• parantez yayınlarından çıkan üçün biri adlı bir otobiyografisi vardır. buhran yıllaında babasıyla geçirdigi çocukluk yıllarını ayrıntılarıyla anlatır. daha ufacik yaşlardan ileride büyük bir gezgin ve maceraperest olacağı belli....
  • beat edebiyatının haşarı çocuğu.
    jack kerouac'ın ilham kaynağı.
    bir arabadan diğer arabaya atlayan flaneur ruh. tip olarak james dean'e benzediğini düşlerim hep.
  • tüm zamanların en keskin öykülerinden birinde tanıdığım kişi. yolda'daki adıyla dean moriarty. kayıp babasının üzerinde bir sarkaç gibi sallanan hayaletiyle -aslında bunu biraz da bahane ederek- yol'da daha çok "kendisini" aramaya adamış bir gezgin. gülen, bağıran, içen, dövüşen, 'kadınlarının sayısı yıldızlardan çok' bir adam... ama korkunç bir yalnızlık içinde sonunun nereye gittiği belirsiz tren raylarında, hiç görmediği babasıyla buluşmaya giderken silinen bir kaybeden.

    aslolan yolun kendisidir! yolun kendisi, sonunda ulaşacağımız yerin bir parçasıdır! veya john lennon'ın dediği gibi, "hayat biz yarın için endişelenirken, bugün başımızdan geçenlerdir." dean bunları biliyordu ama huzursuzdu. tüm devrimleri yapan, tüm binaları yıkan, tüm evreni her an yeniden doğuran bu huzursuzluk değil midir? dean, bizim hayatla yüzleşmekten korkmayan, sonunda çaresizlik ve tükenmişlik olacağını bilen, ama bir kenara çekilip durmaktansa yol'da yürürken gebermeyi seçen tarafımız. o tarafımız çoktan öldü bizim, ama dean; karların arasında, tren yolunda, başparmağı donmuş, elinde şarap şişesi, babasına doğru yürüyor hala. ulaşamayacak besbelli, ama zaten onun babası yol değil mi?!
  • toparlayıp bastırdığı bir kitabı olmasına karşın, beat yazarlar tarafında 15 ayrı kitaba baş karakter edilmiş, beat kuşağı yazarların ilahı. bir rivayete göre de 500'e yakın araba çalmıştır.
  • ilk otomobilini 14 yaşındayken çaldığını ve tövbe edinceye kadar elinden 500 kadar çalıntı araç geçtiğini beyan eden beatnik yazardır kendisi. aynı zamanda jack kerouac romanlarının baş karakteridir. bu romanlarda ismi değişmekle birlikte, neal cassady herzamanki gibi neal cassady'dir işte. pervasızca sürüklenir hayatın estiği yöne doğru ve kerouac da onun peşinden sürüklenir. savrulur orta amerika'nın doğusundan batısına, batısından doğusuna. neal ve dostu jack için yollar tükenmek bilmezdir. belki bu yüzdendir arabaları bu kadar sevmesi kendisinin. daima gidilecek bir yol ve elbette daima bu amaç uğruna aşırılmayı bekleyen bir de araba vardır.
  • bazı atlar koşmaktan çatlar. neal? hayır.

    özgür uçkan'ın şurada aktardığına göre neal, yürümekten ölmüş (ben bunu bilmiyordum. üstelik bu uzun yürüyüşe pulque içerek hazırlamış kafasını, bunu da bilmiyordum.)
  • (bkz: #27377714)

    yazar. galatasaraylı olup üstte belirttiğim entryi yazabilecek biri.

    edit: özel mesaj yoluyla yapılan tartışmayı hamsi beyinli diyerek sonlandırmaya çalışan kişi. yazar demeye dilim varmıyor. barış özbek'in yaptığı iddia edilen şeyler nedeniyle o dönem galatasaray kadrosunda olduğu halde trabzonspor'a laf atıp messi olsa yine gönderirdik derken sercan yıldırım sorunusa hamsi beyinli diyerek yanıt verebilecek kalitede bir uzva sahip. tartışmaya girilecek kadar koordineli bir düşünce yapısı yok. sinirlenmemek için uzak durulmalı.
  • eğer tarihin birinde bir okulda mantık ya da felsefe dersi aldıysa notu en çok 0 (yazıyla sıfır) olabilecek yazardır.
    hamsilerce öpülesice.
    (bkz: #27377714)
  • küçükken yeterince hamsi yememiş olması muhtemel, düşünmeden "yazar".

    omega 3 iyidir.

    (bkz: omega 3)
hesabın var mı? giriş yap