• 60. uluslararası berlin film festivali'nde altın ayı için yarışacak olan jasmila zbanic filmi.
  • jasmila zbanic'in grbavica filminin ardından savaş sonrası bosna-hersek'ini ve insanların hayatlarında bu savaşın süren etkilerini gösterdiği yeni ve etkileyici filmi. mutlaka bulup izlenmesi gereken bir film.

    --- spoiler ---

    saraybosna'da yaşayan genç bir çift mutlu bir beraberliktedir. hostes olan kadın (luna) ve hava kontrolorü sevgilisi (amar), amar'ın alkol sorunları nedeniyle ve çocuk sahibi olamadıkları için zorlu bir döneme girerler. bu sırada, savaş arkadaşına yıllar sonra tekrar rastlayan amar, onun köktendinci bir müslüman haline geldiğini görüp şaşırır. sonrasında ise ona ve grubuna yanaştıkça luna'dan uzaklaşmaya başlar ve ilişki bir çıkmaza sürüklenir.

    --- spoiler ---

    film, bosna-hersek'te belli toplumsal kesimleri etkileyen köktencileşmeyi dikkat çekici bir şekilde ele alıyor. özellikle müslüman ailenin bayram kutlaması sırasında, amar'ın
    biz niye islami olmayan şekilde kendi dini bayramımızı kutluyoruz deyip masada içki içenlere tepkisi, bosna-hersek'in o özgün islamının savaş sonrası dönemde karşılaştığı tutuculaşma tehdidini iyi bir şekilde gözler önüne seriyor.

    na putu, yani 'yolda' filmi özellikle bosna-hersek, kadın-erkek ilişkileri, modern hayat ve tutuculaştırılan din gibi konularla ilgilenenler için hayli güzel bir anlatım sunuyor. bosnalı genç (laik müslüman) çifti canlandıran başroldeki iki oyuncunun hırvatistan'dan olması -luna rolünde zrinka cvitesic, amar karakterinde ise leon lucev var- da bu koprodüksiyonun diğer bir ilginç yanı.
  • kadını islami bağnazlığa karşı karikatürleşmeden cesurca savunmasıyla feminist bir film sayılabilir na putu. yasmila jbaniç, -böyle formüle edilince filmin zengin anlamlı yapısının hakkı yenmiş oluyor biraz ama- savaş gazisi alkolik kocasının vahhabi arkadaşının etkisiyle "7.4 yetmedi mi" kafasına ulaşarak geçirdiği dönüşümü aşkına rağmen kadınlık gururuna yediremeyen luna'nın hikayesini bosna gerçeklerini arka plana alarak ustaca anlatmış. burada olsa film akpist dangalakların pek sevdiği "endişeli modern" yaftasını yerdi muhtemelen.

    filmde gördüğümüz vahhabi kamplarının fikir babası ise aliya izetbegoviç. "bilge kral" islamcı yoldaşlarını savaştaki desteklerinden dolayı mükafatlandırmak için onlara şeriat hükümlerinin geçerli olduğu özel yerleşim birimleri tahsis etmişti. kendisinin "cihad" kapsamında daha bir sürü alengirli faaliyeti var, fakat konu o değil. kampların bu konseptle alakası olduğunu belirtmek yeterli. 11 eylül saldırganlarının yolu bosna'dan geçmişti misal.
  • film hakkında yönetmenin bir söyleşide dediği gibi, filmin siyasi mesaj verme, dinciliği sorgulama ya da bosna dramını anlatma gibi bir derdi yok.

    film, bir ilişkide taraflardan birinin köklü değişim geçirmesi durumunda oluşacak yabancılaşma sonucunda o ilişkinin devem edip edemeyeceğini sorguluyor ve doğru yanıtı veriyor. bunu yaparken de güzel görüntüler ve oyunculuk ile seyir zevki veriyor. bu olumluluğuna karşın yeterince derinleşememesi filmin en önemli eksikliği.
  • grbavica'dan sonra jasmila zbanic'i bir nevi badilere eklemeyi sağlayan film.

    yukarıda mezkûr filmle birlikte işbu filmde de savaş-sonrası (bu sefer orta sınıf) bosna toplumuna alttan alta akan, kuramsal değil de gündelik 'feminist' bakış açısı yine göz dolduruyor.

    --- spoiler ---

    tüm yabancılaşma yanında, başroldeki çift arasındaki olmayan çocuğun sebebinin 'hareketsiz sperm'lerden (erkek) zina/nikâhsız seksin cezasına (kadın) kaymasıyla çarpıcılığına alabildiğine bir sadelik katan yapım.

    --- spoiler ---
  • bir bosna romanıdır bu, bosna gibi ikilemler içinde, bir sağda bir solda, bazen ortada bazense yolun dışında.

    jasmila bu filmi yolda olanlara, yoldan ayrılmayanlara atfetmiş.

    birbirine deli gibi aşık iki çift nasıl olurda ayrılabilir sorusunun cevabına; aynı yugoslavyadan kopan ülkeler gibi, seni seviyoruz ama ayrılmamız lazım diyen o ülkeler gibi, diyerek cevap vermiş.

    yolun sonuna da gelsek ayrılamayız diyememiş hiç biri, ayrılmışlar.

    işte bu da böyle bir film. na putu, yani yolda, hangimiz yolda değilsek o zarardadır zaten. zararda olmayanların dünyası ise bize göre değildir diyen bir film.
  • film hakkında imdb'de yapılan yorumlardan birinde petarmatic adlı bir kullanıcı saraybosna'da hayatın müslüman olmayanlar için giderek zorlaştığından, yabancıların hoş karşılanmadığından ve vahabiliğin giderek yayıldığından bahsederek "saraybosna'da yürürken kendimi özgür hissetmiyorum" yazmış. ve eklemiş, " iyi ki jasmila zbanic, danis tanovic, babam ve benzerleri saraybosna'da yaşıyorlar. saraybosna'da hala iyi insanlar var ama onları bulmak çok zor".

    arkadaşın babasının kim olduğu sorusu bir yana, bosna'nın değişimi bu boyutlardaysa durum vahim demektir. elbette savaş sonrası müslümanların radikalleştiğini duyuyor, gözlemliyorduk ama jasmila zbanic'in gösterdikleri ve yukarıdaki arkadaşın dediklerine bakılırsa durum çok daha ciddi. filmin yanılmıyorsam 2010 yapımı olduğu ve savaş sonrası yılları anlattığı hesap edilirse, o yıllarda bile endişe verici boyutlarda olan köktendinciliğin günümüz bosna'sında ne durumda olduğunu düşünmek bile istemiyor insan. balkanlarda ve özellikle bosna'da müslümanlık yüz yıllardan beri var ve var olmaya devam edecek. fakat bu köktendinci, radikal eğilimlerin o topraklara ait olmadığı ve yukarıdaki yorumda bahsedildiği gibi koca bir ülkeyi tıpkı bir orta doğu ülkesi gibi bataklığa dönüştürdüğü gerçeği görülmeli. yazık ki güzelim bir ülke ve kültürü acı bir savaş sonrası islamcı-kutuplaştırıcı savaş politikalarının balkanlardaki oyun sahası oldu. zbanic tüm bu değişimlerin, kutuplaşmaların, koca bir kültürü, koca bir kenti nasıl dönüştürdüğünü -ya da çürüttüğünü diyelim- bir ilişkinin üzerinden anlatmış.

    filmi izleyip bosna'ya üzülmemek elde değil. neyse ki zbanic gibileri var...
  • film savaş sonrası nesillerin hayatını, bölgedeki vahhabilerin yayılmasını bir çifti merkeze alarak anlatıyor. film bazen koşarken bazen ayak sürüyor. elemanın dönüşümü çok çabuk oldu-bittiye geldi mesela. bir de mutsuz çiftin çocuğu olmaması klişesi var tabii.
hesabın var mı? giriş yap