• varsova'nin gobegindeki eski adiyla "stalin", yeni adiyla "kultur" sarayi (palace of culture). bina 134 metre yuksekliginde art deco tarzinda insa edilmis ve 1990 ortalarina kadar kentin en yuksek ve gorunen binasi, vista noktasi olmustur. kominizmden illallah etmis ve simgelerini bile gormeye tahammulu kalmamis kentliler icin varsovanin en guzel yeri kultur sarayi'nin tepesidir, cunku o tepe noktasi kultur sarayi'nin gorunmedigi tek yerdir kentte.
    1989'da baslayan liberal degisimin kent mekanina etkileri ancak 1990 ortalarinda gorulmeye baslar. neredeyse tamami yabanci yatirimcilar tarafindan gerceklestirilen alisveris merkezleri, plazalar ve gokdelenlerle kent merkezinde "manhattan yaratma" sloganiyla muthis bir degisim yasanir.
    bu degisimden payini alan kultur sarayi da tepesine kondurulan devasa 4 saatle imaj degisimine ugramis ve etrafinda yukselen gokdelenlerin arasinda neredeyse kentte farkedilmeyecek bir binacik haline gelmistir.
    1996'da tamamlanan ve ozetle amaci "kultur sarayi'ni yikmadan ondan nasil kurtuluruz" olan mimari yarisma sonucunda ilk uce kalan eserleri siralarsak zavalli binaciktan ne kadar nefret edildigini anlamak mumkun olabilir. bu yarisma sonucunde birinciligi alan proje (ki su anda uygulanmaktadir) binaya dokunmak yerine etrafini daha yuksek binalarla cevirerek gorsel olarak yoketmeyi onermistir. varsova belediye'sinin "israriyla" yapilan kucuk bir rotusla 4 saat tepeye kondurulmustur. yarismada ikinci gelen proje binaya kapitalizmin simgesi olarak ayni yukseklikte devasa bir coca-cola sisesi dayamayi onermektedir. ucuncu gelen proje ise (guzelim tas isciligini tamamen gozden cikarip) binayi aynalarla kaplayip devasa bir gokdelen haline getirmektir. tum bu cabalarin asil nedeni de binanin yikilamayacak kadar saglam yapilmasidir, yoksa kent yonetimi zaten binayi gozden cikartmis, herseyi de goze almistir.
  • gittim bizzat yerinde gördüm.. çevresindeki çokkatlı oteller, alışveriş merkezleri, plazalara karşın varşova'ya adımımı atar atmaz ilk dikkatimi çeken binaydı, tam adıyla "kültür ve bilim sarayı".. olağanüstü görkemli bir yapı.. bakmaya doyamadım desem yeridir.. gece aydınlatmaları, ışıklandırması da çok güzel..

    içine de girdim ancak çok tatmin edici sergiler yoktu. bir fotoğraf sergisi, bir de interaktif bilim-teknoloji sergisi vardı. geri kalanları ben kaçırmış da olabilirim. binanın tepesine çıkıp varşova'yı tepeden görmek için çok fazla para istiyorlardı, üstelik yanınızda çantanızı çıkaramıyorsunuz. mutlaka girişteki dolaplara bırakmanız gerek. ona da emanet parası eklenince "yok arkadaş, kalsın" deyip geri dönmek farzdır.. o kadar yüksekten olmasa da plac zamkowy'deki çan kulesine de çıkarsanız, harika bir varşova manzarasıyla zaten karşılaşırsınız. kültür sarayı'nda o kadar para bayılmaya değmez bence.

    çevresindeki gökdelenler, içinin verimli kullanılmaması dışında aslında binaya yapılan başka bir haksızlık da önündeki bahçeye kocaman bir çadır kurup üstüne de "girls night show" yazdırmalarıdır. çadıra girmedim. kültür sarayının önünde artık insanlar nasıl bir kültür alışverişinde bulunuyorlar bilmiyorum!

    polonyalılar, istedikleri kadar binayı gölge altında bırakmaya çalışsınlar.. varşova'dan aklımda kalan şey, çok afedersiniz boktan marriott gökdeleni değil, şahane mimarisiyle palac kultury i nauki'dir. yapanların, yaptıranların ellerine sağlıktır.
  • (bkz: varşova)
  • sanki fantastik bi filmdeki kötü karakterin şatosu .yalnız insana baktıkça bakası getiren bi mimarisi ve çekiciliğini zamanla gözünüzü alamamanızdan anlıyorsunuz.
  • 30. kattan varşova'ya tepeden bakılabilecek bina, etrafı sayısız gökdelenle kapatılsa da chopin museum'un bulunduğu tamka street'ten bakıldığında bile o saatli kubbesi görülebilir, varşova'nın o naif dokusunda sırıtan bir ucubedir aslında ama ne onunla olur ne onsuz, görüldüğü vakit doğru yolda olunduğuna dair bir his kaplar, huzur verir, bir nevi deniz feneridir varşova gezginlerine. bu arada 30. kattan varşova'ya tepeden bakmak hala 15 zloty.
  • kino-teka!

    aynı zamanda filmimin gösterildiği büyük sinema salonunu da içerir... kieslowski'lerin, polanski'lerin, wajda'ların filmlerinin oynadığı bir salonda insanın kendi filminin de oynaması ayrı bir keyif/onur... adına ne derseniz.
hesabın var mı? giriş yap