• şair ve yazar. 1885 yılında istanbul'da doğdu. vefa idadisi'ni ve mektebi hukuku bitirdi. doktora sınavını verdikten (1908) sonra, idare hukuku asistanlığı yaptı. adliye nezareti özel kalemi'ne girerek müdürlüğe kadar yükseldi. birinci hukuk mahkemesi üyeliğinden sonra beyoğlu dördüncü noteri oldu. ölümüne kadar bu görevde kaldı. sonradan ayrıntılı bir biyografisini yazdığı gibi imparatorluğun yıkılış dönemini konu edinen, üç istanbul (1938) adlı romanında da canlandırdığı, mehmet akif ile tanışması, sanatı ve düşünceleri üzerinde etkili oldu.

    aruz vezniyle, vatanseverlik duygularını ve türk tarihinin zenginliklerini dile getiren şiirler yazdı. türk'ün şehnamesi (1945) adlı şiir kitabından başka, antolojileri (nefaisi edebiye, 1913), oyunları (kemal, 1912; 28 kanunuevvel, 1918) ve bir romanı vardır.biyografya türündeki eserleri: (mehmet akif, 1939; namık kemal, 1944 - 1956; sarıklı ihtilalci ali süavi, 1946)
  • tdk nın türkçe sözlüğünde 35 örneği olan kişi
  • 1885 - 1956 yılları arasında yaşamış şairimizdir.

    on beş yılı karşılarken

    kim derdi yarılsın da nihayet yerin altı,
    bir anda dirilsin de şu milyonla karaltı.

    topraklaşan ellerde birer meşale yansın.
    kim der ki şu milyonla adam birden uyansın.

    kim derdi seher yıldızı doğsun da bir evden,
    kaçsın da cehennemler o bir dalma alevden,

    canlansın ışık selleri olsun da o damla
    beş devletin öldürdüğü devlet bir adamla.

    kim der ki en son rakamlar da delirsin.
    on beş asır on beş yılın eb'adına girsin.

    dünyaları bir fert evet oynattı yerinden,
    sarsıldı demirler evet azmin demirinden.

    mazi yıkılıp gitti evet fesli, kafesli:
    lâkin bugünün ey granit bünyeli nesli,

    bir şey ele geçmez şerefin sade adından.
    sen arşı bırak, varsa haber ver kanadından.

    gökten ne çıkar? gök ha büyükmüş ha değilmiş,
    sen alnını göster ne kadar yükselebilmiş.

    gökler çıkabildin, uçabildinse derindir,
    tarihi kendin yazıyorsan, eserindir.

    bahsetme bugün sade dünün mucizesinden,
    insan utanır sonra yarın kendi sesinden.

    asrın yaşamak hakkını vermez sana kimse;
    sen asrını üstünde izin varsa benimse;

    bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır
    toprak,eğer uğrunda ölen varsa vatandır
  • türk edebiyatı tarihine büyük hamaset şairi olarak geçen bu büyük şâirimiz edebiyat tarihlerimizin aynı zamanda hakkını yediği bir şâirimizdir. hiç bir edebiyat tarihimizin onu şanına lâyık bir şekilde ele alarak incelediğini görmeyiz. ne bir tahlil, ne bir önemli değerlendirmesi bugüne kadar yapılmamıştır. o, türk edebiyatı tarihinin en büyük birkaç hamaset (-kahramanlık) şâirinden biri ve en büyüklerinden biridir.
    1885-30 mart 1956 tarihleri arasında yaşamış bulunan bu büyük şâirimiz hukuk tahsili yapmıştır. bazı devlet hizmetlerinden sonra noterlik mesleğinde bulunmuştur. doğum ve ölüm yeri istanbul’dur. bir tek oğlu (vedad) ve iki kız torun sahibi idi. ölümü akciğer kanserindendi.
    şâirliğinin yanında ve onun kadar güçlü bulunan biyografi yazarı olarak da tanınmıştır. bunlar arasında hocası ve arkadaşı olan istiklâl marşı şâirimiz mehmed âkif ersoy’un hayatı hakkında yazdığı büyük hacımlı eseri bir âbide haşmetindedir.
    üç ciltlik namık kemal, devrinin ve olayların arasında, sarıklı ihtilalci ali suavi, istiklâl şâiri mehmed âkif, çanakkale savaşı ile ilgili bir piyesi ve üç istanbul adlı bir romanı da vardır.
    bu son eseri türk edebiyatı tarihinin en büyük on klasik romanı arasında sayılır. ayrıca pek çok tercüme eserleri de vardır. şiirlerinin bir kısmı kitaplaşmıştır: türk’ün şehnamesinden.
    şiirleri iki defa basılmıştır. henüz kitaplaşmamış binlerce araştırma makalesi, dizi yazıları ve tercümeleri yanında kitaplaşmamış çok önemli ve güzel şiirleri de vardır. yayınlanmış eserleri onbeş tanedir. pek çok mısraı bir atasözü gibi hafızalarda kalmıştır:
    “bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır,
    toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır”
    mısraı gibi.
  • murat bardakçı; talat paşa'nın evrak-ı metrukesi kitabında kuntay'ın talat paşa için yazdığı bir şiire yer vermiş. sözkonusu şiir; talat paşa'nın cenazesinin yurda getirildiği 25 şubat 1943 tarihinde cumhuriyet gazetesinde yayımlanmış.

    "tal'at tabutu önünde"

    alnındaki ter, bir vatanın döktüğü terken,
    nabzındaki kan belki de bir nesle yeterken,

    en sonra, şu torba kemik sen misin? anlat!
    biz dipdiri verdik seni bir devlete tal'at!

    takriben adamlık sana yetmezdi, tamamdın,
    sen kitle adam, millet adam, bayrak adamdın.

    en sevdiğin insan senin, çıplak olandı;
    şanlar, senin ölçünle palavraydı, yalandı.

    insanların insanlara verdikleri şanlar,
    göğsünde kalır, kalbine girmezdi nişanlar.

    asla derileşmezdi vezir esvabı sende,
    sen zorla büyüktün, ne kadar istemesen de..

    en sonra eğildinse de kurşunla eğildin,
    altınlar akarken de züğürt ölmeyi bildin.

    neymiş sana heykel? ne demekmiş sana türbe?
    arkanda kalan tertemiz ismin yetişir be!
  • üç istanbul kitabında ne anlatmaya çalıştığını çok merak ettiğim merhum yazar.
  • "mehmet akif" kitabı mutlaka alınıp okunmalı. akif hakkındaki en net tabloları çiziyor. bir insan bu kadar naif, bu kadar hisli anlatılamaz. akif'i bir kahraman olarak yontmuş kitabında. mana kahramanı olarak çıkıyor karşınıza akif onda. akif'in yenilikçi bir kafa, tutarlı bir müslüman, imanlı bir adam olduğunu en net biçimde gözler önüne seriyor. mutlaka okunması gereken bir kitap. pehlivan akif, baytar akif, şair akif, savaşçı akif, hafız akif, neyzen akif, yüzücü akif'le tanışmak için iyi bir randevu bu kitap.
  • başlangıçta mehmet akif'e yakın, bir hayli yakın, bir çizgide ilerlerken birinci paylaşım savaşı (1. dünya savaşı çok gülünç) arefesinde ve devamında memleketteki hitler'e yakın duran ırkçılarla aynı çizgide bulunmuş edip.

    akif'in kemiklerini sızlatmış mıdır, bilemem. bildiğim, akif'in ırkçılık damarının bulunmadığıdır.
hesabın var mı? giriş yap