• iron maiden'ın bir şarkısıdır aynı zamanda.
    (bkz: murders in the rue morgue)
  • (bkz: edgar allan poe)nun yazdığı kısacık cinayet hikayesidir.
  • okuduğum ilk edgar allen poe kitabıdır ve bu kadar geç okuduğuma gerçekten pişman etmiştir. bundan sonra ne dolar, ne repo, edgar allan poe.
  • notos kitap yayınevi'nin çıkardığı, içinde toplam 5 tane edgar allan poe hikayesi bulunduran kitabın adı.

    ben bu kitabı storytel üzerinden uzun yürüyüş yaparken dinledim. hikayeleri şöyle bir değerlendirmek istiyorum.

    1) amontillado fıçısı = 4/5.
    2) kuyu ve sarkaç = 3/5.
    3) geveze yürek = 5/5.
    4) maelström'e düşüş = 3/5.
    5) morgue sokağı cinayeti = 4/5.

    hikayeler genel olarak benzersiz. yani okurken ya da dinlerken "ulan amma klişe şeyler bunlar" demezsiniz. esasen edgar allan poe hayranı biri olarak bazı hikayelerden puan kırmamın ana sebebi bitmek bilmeyen tasvirli cümleler ve kendilerini sürekli tekrar eden "müthiş, muhteşem, inanılmaz" gibi kelimeler oldu. yani aslında çeviriden puan kırdım diyebilirim. bir de şu var. diyelim ki hikayenin tam olarak ne olduğunu, ne demek anlatmak istediğini anlayamadınız. edebiyat bazlı internet siteleri başta olmak üzere, youtube gibi mecraalarda bu hikayeleri açıklayan o kadar çok kaynak var ki... bence edebi zevk burada başlıyor. dünya'dan kopuk değil, dünya'ya mal olmuş bir yazarın hikayelerini okuyorsunuz. buna da kültür diyoruz zaten.

    edgar reis huzur içinde yatsın, onun hayal gücünün h'sine bile erişemeden bu dünya'dan göçüp gideceğiz. sevseniz de sevmeseniz de en azından kültür amaçlı okumanızı tavsiye ederim.
  • edgar allen poe hikayeleri ile tanışmamı sağlayan harika kitap. toplamda beş hikaye var, betimlemeler müthiş. okuduğum kitabın çevirmeni memet fuat , çeviriyi çok beğendim. okurken de çok keyif aldım. anlatım ve içerik o kadar zengin ki hikayeler resmen gözümde canlandı. hikayelerde girizgah olarak veya hikaye anlatılırken kavramların tartışılması ve yol göstericiliği ve de sıkmadan bunu başarması çok başarılıydı.morgue sokağı hikayesini okuyunca sherlock holmes serisi geldi aklıma, rastlantı değilmiş, sherlock'un esin kaynağı bu öyküymüş. hikayeler birbirinden güzel. benim en çok beğendiğim ve gerildiğim kuyu ve sarkaçhikayesi. içeriği ayrı güzel ama nietzsche'nin en sevdiğim sözlerinden “umut en büyük kötülüktür. çünkü işkenceyi uzatır” sözünün benzerine hikayede rastlamak çok hoşuma gitti. "beni böyle perişan eden şey umuttu; her işkencenin tek utkusu olan ve engizisyon zindanlarında bile idam mahkumlarının kulaklarına çalınan kurtuluşun sesi olan umut."
  • yakın tiyatro'nun sahnelediği edgar allan poe öyküsü.

    poe'nun korkudan ziyade absürt gerilim tarzını perdeye aktarmak çok riskli iken, yetenekli oyuncular ve iyi yazılmış bir senaryo sayesinde kolaylıkla kotarıldığını söyleyebilirim.

    öykünün can alıcı yerleri, dokusu bozulmadan oyunlaştırılmış; sherlock holmes'un öncülü auguste dupin ve arkadaşının endüksiyon ve analoji teknikleri ile süregelen diyalogları, oyunun dinamiğini ve temposunu dengede tutmuş. son derece keyif aldığım bir oyundu, şimdiden tekrar izlemeyi dahi düşünüyorum.
  • katil maymun.
  • poe'nun yazış biçiminden inanılmaz zevk aldım. kısa bir kitap olup kısa sürede okunmasına rağmen insanı düşüncelere itiyor. aynı zamanda vermek istediği mesajı tek bir olay çevresinde basit ama etkileyici bir biçimde veriyor.
    insanlar farklı özellikleriyle öne çıkar ve kişiselleşirler. farklı düşünürse, farklı bakış açılarıyla yaklaşırsa kayda değer bir ley koyar ortaya. her insan farklıdır ve biriciktir elbet ama herkesle aynı düşünen ve zihninin sınırlarını zorlamayan insanlardan kendinize katacak bir şeyler bulamazsınız. bu yüzden alışılmadık düşüncelere kendini kapamamak ve sürekli sorgulayıcı bir tavırda olmak önemlidir benim gözümde.
    "kuvvetli bir adamın fiziksel yetenekleriyle övünmesi, kaslarını çalıştıran hareketlerden keyif alması gibi, çözümleyici de karmaşık bir durumu çözmek için gösterdiği çabadan gurur duyar."
    "gerçek her zaman bir kuyunun dibinde değildir. aslında, daha önemli bilgilere bakınca, onun hep yüzeyde olduğuna inanıyorum. biz onu vadilerin derinliklerinde ararken, o dağların doruklarında durmaktadır."
    "alışılmamış ile anlaşılmazı birbirine karıştırmak gibi büyük ama sık rastlanan bir yanılgıya düştüler. oysa akıl gerçeği ararken, alışılmış biçimlerin dışına çıkarsa yolu bulur."
  • bu gece yakîn sahne'de izlediğim tiyatro oyunu. kısa bir özet geçecek olursak, çok kötü bir uyarlama.

    kötü senaryo. kötü sahne. kötü dekor. yine de tüm bunların ötesinde bir şeyin hakkını vermek lazım. çağlar maçkalı. bu adam doğuştan oyuncu. tıpkı sinemis kamer şahin gibi; ki o da berbat bir uyarlama olan cinayet şirketi'ni tek başına sırtlamıştı. ikisinin de çok daha geniş kitlelerce tanınması gereken a+ oyuncular olduğunu düşünüyorum. ve çok daha kaliteli oyunlarda yer almayı hak ediyorlar.

    bu oyunda çağlar maçkalı'ya eşlik eden mustafa hüsnü koca ise koca bir hayal kırıklığı. en nihayetinde, herkes oyunculuk yapmamalı.
hesabın var mı? giriş yap