• afrika sinemasının gelişip budaklandığı zamanının başını çeken yönetmen ... bizdeki ömer lütfi akad görevini orada üstlenmiş kişilik ... xala, borom sarret adında filmleri mevcut ...
  • son filmi icin (bkz: moolaade)
  • senegal'li yönetmen. anımsadığım, halkını aydınlatmak için kitap yazar ancak ne kadar az okunduğunu görünce başka bir yöntemle üretmesi gerektiğini anlayıp, yönetmen olmaya karar verir. moskova'da film okuduktan sonra ülkesine geri döner ve film çekmeye başlar. e-mule sağolsun, filmlerine ulaşabiliyoruz.
  • bir hafta önce (9 haziran'da) dakar'da yaşamını yitiren yönetmen.
  • sinema endüstrisi olmayan bir ülkede film yapma kararı alan cesur yazar-yönetmen. yazar olarak en büyük amacı senegal ve aşağı sahara afrikasında mümkün olan en fazla okuyucuya ulaşmak olan sembene, yüzde onluk fransızca okuma-yazma oranıyla bunu başaramayınca sinema sektörüne yöneldi. bunun için en baştan başlamak zorundaydı ve 1961’de ona yönetmen marc donskoi ile çalışma imkanı sunacak olan moskova’ya giderek sinema eğitimi aldı. 1963'te senegal’e döner dönmez ilk filmi olan kısa metrajlı ‘borom sarret’i çekti ve bağımsız afrika sinemasının öncüleri arasında yer aldı. aşağı-sahara afrikasının ilk yönetmeni paulin vieyra olmasına rağmen sembene afrika sinemasının babası hatta ‘papası’ olarak anılmaktadır. bu nitelendirmeyi de daha ilk filminden itibaren senegal’e özgü dil ve anlatım tarzını kullanarak kazanmıştır.
  • 1923 yılında afrika’nın senegal’de dünyaya geldi. afrika’nın en çok saygı görülen sinemacısıdır. kıtanın tamamında ve senegal’de yönetmenleri etkileyen bir öncü oldu. filmleri bütün dünyada gösterilip övüldü. 1960’ ların başında bir yıllığına film okuluna gitmek için senegal’den ayrıldığında tanınmış bir romancıydı. geri döndüğünde ise, yok denecek kadar az mali yada teknik destek ile inanılmaz zor koşullarda çalışarak kendi öykülerini filme uyarlamaya başladı.sembene, filmlerinde afrika gelenekleri ve kültürünü betimlemekten büyük onur duyar ve bu yüzden de onun sinemasına zaman zaman ‘’folklorik’’ denilebilir. bununla birlikte geleneksel biçimleri ve imgeleri uyarlayıp kullandığı halde, modern afrika’nın sorunlarıyla ve çatışmaları ile de yakından ilgilenir.
    sembene, 14 yaşında okuldan ayrılarak araba tamircisi, marangoz ve balıkçı olarak geçimini sağlamaya başladı. boş zamanlarında dernek tabanlı popüler tiyatro gruplarının ve griot olarak bilinen geleneksel öykü anlatıcılarının gösterilerine giderek geçirdi. sembene, geleneksel senegal kültürü ile bu bilgiyi daha sonra yazılarında ve filmlerinde kullanacaktı.kısa filmi ‘’niaye’de(1964) köyün şefi olan babası tarafından gebe bırakılan 13 yaşındaki bir kızın öyküsünü anlatmak için bir griot kullanır. griotu sadece dışarıdan bir anlatıcı olarak kullanmaz onu drama’nın karmaşık oyunu içine yerleştirir. geleneksel köy toplumunun bir üyesi olarak kendi duygularını ifade etmesine izin verir.sembenin bir çok filmi, güçlü siyasal ve ahlaki mesajlar taşır. filmleri eğitsel bir amaçla, ister siyasal, ister ekonomik, kültürel olsun toplumun kötülükleri ile savaşan kurtarıcı sanat olmak amacı ile tasarlanır. oda sinemasında maalesef fransızların baskılarına maruz kaldı. tıpkı ülkesini sömürge altında tuttukları gibi filmlerinde de zorluk çıkartmışlardır.
  • 1923 doğumlu senegalli şair,yazar,yapımcı,yönetmen.1997 yılında kraliçe özel onur ödülüne layık görülür.ödülünü almak için ingiltere'ye gider;törene katılır ve tarihe geçecek şahane bir konuşma yapar;
    “sayın baylar ve bayanlar. konuşmama ingiliz dilinde devam etmeyeceğim için hepinizden özür dilerim. sizin topraklarınızdayım ve sizin sahibi olduğunuz sistem içinde sizin tarafınızdan payelendiriliyorum. ancak asıl konuşmam kendi öz dilimde olacaktır. merak edenler, konuşmamın ingiliz diline tercümesini koltuklarında bulabilirler.
    ingilizler geldiklerinde ellerinde incil, bizim elimizde topraklarımız vardı. bize, gözlerimizi kapayarak dua etmesini öğrettiler. gözümüzü açtığımızda ise; bizim elimizde incil, onların elinde topraklarımız vardı.
    ingilizlerin dinini, dilini öğrendik. uzak dünyadan gelen yeni dil ve din bizi hep çalışmak zorunda kalan itaatkar köleler yaptı. özgürlük için her karşı geldiğimizde, bizi birbirimizle savaşmak için ikna ettiler ve silah verdiler. ingilizler gelmeden önce topraklarımızda sadece kavga vardı. ingilizlerin kutsal dini bizim kavgacılığımızı kullandı; evlatlarımızı savaşçı yaptı. hem de sadece kendi kardeşleriyle savaşan dünyayı ingiliz dilinden ve incilden ibaret sanan vahşi savaşçılar.
    hastalıklar yaydılar. ne olduğunu bilmediğimiz içeceklerle bizleri hasta ve zayıf yaptılar. atalarımızı zincirleyerek büyük şehirlerine köle olarak götürdüler. o büyük binaları, caddeleri, tünelleri ve kiliseleri insan etinin üzerine inşa ettiler. kendilerini temizlemek için sanatçılarına fikir adamlarına; sadece kendilerini kapsayan insan tariflerini yaptırdılar. her çeşit yiyeceklerin büyüdüğü topraklarımıza ilaçlar döktüler. toprağın altındaki yanıcı siyah cehennem kanı için bizleri öldürdüler. büyük acılar ve ölümcül işkenceler ördüler. her gelen gemiden; kıyılarımza hep ikiye bölünmüş tekneler yanaştı. ilk gelenler zulm ettiler, arkasından gelen arkadaşları zulmü durdurma vaadiyle bizleri ele geçirdiler. bu gün gelenlerde aynı sistemle hala işgale devam etmekteler.
    yeni ilaçları, biyolojik silahları ve hastalıkları deneyen gönüllü doktorlarınızı istemiyoruz. emperyalist sisteminizde geri dönüşüm ekonomisiyle aslında sömürü olan yiyecek yardımlarınızı kabul etmiyoruz. birbirimiz anlamamızı zorlaştıran, şarkılarımızı ve masallarımızı unutturan fakir dilinizi red ediyoruz. çağdaş dünya daveti içindeki, bizi zorla şekillendiren yüzeysel sanat kuramlarınıza karşı çıkıyoruz.
    özgürlüğümüzü ilan ediyor, afrikalı insanlar olarak doğduk,
    afrikalı ölmek için bütün avrupayı topraklarımızdan kovuyoruz.
    birbirimizi öldürelim diye bize öğrettiğiniz ırkçılığı, felsefe adına önümüze sürdüğünüz batının sığ kafalı laflarını, hukuk adına yaptığınız bütün şovenistliklerinizi ve sanat diye dayattığınız bütün estetik öğretilerinizi, afrika topraklarından silene kadar afrika sizinle savaşacaktır. siz kabul etmesiniz de bir afrikalı en az dünyanın herhangi bir yerindeki bir batılı kadar onurludur. insan onurlu doğar. hiç bir insanın kraliçenin vereceği onura ihtiyacı yoktur.”
  • yazdığı kitaplarla, okuma yazma oranı çok düşük olan senegal halkına yeterli düzeyde ulaşamadığını fark edince, sinemanın mesajlarını geniş kitlelere yaymakta daha etkili bir yöntem olabileceğini düşünerek yönetmen olmaya karar veren müthiş bir idealist ve aydındır. lakin benim kendisiyle ilgili bahsedeceğim mevzu başkadır.
    sembene ile ilgili olarak internette kısa bir araştırma yaptığınızda, 1997 yılında ingiltere kraliçesi 2. elizabeth'in özel onur ödülüne layık görüldüğü ancak bu ödülü kraliçenin gözlerinin içine baka baka yaptığı müthiş bir konuşmayla reddettiği bilgisine ulaşırsınız. fakat ne hikmetse -yukarıdaki birkaç giride de yer verilen- söz konusu konuşma ile ilgili internette yabancı dilde hiçbir kaynak bulunmamaktadır. dahası 1997 yılında böyle bir ödül töreninin düzenlendiğine dair de herhangi bir bilgi yoktur. kaldı ki konuşmanın en vurucu kısmında geçen "onlar geldiklerinde ellerinde incil, bizim elimizde topraklarımız vardı. bize, gözlerimizi kapayarak dua etmeyi öğrettiler. gözümüzü açtığımızda ise bizim elimizde incil, onların elinde topraklarımız vardı" şeklindeki sözlerin sahibi de sembene değil kenya'nın ilk devlet başkanı jomo kenyattadır. hülasa edersek bahse konu konuşma, sadece türkiye'de dolaşımda olan bir şehir efsanesinden ibarettir.
    tabii şunu da belirtmekte fayda vardır ki, kraliçe hikayesi bir şehir efsanesi olsa da ousmane sembene'nin gerçek hayat hikayesini okumak, onun senegal hatta afrika kıtası için nasıl büyük bir efsane olduğunu anlamaya yeterlidir.
  • başlığı görünce dedim ki,
    ''aha , bu da meltem banko için düzenlenen kelime oyunlarından biri.''
    cehalet zor iş.
    tanım: çok yönlü sanatçıymış.
    bilgilendiren yazarlara teşekkürler.
    cahilliğim için affedin ama sabahtan beri her yer meltemli bankolu entry dolmuş. bir an dedim yoksa bu da mı?
hesabın var mı? giriş yap