• 1994, yeni zelanda yapımı bir film. ülkemizde 1997 eylül ve ekim aylarında gösterimdeydi.
    "bir zamanlar savaşçıydılar"
    yönetmen : lee tamahori
    müzik : murray mc nabb
    oyuncular : rena owen, tamuera morrison, anita kerr-bell, m. kerr-bell, julian arahanga, toungaora emile, shannon williams
    atilla dorsay'ın "lee tamahori'nin başyapıtı" olarak nitelendirdiği film; gerçekçi konusu, sade oyunculuk performansı, seyirciyi de filmin içine çeken atmosferiyle dikkat çekmişti. maori (yeni zelanda'nın yerlisi) kökenli beş çocuklu bir kadın ve ailesinin dramının dokunaklı öyküsü.
  • yeni zelandada geçen bir filmdi bu, ailenin he seven hem döven babası zorba patriarch, iş dış dünyaya gelince aile yan çiziyor, sorumluluk alamıyordu. en sonunda kızının bir nevi mahvına neden oluyor ve zaten ikilemde olan anne ve maori özüne dönen oğlu tarafından terk ediliyordu.
    anne ve baba arasındaki ilişki arzu tramvayında stanley ve stella arasındaki ilişkiye tıpatıp benziyordu. aslında film epey açık feminist mesajlar veriyordu, ama kendi adıma, substitute olarak kullandıkları imgelere burun kıvırdığımı da hatırlıyor gibiyim.
  • orijinal adı 'once were warriors' olan, 1994 yapımı yeni zelanda filmi. yönetmeni lee tamahori'dir. oyuncular rena owen, temuera morrison, mamaengaroa kerr-bell, julian arahanga, taungaroa emile, cliff curtis...
    film yeni zelanda'daki yerli maorilerin dejenerasyonunu anlatır. bir zamanlar onurlu savaşçılar olan maorilerin şehir yaşantısı vebatılılaşma ile birliktenasılalkol ve şiddet batağına saplandıklarını ve tüm değerlerini kaybettiklerini çok etkileyici bir şekilde gözler önüne serer. 1996 yılında istanbulsinemalarında da gösterilmiş veolumlu eleştiriler almıştı. dahasonra tanıştığım yenizelanda'lı insanlar öncefilmi seyretmiş olmama şaşırmışlar, sonra da filmi asılizlemesi gereken maorilerin filmi izlmediklerine hayıflanmışlardır. yazık.
    (bkz: maori)
  • yeni zelandadan cikmis en unlu filmlerden. her buyuk yapimda oldugu gibi bu yapimda da bir abarti sozkonusudur. zira her onumuze cikan amerikalinin bizi sadece midnight express filminden tanimasi hosumuza gitmez.
  • (bkz: rena owen)
  • çok beğenmiştim ben bu filmi. hiçbişeyi olmasa kavga sahnelerindeki realizm -özellikle o dönem için (pre-irreversible era) oldukça detaylı ve güçlüydü- kafidir bu filmi takdir etmeye.
  • gercekci bir gorunum yakalamak icin ugrasilmis gibi duran* sahneleri olmasina ragmen, etkiliyeci bir filmdir. tecavuz sahnesinde kahrolunur.

    (bkz: #2747533)
  • daha önce izlediğim hiç bir filme benzemeyen, maorilerin modern yeni zelenda'ya ayak uyduramayaşını bir aile üzerinden anlatan film. aile içi şiddet o kadar güzel anlatılmıştır ki psikopat baba figürü zaman zaman sempatik gelebilmektedir izleyiciye. bir de genç kız dramı içerir film. dram üzerine dram anlayacağınız. bunun yanında yeni zelanda'lıların nasıl bir kafaya sahip olduğu kısacık bir kaç haka dansı sekansından anlaşılıyor.

    çok şey beklemeden farklı bir film izlemek isteyenler için uygun ama filmin sinir bozucu etkisi olduğunu eklemekte fayda var. son olarak filmin bir çok sinema eleştirmeni tarafından 90'lı yılların en iyi hollywood dışı yapımlardan biri olarak gösterildiğini söyleyeyim.

    kapanış sahnesinde şiddete doyan, şiddetten bıkan annenin babaya serzenişiyle kapayalım.

    --- spoiler ---

    -from now on, i make the decisions for my family.
    +fuck off, then!, you'll get nothing from me.
    -you've got nothing i want. our people once were warriors, but not like you, jake. they were people with manner, pride. people with spirit. if my spirit can survive living with you for eighteen years, then i can survive anything. maybe you taught me that.

    --- spoiler ---
  • dünya müziklerine ve kültürlerine ilgimden dolayı beni maori kültürüne dair araştırmalara gark eden filmdir.

    gerçekten izlenilmeli dostlar... benim için en ilginç sahnelerden birisi de sanırım buydu
hesabın var mı? giriş yap