• türkçesi ulusçuluk ya da milliyetçilik olan dünya görüşüdür.19.yy'ın sonları ve 20.yy'ın başlarında tüm dünyada etkisini göstermiş olsa da, bireyselliğin giderek önem kazandığı günümüzde millet ruhunun kişisel hak ve özgürlüklerden daha üstün olduğunu savunması nedeniyle, ekseriyetle az gelişmiş toplumlarda yaygınlığını sürdürebilmektedir.
  • zirvesini adolf hitler ve tayfasıyla yapmış olmasının yanında sosyalizm felsefesiyle birleşince daha lezzetli olmakla beraber içten içe tüm faşist diktatör abilerimizin dönemin almanya'sında uygulanan halini kıskandıkları aşikardır, aslında şimdide uygulansa fena olmaz. sosyal devlet diyerek kıçlarını yırtan eskinin devrimci yeninin kapitalist abilerine al sana sosyal devlet, al sana yurtseverlik diyerek sonsuza dek huzurlu yaşamaları sağlanabilir fakat o zaman allah ülkücü teröründen bu ülkeyi nasıl korur orası muamma tabi.
  • cok yakinda tum dunyada tekrar en azgin sekilde esecek, globalizm deneyini sonlandiracak akim. fav + bekle.
  • ingilizcesi nationalism olan kelimenin anlamı ulusçuluktur. o milletin bütün değerlerine sahip çıkıp onları abartıp yüceltirken, diğer milletleri ve değerlerini küçük görmektir. at gözlüğü takma esasına dayanır.
  • sosyalizmin zıttı olmayan, ulusçu ideolojiyi tanımlayan kavram.
  • dünyanın geleceği.

    globalistlerin, liberallerin, sol gericilerin içinden geçecek olan ideoloji. beklenen yeni dünya düzeni aha da bu. sınırsız, ulussuz, mülkiyetsiz, kültürel kodsuz falan insanlık beklerken bu çıkıyor şapkadan. dursun bu entry burada, arşiv olur :)
  • en fazla 20 yıl içerisinde adını çok duyacağımız, özellikle avrupa'da tekrar egemen olacağını düşündüğüm ideoloji.

    1940'lara kadar sağı solu sömürmeye devam etmiş, sonradan da "vicdani" veya yeni dünya düzeninin getirdiği bazı prensiplerden dolayı sömürüyü işgalden kapitale indirip 3. dünya ülke insanlarının bir kısmına "şefkat" göstermeye başlamış avrupa'nın; 1945'de amerika ve sovyetlerin almanlar yüzünden tabutuna çivi çaktığı uygulamalara ister seve seve, ister sike sike döneceği yol.

    olaya tarafsız olarak bakıldığında, özellikle cahil ve dinle beyni yıkanmış elemanların dünya nüfusunu domine edeceği ve kıtlıkla beraber bu sürünün kendisine "yaşayacak yer" bulma telaşıyla sağı solu hunharca işgal edeceği ciddi bir gerçek.

    öncüleri de bugünlerde gündeme oturan paki, afgan, suri ve diğer vasıfsız afrikalılar. gittikleri yerde demografiyle oynamaları yetmiyormuş gibi inatla çağdışı kafalarını ve adetlerini yaşatmak isteyen, gittikleri yerde fütursuzca her türlü suçu işleyen; tecavüz eden, öldüren, hırsızlık yapan bu adamlar, şuan ne kadar korunurlarsa korunsunlar bir şekilde şiddet eylemleriyle karşılaşacaklar. avrupa'nın bu hümanist maskesi düşerse bu işler bir anda gerçekleşecek. nevşin'in falan dw ile mülteci güzellemesi yaptığına bakmayın, bunların dedeleri bu işleri iyi bilirler.

    ani bir reaksiyonla gerçekleşeceğini düşündüğüm, avrupa'da bir anda patlayacak olaylarla bir bağırsak temizleme işine gireceği; bu işin sonunda da bu kötü imajın sahibi çoğunluğu müslüman olanlar yüzünden bütün müslümanlara sistematik şekilde şiddet eylemleri gerçekleştirileceğini düşünmekteyim.

    bir nevi deus vult 2.0, yeni nesil bir haçlı seferi; bu hem fakir hem siki büyük arap, afrikalı, paki vs. vurdumduymazlar yüzünden giderek alevlenecek ve social justice warrior, eşitlikçi ve politikal doğrucu amerika güdümlü avrupalı siyasetçilerin de götünde patlayacak. avrupalının şimdiki haline bakarak "yok bunlar yapmaz" vs. demeyin, geçmişten deneyimli adamlar.
  • nasyonalizm tıpkı bazı sol değerler gibi avrupa ülkelerinin çoğunda devletin çelikten kolonlarına eklendiği için, bunu siyasete bırakmadıkları için avrupa'da nasyonalizmden ziyade merkeze yakın sağ görürsünüz, merkeze yakın sol görürsünüz. çünkü devlet yapısı zaten bu gerekli politikalara siyasetten bağımsız olarak bünyesinde barındırır, radikal bir tarafa gerek kalmaz. bunların merkezden uzak olanları prim yapmaz. bu batı çağdaşlarının köklü devlet kültürünün ve geçmiş tecrübelerinin tezahürüdür.

    siyasetçiler devletin bu zemininde dans ederler. bu abd'de de böyledir, trump gelip yıllık göçmenlik kotasını 15 bin'e çeker, şimdi demokratlar gelip güç bela bunu 60 bin kişiye çektiler. devletin başına geçtiğinizde öyle at koşturamıyorsunuz. bunu şöyle düşünebilirsiniz devlet alt üst limitleri olan bir ekolayzır verir elinize, siz ancak siyasetinizle bu ekolayzırın ayarlarını değiştirirsiniz.

    türkiye ve daha nice 3. dünya ülkelerinde devlet oyun hamuru gibidir, ülkenin başına geçen kılcal damarlarına kadar değiştirir, kaldırır, ekler, biçer. daima bir güvensizlik ortamı olur, hiçbir proje uzun vadede tamamlanamaz, adalet-hukuk-güçler ayrılığı gibi kavramlar kağıt üzerinde kalır. ekonomi kısa vadede ufak gelişmeler yaşansa da, uzun vadede buhranlıdır. eğitim yerlerde sürünür.
  • aslında milliyetçilik-ulusçuluk-ulusalcılık yerine sadece anlatmak istediğimi anlatabilmek için kullanmam gereken kavram.

    çünkü öyle bir şey ki, milliyetçilik artık kültürümüzde sağı çağrıştırırken ulusalcılık solu çağrıştırıyor.

    nasyonalizm ise tamamen tarafsız.

    sağ nasyonalizm
    veya
    sol nasyonalizm

    iyi bir tanım şekli olur.
  • yeniden doğan ve emekleme aşamasını bitirip yürümeye başlayan görüş. avrupa'da ciddi yükseliştedir. türkiye her şeyde olduğu gibi avrupa'dan 10 yıl geri geldiği için nasyonal görüş daha emekleme aşamasındadır.

    arap baharının asıl amacının avrupa'nın rahatını bozup yeniden ırkçı görüşe geçme projesi olduğunu kim düşünebilirdi ki.

    bir sonraki evrilme tüm avrupa siyasetini ele geçirme olacak. daha sonra milleti o ülkede olmayan herkes ülkelerden zorla gönderilmeye çalışılacak .

    şunu bakın almanya'nın tüm göçmenleri afrika'ya sürme planı

    ama bu plandan vazgececekler. çünkü bir daha gelmek isteyeceklerini dusunecekler. ukrayna rusya savaşı'nın bir süre de bu şekilde mevcut sınırları aşmadan devam etmesi planlanmış. avrupa'da seçimler tamamlandıktan ve aşırı sağ partiler geldikten sonra, o savaş sınırları aşacak. avrupa'nın iclerinde savaşlar başlayacak. o sırada ülkeler tüm göçmenleri toplu imha etmeye başlayacak.

    nereden mi biliyorum. dünya bunu en sonuncusu 1933-1945 olmak üzere defalarca yaşadı. ırkçılık bir hastalik değil insanın yaratılışı gereği doğasında vardır. sadece bastırılmış duyguların açığa çıkması için uygun ortam bekler.
hesabın var mı? giriş yap