• dr.murat atalı olarak tanınan ve bir dönem bilgi teknolojileri ve iletişim kurumu kurul üyeliği görevinde de bulunmuş medeni usul hukuku öğretim üyesi.

    başkent üniversitesi'nden tanıdığım ve dersini aldığım genç ve gelecek vaad eden bir hukukçudur. bildiğim kadarıyla sürmene'lidir.
  • özlenen ve özleten hocadır.

    çok ödev verir, üçüncü sınıfı sürekli bir yoğunluk içinde geçirirsiniz, ancak çok iyi niyetli bir insandır. dersine ciddiyetle yaklaşır, gerekli önemi vererek çalışırsanız iyi bir notla (en aşağı b) dersi verirsiniz. ayrıca bugüne kadar verdiği hiç bir ödevi zorunlu yaptığı görülmemiştir, verdiği ödevleri daima vize ve final notuna bonus puan olarak ekler, teoride ödevleri yapmadan da tam notla dersten geçmeniz mümkündür. nitekim verdiği ödevler sayesinde kendisinin vize ve finallerinden 100 puanın üzerinde not alanlara da bizzat şahit olunmuştur. dersinin bu kadar zor olması murat hocadan ziyade dersin kendisinden kaynaklanmaktadır (bkz: medeni usul hukuku). murat hocanın zor olduğunu iddia eden kişiler muhtemelen hayatlarında başka usûl hukuku hocası tanımamışlardır.

    (bkz: #5929827)
    (bkz: #16355329)
    (bkz: #10998615)
    (bkz: #11644507) (rahmetle anıyoruz)

    çalışan bir öğrenci için bile birinci dönem vizesinin yani kendisinden gireceğiniz ilk sınavın zor geçmesi olağandır. çünkü nev-i şahsına münhasır bir soru stili vardır ve paragraflara ayrılmamış, tüm sayfayı kaplayan, küçücük puntolu o pratik sorudaki onlarca satır gereksiz bilgiyi es geçip hukuken gerekli bilgilere yoğunlaşması gerektiğini bilmeyen öğrenci için cevapları yetiştirmek bile başlı başına bir derttir. ancak birinci dönem vizesinden sonra artık sınavlarda sizi neyin beklediğini bildiğiniz için o soru tipine yönelik hazırlanarak bir de üstüne doğru düzgün çalıştığınız takdirde hak ettiğiniz notu da rahatça alabilirsiniz.

    kaldı ki aslına bakarsanız hmk'yla beraber dersin pek de zorluğu kalmamıştır artık. humk eski bir dile sahip olmasının ötesinde - ki üçüncü sınıfa gelmiş bir hukuk öğrencisinin bu kanunun dilini anlaması gerekir - , madde başlıkları olmayan yani aradığınız hükmü bulmanın oldukça zor olduğu, bunun yanında birbiriyle alakalı konuların da yakın maddelerde düzenlenmediği yani sistematiği de bozuk olan bir kanundu. durum böyle olunca humk döneminde murat hocanın sınavlarında kanunun açık olmasının öğrenciye ciddi bir getirisi de olmuyordu.

    dersi anlatırken verdiği absürdlüğün sınırlarını zorlayan örneklerle usûl hukuku gibi sıkıcı bir dersi bile çekilebilir hale getirmeyi bırakın, kanımca gayet zevkli hale getirmektedir. alanındaki donanımını zaten tartışmaya lüzum dahi yoktur, dersini ciddiye alan bir öğrenci fevkalade iyi bir usûl hukuku bilgisiyle dersi verecektir. ders dışında ise bir kez muhatap olmuş bir insanın bile fark edeceği üzere hoca olma forsunu öğrencilere karşı kesinlikle kullanmaz ve hiç bir öğrenciye karşı nezaketi elden bırakmaz. her öğrencisine karşı sanki daha genç olan kendisiymiş gibi saygı duyduğunu fark edebilirsiniz. her neyse, başta da dediğim gibi özlenen ve özleten hocadır.
  • hitabeti de zamanı kullanışı da cümle kurguları da çok kötü. sema taşpınar ayvaz, ibrahim ermenek, hele hele muhammet özekes gibi kaliteli ve becerikli hatipleri gördükten sonra fark iyice bariz oluyor.

    bilgi bakımından muhakkak yetkindir ama bilkent üniversitesi hukuk fakültesi gibi yerde anlatımı kötü olup yıllardır tek medenî usul hocası olması sırıtıyor.
  • vize sınavı yapma zorunluluğun ortadan kalkmasıyla beraber verdiği ödevler konusunda miktar ve yaratıcılık sınırlarını zorlamayı en büyük amacı haline getirmiş hocadır. her ne kadar adliye koridorlarında avukat kovalayıp, dava dosyaları içinde boğulan öğrenciler tarafından ilk başta pek sevgiyle anılmamış olsa da aslında yapmaya çabaladığı şey güzeldir ve ilk kez uygulamayla yüzleşmemizi sağlamıştır. bir de cani bir şekilde uyguladığı el yazısı politikasını değiştirse, sevilen bir insana dönüşmesi bile mümkün olabilecektir.

    dönemin üç cumartesi gününde toplam dokuz saatlik ek ders koyup, kendi gelmediği derslere de türkçe rap konusunda büyük bir potansiyele sahip olan asistanını yollayarak da ayrıca pek tatlı(!) bir hareket yapmıştır. sabahın 9.30unda kahveyle ayılmaya çalıştığım şu saniyelerde gerçekten nasıl bir iç dünyası olduğunu bir kez daha merak etmekteyim.
  • sozlukteki basligini duzenli olarak kontrol eden bilkent hukuk(!) hocasi. yarisi yasindaki adamdan hukuk dersi almasi zoruna gitmis olacak ki, entry'mi rica edip sildirmis. kanzuk da meslektasi diye kiramadi sanirim. ikisinin de hukuka ve insan haklarina bakis acisi ayni olsa gerek.
  • her şeyden önce alanında iyi hocadır, kraldır, karizmadır, komplekssizdir. zor sorar affetmez. kafa adamdır, rahattır. hakikaten rahattır: http://postimg.org/image/ar2b02etv/
  • öncelikle tanımı yapalım; bilkent üniversitesi hukuk fakültesinde medeni usul hukuku hocasıdır.
    kendi ifadesiyle son dönemdeki bir takım olaylardan ve dedikodulardan rahatsızdır. haklıdır da. bu konuda yaptığı konuşmadan da herkes kendi üzerine düşeni almıştır.
    fakat azınlık bile denilemeyecek bir takım zerzevatın kendisiyle uğraşmaya kalkışmasını çok da ciddiye almamalı, dert edinmemelidir. sanıyorum kendisi bu tarz platformlara aşina olduğu için bu satırları da okuyacaktır. bilmelidir ki kendisini seven ve hem mesleki anlamda hem de kişilik anlamında kendisine saygı gösteren sessiz yığın arkasındadır. üç beş egosantrik bunalım yaşayan çoluk çocuk için fakülteye veya öğrenciye olan bakışı değişmemelidir ve kanımca değişmeyecektir de. ziya paşanın da dediği gibi :) "erbâb-ı kemâli çekemez nakıs olanlar
    rencide olur dîde-i huffâş muraddan"

    ps: vur de vuralım öl de ölelim reiz! (hukuki sınırların içinde kalmak koşulu ile tabii)
  • 10 nisan 2015 tarihinde yapılacak eskrim federasyonu seçimlerinde eskrim camiasının başkanı olmak için adaydır. kendisine sormak isterim veliler ve kulüpler eskrim müsabakalarında hakem parası ödemeye devam edecekler mi? kulüp vize ücretleri kalacak mı? kulüplere adil şekilde yardım yapılacak mı? yurt içi müsabaka sayısı arttırılacak mı? şu anda zenginlerin işine gelen milli takım seçme prosedürü aynı şekilde mi kalacak? neden bunları soruyorum, izinden gideceğiniz müminhan bilgin yönetimi müsanakalara katılım ücreti almaya başlamıştır, müsabakalara hakem ücreti getirmiş, müsabaka sayılarını minimuma çekmiş, kulüplere yardımı kesmiştir. sporu tamamen burjuva sporu haline getirmiş ve camiayı bölmüştür. işte bu yüzden bu soruların yanıtları çok önemlidir.
  • usul hukuku bilgisi noktasında laf edilemez olarak gördüğüm hocadır.zor sorar, kıt puanlıdır ama bilir.çok anlatır.çok şey bekler.kendisi beni iki yıldır süründürmektedir.ancak hoca olarak en çok saygı duyduğum akademisyenlerin başında gelir.zira alanına bu kadar hakim bir akademisyen daha görmemiştim.
  • cuma günü tek ders sınav sonucu ile ilgili olarak kendisiyle görüşmek için görüşme saatinde odasına gitmeme rağmen okulda olmadığını öğrendiğim hocadır. iühf'ye doğru düzgün uğramamasına rağmen sırf profesör olduğu için kendisine anabilim dalı başkanlığı verilmiş ama paşamız okula bile uğramıyor. ve ortalarda murat hoca kesinlikle kimseyi geçirmeyecekmiş diye söylentiler dolaşıyor. eğer doğruysa, 7 puan için öğrencinin bir senesini uzatacak olmasından bir rahatsızlık duymuyorsa helal olsun ne diyim. bi de anlayamadığım adam "icra iflas hukuku"na girmiyor bile, itiraz sonuçları konusunda insiyatif niye bu adamda
hesabın var mı? giriş yap