• "confession of murder" adıyla ingilizceye çevrilmiş, güney kore yapımı polisiye film. "ben bir katilim" isimli kitabıyla ünlenen yazar lee, yıllar önce öldürülen 10 kadının katili olduğunu itiraf ediyor. zaman aşımı nedeniyle götünü sağlama aldığını düşünen lee, paraya para demiyor, uğruna fan kılablar kuruluyor.

    filmin konusunu okur okumaz aklıma gelen ilk kişi, japon yamyam "issei sagawa" oldu. şerefsiz issei, zamanında bir kadını öldürdükten sonra yeme sebebiyle hapis yatıp çıkmış, evet çıkmış, sonrasında yaşadıklarını (?) kitaplaştırıp paraya para dememişti. yani, ota boka "ağbi ya black mirror bölümüüü gibiii" demeden önce, gerçek dünyayı az çok bilmek gerekiyor. issei puştu, japonya'da kitabını imzalayıp röportaj vermekle meşgul sanırım şu sıralar. ben, bu insanları anlayabilemiyorum bazen.

    ilginç bir konuyla başlayıp katil ve komiser arasındaki husumete odaklanabilecekken, milyorlar harcanıp bir boka benzemeyen hint kovalamaca sahnelerinin kopyasına dönmüş. 2.0 mi izliyorum, yoksa polisiye mi izliyorum belli değil. hayır, güney kore polisiyelerine ve aksiyonlarına alışkınım, hatta çok da severim, fakat bu eşeğin şeyine su kaçırmaktır.

    --- spoiler ---

    sen git koskoca katil, maskeyi taaak diye çıkar he mi? e madem bu adam, kimliğini o kadar önemsemiyordu, neden yıllarca gizlendi? birinin, kitap çıkarmasını mı bekliyordu? hadi diyelim kızardı, bozardı, yav arkadaş, seri katil denen şey, öldürmeyi bırakan bir yapıda değildir. bir kez öldürmeye başladı mı, devam eder. e bu adam, zaman aşımı deyu maskeyi çıkarsa ne değişecek? hatta onun aleyhine... öldürmeye devam etse, kimliği belli, herkes tanıyor.

    siz kimi kandırıyorsunuz arkadaşım? kimi neden öldürdüğü belli değil, siyaset tartışır gibi programa çıkıyor. çok değişik yerlere gidebilecekken, biraz ondan biraz bundan diyerek çorbaya çevirmişler işi. hele hele bitmeyen kovalamacalar gözlerimi kanattı. aksiyondan sıkılabileceğimi düşünmezdim.

    puh.
    --- spoiler ---
  • filmi ağzı açık izleyebilirsiniz; aman salyalarınıza dikkat akmasın. özellike araba sahneleri ile başlayan aksiyon sahnelerine “yohh a.. k.. daha neler” diyeceksiniz. yazacaklarım spoiler içerir.

    kamyon arabaya çarpıyor adam içinden sağ çıkıp kamyonu kullanıyor. kamyonla motorbisiklete çarpıyor hatta motoru altına alıyor, adam kamyonun ön tamponuna tutunuyor ve sonrada içeri giriyor. hem de öyle böyle girmiyor, yok böyle giriş.

    filmi çekerken biri de çıkıp dememiş mi “aga be ne yapıyoruz biz, neyin kafası bu” çok merak ediyorum. adamlar resmen uçmuş. hint filmleri yanında diz çöküp tövbe ister.
hesabın var mı? giriş yap