• bir erkek ismi.
    ayrica rahmetli arkada$imizla* oynamayi en sevdigimiz oyun. oynanilan insana gore adi degisir. bu ahmet isimli biri ile oynaniyorsa oyunun adi ahmet olabilir vs vs. oyunun kurallari:
    1- bir adet nedim gafil avlanir.
    2- gafil avlanan nedim kafasindan tutularak kendi etrafinda cevirilir.
    3- kivamina gelince birakilir ve kizararak yere dusmesi izlenilir.

    cok eglencelidir.
  • (bkz: nedim oyunu)
  • 18.yuzyilda yasamis turk sairi. sarkilariyla un salmis, lale devri boyunca helva sohbetlerinin aranan simasi haline gelmistir. bir "selvi boylum" takintisi vardir ki her uc siirinden birinde "yuru serv-u revanim gidelim sadabad'a" gibisinden cumlelere rastlanir. dili gorece olarak sadedir, siirlerinin cogu bestelenmistir.
  • (bkz: nedime)
  • tum o failunlar arasinda en failatun adamdir. narindir, caziptir. yazdiklari shahanedir.
  • ah efendim, bendenizin pek meftun olduğu divan şairlerinden biridir nedim bey. istanbul'da doğmuştur nedim, istanbul'la yoğrulmuştur nahif hayatının sonuna değin - bendeki aşk içün yeter sebep zaar. asıl adı ahmet'tir ya, sevgili nevşehirli ibrahim paşa'sı tarafından nedim namına lâyık görülmüştür. nevşehirli ibrahim paşa ve şehit ali paşa'nın handiyse manevi oğlu olan bu güzel adam, sözkonusu iki ustasının da sayesinde pek şahane bir eğitim görmüştür. sonrasında istanbul'unun çeşitli medreselerinde müderrislikle iştigal eden nedim, ibrahim paşa'nın öpözel kitaplığında da hâfız-ı kütüb olmuştur. 1730'luk patrona halil isyanında da terk-i diyar eylemiştir.

    nedim, tam bir lale devri sanatçısıdır. bu devrin aşklarını, istanbul'unu, insanlarını anlattığı şiirlerinde derün bir ruhani letafet vardır. bir yönüyle de devrimcidir nedim, kendi ruhundan damıttığı kimi güzellikleri şiirine eklemekten geri durmamış ve yepisyeni bir anlatım biçimi yaratmıştır.

    istanbul âşığıdır nedim; fuzuli nasıl aşkı en iyi anlatan şairse, nedim de istanbul'u ve istanbul aşkını en iyi anlatan şair olabilir. kentinin hem yerine hem göğüne duyduğu bu karış karış sevdası, kadınlarının her daim istanbul'u kıskanmasına da mahal vermiştir. hatta derler ki, nedim bu kem gözlerden sıkınmak içün, şehrin dört bir yanında dolaşır, okuyup üflediği muskaları, nazar boncuklarını saray avlularına, ağaç diplerine ve boğazın mavi bakışlı sularına bırakır imiş mütemadiyen. [ayvansaray'da bulduydum efendim ben bir tanesini - atıyorum tabii, nerdee]

    bize de nedim'den geriye, şiirlerini topladığı "divan"ı ve "güzelliğimin tek aynası" dediği istanbul'u kalmıştır hediye olarak. // edittolayalım madem. nedim, istanbul'u şimdi görse vay anam deyip kaçızlayabilir, veyahut ağaoğlu'nun yaptığı dikindirik binalardan krediyle ev alabilir. yok yok almaz yahu, o kadar da değil. ironi yapacağız diye ruhunu darlamayalım rahmetlinin. ancak ecnebilerin ellili yıllarda çektiği istanbul görüntülerini sosyal medyada paylaşabilir filan, o kadar.
  • "(...)
    yok bu şehr içre senin vasfettiğin dilber nedim
    bir perî-sûret görünmüş bir hayâl olmuş sana."

    daha ne gayrı..
  • "gezelim eğlenelim. kam alalım dünyadan" sözü bu damdaki edebiyatçıya aitti herhalde...
  • 1) arkada$, yakin dost;
    2) eski osmanli'da padi$ahi eglendiren ki$i.
  • haddeden geçmiş nezaket yal-u bal olmuş sana,
    mey süzülmüş şişeden ruhsar-ı al olmuş sana.
    örnekten de görüldüğü gibi kız tavlamak için kullanılmaması gereken bir şairdir,olur da kullanırsanız deli midir nedir diye bakan bir çift gözle karşılaşmanız kaçınılmazdır.
    (bkz: şiirle kız tavlamaya çalışmak)
hesabın var mı? giriş yap