nevzat üstün
-
1924 doğumlu, oluş, yaşadığımız devre dair şiirler, cüceler çarşısı, yitikler kapısı adlı şiir kitapları bulunan şair.
-
ilk şiiri 1935'te bir çocuk dergisinde yayınlanan, 1961-1964 arasında tanin, ekspres, vatan, ikdam, yeni tanin gazetelerinde köşe yazarlığı yapan, garip akımının etkisindeki şiirlerini "oluş" kitabında toplayan, çağın sorunları ve özgürlük savaşımını konu alan toplumsal gerçekçi şiirler yazan, herkesin şiirlerinden bazılarını bildiği ama kendisini çok bilmediği şair, öykü yazarı.
yolumuz var
gözlerimin bebeği
hürriyetin yeşerdiği yerde
gelin yürüyün siz de
ağaçlar taşlar insanlar
yolumuz var
kan rengi dalgaların oluştuğu yere
kara saçlı
dik göğüslü
kızlardan kadınlardan bizim de isteğimiz var
bre var
gelecek çağlara kalan
bir büyük kavga
bir uzun yol
fırtınanın toprağı yediği yerde. -
bu şiirini çok severim, paylaşıyorum.
******
geliyorsun ya
dökülmüş kanıma parça parça
en ince gövdelerden ayrılmış gibi
usul usul
iki sokak öteme yağmur yağıyor
sen geliyorsun diye
bütün aşklardan arınmış eski
bütün düzenlerden ayrılmış eski
sıyrılıp çıkmış kurulu yasalardan
geliyorsun ya
ne güzel
görüyorum geldiğini
özgürlük seninle karışınca güzel
yaşamak seninle var
değişir artık ellerin eskimesi
ayakların yırtılması tükenir
geliyorsun ya
yeşerir şimdengeri cimriliğin ovaları
bir can ekliyorum
bütün öteki canlara
güneşlerden geçmişlerden sevgilerden
kavgalara barışları getiren
dökülmüşsün
varsın
kanımda
parça parça
en kalın ağaçlardan yüklü -
-
hırsız hasan
bir kere düşündü hasan
iki kere düşündü hasan
sonra develi'nin künye köyünden kalktı
kayısı ağaçlarının çiçek açtığı bir günde
yolun üstüne dikildi
yolun üstünde hasan
şehre doğru yürüyordu
saati sordu kendi kendine
cevap veremedi hasan
meselâ beş olmalıydı saat
saat beş olunca
sabahın uyanma vaktiydi
sabahın uyanma vaktinde
yaşama elle tutulur gibiydi
eh dedi hasan
demek elimi uzatsam
yaşamak
bizim sarı öküz gibi geliverecek
elini uzattı hasan
yaşamak biraz öteye gitti
biraz daha biraz daha
derken
yaşamak şehre indi
durur muydu ya hasan
o da şehre girdi
yaşamak bir şehrin kapısını çaldı
kapı açıldı
hasan da kapıyı çaldı
kapı duvar kesildi
yaşamak yaşamak diye bağırdı hasan
yirmisinde bir kadın pencereden baktı
yaşamak nerde dedi hasan
kadın dudağını büktü
bir düşündü hasan,
iki düşündü hasan,
sonra kalktı kahveye gitti
akşama kadar kâğıt oynadı
sabahın uyuma vakti geldi
ortalık karardı
ortalık kararınca
hasan o eve gitti
yaşamak dedi yavaşça
yaşamak
sesi açıkta kaldı hasan'ın
üşüdü
hasan sesini aldı boşluktan
hohladı ısıttı
sonra koynuna koydu
usulca duvara tırmandı
damın kapısını açtı
üçüncü kat
ikinci kat
birinci kat derken
yaşamanın olduğu yere vardı
elini uzattı hasan
yaşamak biraz öteye gitti
biraz daha biraz daha derken
ayağı bir halıya takıldı
ondan sonrasını bilmiyor hasan
vurdular eline kelepçeyi
candarmalarda insaf ne gezer
koydular hasan'ı mapusaneye
hasan dışarı baktı
yaşamak duvarın dibindeydi
elini uzattı hasan
yaşamak biraz öteye gitti
nevzat üstün -
28 kasım 1970'deki tarihi kültür sarayı(akm) yangınından suat derviş ile birlikte sorumlu tutulmuş şair. "solcular sabotaj yaptı" gibisine. neyse ki çok sonraları yangınınarthur miller'ın cadı kazanı oyunu sahnede sergilenirken üçüncü perdede meşalelerin sahnedeki tülleri tutuşturmasından meydana geldiği ve sahne altındaki mazot deposundan ileri geldiği anlaşılmıştır da bu güzide insanlar aklanmıştır.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap