• roma katolik kilisesi ile ortadoks kilisesi arasındaki görüş farklılıkları ilk 5. yy'da kendini göstermiş. o dönem patrik nestor meryem'i "tanrının annesi" olarak kabul etmemiş ( efes konsili ms 431) ki bu noktada açıklama olarak şunu yapmak gerekebilir: ortadoks kilisesi diofizit bir kilise yani isa'nın ikili doğası olduğunu kabul ediyorlar. 451 yılında da bunu kadıköy konsili ile netleştiriyorlar. patrik nestor meryem'i isa'nın tanrısal doğasıyla değil insani doğasıyla bağı olduğunu düşünüyor ve bu sebeple tanrının annesi olduğunu reddedip insan doğasının hayat verdiği isa'yı doğurduğunu söylüyor.

    bu önemli görüş farklılığına daha sonra da patrik fotius'un inançla ilgili keskin itirazları izlemiş ve ilk kez 9.yy'da ilişkiler roma kilisesi ile kesilmiş. patrik fotius'un itirazları ise papanın kudsiyeti ile ilgili: katolik kilisesi aziz petrus ve aziz paulus'un roma'da çarmıha gerilmesi sebebiyle roma'daki papanın onların vekili olarak kudisiyet ve öncelik kazandığını söylerken; ortodoks kilisesini temsilen fotius ise bu gerekçelere karşı papayı tanıyacaklarını saygı duyacaklarını hatta ruhban olarak birincilik de tanıyacaklarını ama üstlerinde ruhani ve uhrevi üstünlüğünün olmadığını söylemiş.

    11 yy'a gelindiğinde ise en büyük tartışma konusu "ve oğuldan" anlamı taşıyan filioque teriminden kaynaklanmış. katolikler ve daha sonra protestanlar kutsal ruhun babadan "ve oğuldan" geldiğini kabul ederken, ortodokslar kutsal ruhun tanrıdan geldiğini kabul etmişler.

    bunlarla birlikte iki kilise arasındaki kültür ve dil farkı ve kilise görevlilerinin evlenip evlenmemesi( ortadokslarda piskoposlar evlenmezken papazlar evlenebilir; katoliklerde ise ruhbanlar evlenemezlerdi. hatta rahip olmayan kilise görevlileri bile katolik inancında evlenemezdi) gibi konular yüzünden 1054 yılında iki kilise birbirini aforoz etmiştir. kimi tarihçi ise bu karşılıklı aforoza rağmen kesin kopmanın 13. yy'da 4. haçı seferinde istanbul kilisesine ve halkına zarar verilmesi olduğunu söylemektedir.
  • doğu ortodoksluğu olarak tanınlanması daha doğru olan kilise. moskova patrikhanesine mensup bir pederin yönettiği paskalya ayinine katıldım dün. bizans riti ile ilk tanışmam oldu böylece. bizans riti'nin ilk göze çarpan kısmı zaten dil oluyor. rusça'ya hakim olsanız da kilise slavcası kullanıldığı için bazı noktaları anlamak zor oluyor. doğu ortodoks vaftizli değilseniz kudas (batı geleneğinde efkaristiya) alamazsınız zaten. bunun dışında artık sanırım ukrayna kilisesi otosefali kazandığından beri karşılıklı kudas vermiyorlar moskova ile birbirlerine.

    bir katolik paskalya ayini ortalama iki saat sürerken doğu ortodoks ayini en az üç buçuk saat sürmekte. moskova patrikhanesi'in oturak kullanmamasından dolayı bu sürenin hepsini herkes ayakta geçiriyor. eğer alışkın değilseniz en çok bu noktası zorlayıcı. bunlar haricinde ekmek tabi ki mayalı ve şarap ile ayrı ayrı vaftizlilere sunuluyor.
hesabın var mı? giriş yap