ele geçirildikten sonra kara rüstem ve çandarlı kara halil hayrettin paşa'nın önerisiyle bu sistem yürürlüğe girmiştir.

    15. yüzyıldaki tarih yazarı aşıkpaşazade bu sistemin kuruluşunu şöyle anlatır:
    - ''çandarlı halil’in kadıasker olduğu zamanda bir gün karaman ülkesinden kara rüstem denen bilgili bir kişi gelip; “efendi hana verilmesi gereken bu kadar malı neden yok yere harcarsınız?” dedi. kadıasker bunun üzerine: “o nasıl bir maldır ki boşuna harcanır?” deyince rüstem: “bu gazilerin alıp tutup sattıkları esirlerin beşte biri tanrı emrine göreadişahındır” cevabını verdi. sonra da “niçin almıyorsunuz?” dedi. kadıasker bu sözü işitince gidip padişah’a arzetti. hükümdar bunun üzerine: “eğer tanrı buyruğu ise öyle edin” dedi. sonra kara rüstem’i çağırdılar ve: “efendimiz! padişah tanrı buyruğu ise öyle yapın dedi.” diye söylediler. kendisi gidip gelibolu’da oturdu. her esirden yirmi beş akça aldı. işte bu şekildeki âdet o iki bilgin kişin tedbiri idi. bunların biri çandarlı halil, biri de karamanlı kara rüstem’dir.
    - ''ayıca beri tarafta gazi evrenoz’a de; “akınından çıkan esirin beşte birisini padişah için al; eğer esir beş olmazsa her bir esirden yirmi beş akça al” diye haber gönderdiler. işte bu düzen üzerine evrenoz da bir hâkim tayin etti. böylece bir hayli oğlan toplandı, sonra bunları padişaha götürdüler.''
    - ''halil paşa bunları görünce: “bunları türk’e verelim, türkçe öğrensinler, türkçeyi biline getirip yeniçeri yapalım.” dedi. söylediği gibi yaptılar. müslüman oldular. yeniçeri günden güne fazlalaşmaya başladı. türkler bunları pek çok yıl hizmete aldı, sonra da kapıya getirdiler ve mühim giydirdiler. adını, “ezel çeri” iken, “yeni çeri” koydular, böylece bu padişah zamanında yeniçeri kuruldu.''

    oruç beğ tarihi'nde de şöyle anlatılır:
    ''kara rüstem derlerdi, bir bilgin vardı. karaman'dan gelmişti. çandarlı kara halil ki kazaskerdi, geldi, ona dedi ki: ''akından elde edilen bu ganimet malını niçin beğliğe almazsın da ziyan edersin?'' kazasker: ''ya nice edelim'' dedi. kara rüstem dedi ki: ''işbu esirler ki gaziler getirirler, tanrı buyruğunda beşte biri padişahındır. niçin alınmaz?'' kazasker bunu murad han gazi'ye söyledi. padişah: ''madem ki tanrı buyruğudur, niçin almazsınız. dedi. ''alın.'' diye emir verdi.''
    - ''vardılar kara rüstem'i akıncılar üzerine koydular. tanrı buyruğu ne ise öyle olsun dediler. kara rüstem gelibolu'da oturdu. her esirden yirmi beşer akça aldı. bu icad bu iki kişiden oldu. gazi evrenos beğ'e ısmarladılar. her akından gelen esirden yirmi beş akça ve beş esirden birisini almasını emrettiler. bu tertip üzerine davrandılar.''
    - ''vardılar, oğlan devşirdiler. getirip anadolu'da türk kavmına üleştirdiler. çift sürdüler. bunlar hizmet gördüler ve türkçe öğrendiler. üç yıl, dört yıl olduktan sonra getirip devlet kapısına yeniçeri yaptılar. ak börk giydiler. asılda yeniçeri'nin kuruluşu budur. o vakitten beri adını yeniçeri koydular.''

    askere alınacak esirlerin bilgileri eşkâl defterine yazılarak kaydedilip, bu esirlere de ''pençik oğlanı'' adı verilmiştir. bu sisteme dahil olan bu oğlanların büyük bir çoğunluğu türkçe ve islam'ı öğrenmeleri için türk köylerine gönderilmiştir. pençik oğlanları gelibolu'daki acemi ocağı'nda eğitim görürlerdi. yeteri kadar eğitim aldıktan sonra da askeri alanlarda görevlendirilirlerdi.

    osmanlılar, 1369-70 yıllarında oluşturduğu bu sistemle yeniçeri ocağı'nı teşkilatlandırabilmiştir. bu vergi uygulaması, ikinci bayezit döneminde çıkarılan pençik kanunnamesi* ile daha sistemli bir hale getirilmiştir. (bu kanun ii. bayezid devrinde 1493'te ve 1510'da iki defa çıkarılmıştır)

    bu sistemin devamlılığı açısından savaşlarda toplanan esir miktarı sıkı takibe alınırdı. ayrıca devlet, erkeklerin dışında, kadın ve çocuk esirlerin de 5'te 1'ini alıyordu.

    askere alınacak oğlanlar yaşlarına göre sınıflandırılıyordu. bu sınıflandırma şöyleydi:
    şirhar (süt çocuğu): 3 yaşına kadar olanlar
    beççe (yavru): 3-8 yaşında olanlar
    gulamçe (oğlancık): 8 yaşından 14-15 yaşına kadar olanlar
    gulam (oğlan): 14-15 yaşından 18 yaşına kadar olanlar
    sakallı: tüylenmiş erkek ile olgun erkekler
    pir: ihtiyarlar

    devletin alacağı kadın esirlerin sınıflandırılması da şöyleydi:
    şirhor, duhterek: küçük kız
    duhter: kız
    cariye: genç kız
    mariye: genç kadın
    ümmüveled: çocuğu olan cariye
    acuze: yaşlı kadın
    fertute: koca karı

    fetret devri'nde pençik sistemi uygulanamamış, bu devirden sonra iktidara gelen çelebi mehmet devşirme sistemine ağırlık vermiştir. 15. yüzyıldan itibaren ülke sınırları git gide büyümeye başlayınca, pençik sistemi fazlasıyla yetersiz kalmıştır. bu sebeple devlet, devşirme sistemine daha fazla ağırlık vermiştir. halil inalcık bu durumu şöyle açıklıyor: ''merkeziyetçi devletin yükselişiyle birlikte osmanlı sultanları kapı kulları (saray hizmetkarı ve babıali'deki sabit ordu birlikleri) için büyüyen insan ihtiyacıyla karşı karşıya kaldı ve savaş yeterli sayıda köle sağlayamadığından kendi hristiyan uyrukları, yani reaya arasından gençleri toplamak, alışılmadık devşirme yöntemine başvurmak zorunda kaldılar.''

    devlet, devşirme sistemine yöneldiyse de diğer yandan pençik vergisi de varlığını sürdürmüştür. hatta 16. yüzıldan sonra pençik vergisinin tahsilatında yolsuzluklar yaşanmıştır. bir zaman sonra ise devletin gücü zayıfladığından fetih hareketleri durmaya başlamış, haliyle ganimetler de ortadan kalkmıştır. pençik sadece esir pazarlarında kullanılan bir tabir olarak varlığını sürdürmüştür.

    ikinci mahmut döneminde pençik vergisi tarihe karışmıştır.

    kaynaklar:
    + aşık paşazade - osmanoğulları'nın tarihi - çev. kemal yavuz, yekta saraç - k kitaplığı - 2003.
    + oruç beğ - oruç beğ tarihi - haz. hüseyin nihal atsız - kervan kitapçılık - 1973.
    + halil inalcık - osmanlılar - timaş yayınları - 2010.
    + abdülkadir özcan - pencik - tdvia - cilt: 34 - 2007.
    + ırina petrosyan - osmanlı devleti'nin kuruluşu ve yeniçerilerin kökeni - türkler - cilt: 10 - yeni türkiye yayınları - 2002.
    + youngee lee - osmanlı devleti'nde devşirme sistemi (fatih dönemi'nde vezir-i azamlar ve zağanos paşa) - ankara üniversitesi (doktora tezi) - 2020.
hesabın var mı? giriş yap