• otoritesini kendine hiçbir sınır koymadan kullanan, kendisine karşı çıkılmasını hoş görmeyen, buyurgan tavırlı kimselere de denir. doğal olarak olumsuzlama içeren bir sıfat oluverir burdan bakılınca.
  • ayrıyetten; yürütme gücünü diktatörce kullanan, yetkileri sınırsız olan politik yönetimler için de kullanıldığı vakidir.

    (bkz: dikta)
    (bkz: tiran)
  • 1970'lerde abd tarafından otoriter-totaliter ayrımı yapılarak yeniden yorumlanmıştır. bu ayrıma göre; bir rejim hayatın bütün alanlarını denetlemeye kalkışıyorsa totaliter, yalnızca siyasal alanı ve basını denetliyorsa otoriterdir. abd, bu ayrımdan yola çıkarak, totaliter olarak tanımladığı doğu bloku ülkelerini eleştirirken, otoriter olarak tanımladığı batı yanlısı baskıcı rejimleri korumuştur.
  • sekizinci nesil bir yazar.
  • en doğru ideolojiyi bulduğun iddiasiyla işçi sınıfı içindeki geri kalanları sopayla bu yola getirme pratiğini birleştirirsen adın otoriter olur, hele bunu tabandan değil devlet mekanizması ile üstten yapmak istersen katıksız otoriter olursun. bugün yoldan geçen herhangi birini kolundan tutup ideolojisini ve pratiğini anlatması için sorguya çektiğimizi düşünelim. bu yolla karşı devrimci olarak tespit ettiklerimizi dövüp onlara bir ders verelim. karşımızda bizim ütopyamızdan nefret eden bir ezici çoğunluk buluruz, bunlardan kendimizi savunmak için daha iyi ezmemiz gerekir, elde var stalin.
  • 2011'den beri yazar olduğum ekşi sözlük'te en keyifle, saygı ve sevgiyle mesajlaştığım yazardır. kendisine şu eseri hediye ediyorum. mesaj yeşiline bakmama sebep olandır kendileri.
  • vergi dairesinde kredi kartı geçmeyişi kanıtlıyor ki devlet güvensizdir, sistemsizdir, otoriterdir, antidemokratiktir. vergi daireleri (belki de devletten) vergi kaçırıyor olmalı.

    "ne de olsa otoriterlik (yani otoritenin nevrotik hali) bireyin kendi sorunlarıyla yüzleşme sorumluluğundan kaçındığı ölçüde çoğalacaktır." rollo may - man's search for himself

    (bkz: otorite), modern otoriterlik
    (bkz: totaliter)
  • siyasi ve politik olarak ele alındığında tek erk, tek güç merkezi, tek efendi anlamında kullanılır. fakat bu durum sadece çevresindekiler için değil otoritenin kendisi için de zararlıdır çünkü onu içeriden yıkar.

    bunu ülke için de ele alabilir, kurum için de, şirket için de hatta aile için de ele alabilirsiniz. tek başına otorite çok kısa vadeli keskin kararlar dönemi için uygun opsiyon olabilir fakat orta ve uzun vadede herkes için zararlıdır. gücü elinde tutanların bile...

    insanoğlu tarihi gelişimini birbirleriyle olan koordinasyonuna borçludur. ister aile içinde, ister şirket veya kurum güç mutlaka paylaşılmalı ve bunu olabildiğince adil olarak yapılması ile faydalı yönde kullanılır.

    yine başladığımız noktaya geri dönecek olursak otoriterleşmemek için sürekli demokrasi vurgulanır fakat çoğu zaman azınlık menfaatleri ışığında çoğunluğun iktidarı kisvesi altında gösterilir bu kavramlar. yanlış anlaşılmasın otoriterliğin zıttı olarak sunmuyorum demorasiyi ve demokratikleşmeyi. sadece aklıma geldiği için ve ilişkili kavramlar olduğu için değiniyorum. ne olsa otoriter veya diktatör ünvanlarıyla demokrasi getiriliyor ülkelere ve dünya görünürde beş büyüğün elleri arasında! aslına bakılırsa 5 büyük bile birbirine diğerinin ayağına bağ olmak için demokrasi çağrısı yapıyor (swh).
hesabın var mı? giriş yap