• 1870 - 1927 yılları arasında yaşayan klasisizm tadında cami, okul, türbe, iş hanı ve apartmanlara imzasını atan mimarlarımızdandır..

    istanbulda'ki birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü vakıf hanları ile çamlica kız lisesi , bostancı, bebek, bakırköy, yeşilköy camileri, ankara'daki devlet demir yollari merkez binası başlıca eserleri arasındadır.. * *

    ayrıca, 1918 yangınında evsiz kalmışlara tahsis edilmek üzere harikzedegan diye bilinen yapının da mimarıdır üstad.. diğer eserleri arasında ise istanbul'daki gureba hastanesi bulunur ki, ankara'daki devlet tiyatroları ana binası ve cumhuriyet'in en önemli yapısı olan ''ankara palas''a da mimar vedat tek'le birlikte imza atmıştır..
  • mezari kayip-mis.
    akimi bu: (bkz: birinci milli mimari akimi)
    bu da oglu: (bkz: ilhan mimaroglu)
  • vedat tek'le birlikte ulusal mimari akımının kurucularındandır. kamerhatun cami, bebek cami, harikzedegan apartmanları bazı eserleridir. özellikle harikzedegan apartmanlarında barokun etkisi göze çarpar.
  • ilhan mimaroglu'nun pederi.
  • ahmet kemalettin bey, 1870 yılında, istanbul’un acıbadem semtinde orta sınıftan bir osmanlı ailesinin tek çocuğu olarak doğdu. ilköğretimine, 1875 yılında, ibrahim ağa ibtidai mektebi’ne başladı. ortaöğrenimine, 1881 yılında girit ’te başlayan kemalettin bey, 1882 yılında ailesi ile birlikte istanbul’a geri döndü. yüksek eğitimini 1887-1891 yılları arasında henedese-i mülkiye’de tamamladı; fakat sanata yatkınlığı nedeniyle daha çok resim ve mimarlık derslerine özen gösterdi ve diplomasını aldıktan sonra hiçbir zaman mühendislikle uğraşmadı. 1891 yılında okulu bitirince prof. jachmund’un asistanlığına atandı. bu görevi dört yıl boyunca yürüten kemalettin bey, bu arada okul dışında özel bürosunu açarak ilk yapıtlarını tasarlamaya başladı. 1895’te mimarlık eğitimini ilerletmek için devlet eliyle berlin’e gönderildi. almanya’daki eğitim yaşamı, mimarın üzerindeki alman kültürel etkisini pekiştirdi. berlin’de charlottenburg technische hochschule ’de iki yıl mimarlık eğitimi gördükten sonra, iki buçuk yıl da berlin’de mimarlık bürolarında çalıştı.

    1990 nisan ayında yurda döner dönmez hendese-i mülkiye ’deki görevine yeniden başladı. 1901 tarihinde harbiye nezaretei ebniye-i askeriye mimarlığına ek görevle atandı. bu yıllarda kemalettin bey’in, ulusal mimarlık konusundaki düşüncelerini geliştirmeye başladığı biliniyor.

    kemalettin bey’in mimarlık açısından en verimli dönemi, 1909-1919 arasındaki 10 yıllık dönemdir. 1909 yılında evkaf nezareti’ nin başına atanan kemalettin bey’in vakıflar’daki görevi, kentin önemli eski yapılarının büyük ya da küçük kapsamlı onarımlarını yürütmekti. bu görevdeki yoğun onarım çalışmaları, kendisinin ulusal mimarlık anlayışını geliştirmesine zemin hazırladı. vakıflar’ın yaptırmayı düşündüğü bir dizi yeni yapı için vakıflar bünyesindeki inşaat ve tamirat heyet-i fenniyesi kadroları genişletildi; örgütün büyük bir mimarlık ve inşaat bürosu biçiminde çalışması sağlandı. “kemalettin okulu” olarak da anılan bu büro, ulusal mimarlık anlayışını ülkenin tüm yörelerinde uygulayan bir dizi mimar, mühendis ve yapı ustasının yetişmesine olanak tanımış; böylece evkaf nezareti, inşaat ve tamirat heyet-i fenniyesi, birinci ulusal mimarlık akımının odak noktasına dönüşmüştür.

    kemalettin bey, 1908 yılında kurulan osmanlı mimar ve mühendis cemiyeti ’nin kurucuları arasındadır. cemiyetin kurulması için görüşmeleri yürütmek üzere tanin gazetesi’ne kendi imzası ile çağrı veren de kemalettin bey’dir.

    1914 yılında evkaf nezareti’ndeki görevine ek olarak istanbul şehremaneti heyet-i fenniye müşavirliği’ne atandı. işgal döneminde, 1919 yılında nezaret’teki işine son verilen kemalettin bey, bu yıllarda yalnızca şehremaneti’nde ve özel atölyesinde çalışmalarını sürdürdü.

    1919 yılında ingiliz yönetimine geçen kudüs ’te mescid-i aksa’nın onarımı için müftü tarafından kudüs’e çağrıldı. çağrıyı kabul eden kemalettin bey, mescid-i aksa camii’nin onarımında gösterdiği başarıdan dolayı, ingiliz kraliyet mimarlar akademisi’ne (riba) şeref üyesi olarak seçildi.

    1925’in yaz aylarında ankara palas’ın yapımının tamamlanması için kudüs’ten geri çağırıldı. 1925 yılında evkaf müdüriyeti umumiyesi inşaat ve tamirat müdürlüğü’ne atanan kemalettin bey, ankara palas’ın tamamlanması için çalışmalarını sürdürürken, başkentte gerçekleştirilmesi düşünülen bir dizi başka yapıyı da tasarlamaya koyuldu.

    1926 yılında maarif vekaleti ’nce kurulan sanayi-i nefise encümeni üyeliğine, daha sonra aynı kurulun başkanlığına getirildi. 1927 yılı içinde mimarın en önemli uğraşı, maarif vekaleti adına tasarladığı gazi ilk ve orta muallim mektebi oldu. 12 temmuz 1927 günü, ankara palas şantiyesinde kaldığı odada geçirdiği beyin kanaması sonucu 57 yaşında vefat etti. 17 temmuz günü istanbul karacaahmet’te yapılan büyük bir törenle toprağa verildi. mezarı daha sonra yol geçmesi dolayısıyla kaldırılınca, (kitabesiz olarak) beyazıd camii mezarlığına taşındı. mezarının yaptırılması yönündeki çalışmalar sürdürülüyor.

    kaynaklar:
    - yıldırım yavuz, mimar kemalettin ve birinci ulusal mimarlık dönemi, 1981, odtü mimarlık fakültesi basım işliği, ankara.
    - derl. ilhan tekeli, selim ilkin, 1997, mimar kemalettin’in yazdıkları, şevki vanlı vakfı yayınları, ankara.
  • bir arkadaşıma ısrarla mimar burhaneddin diye anlatmaya çalıştığım kişidir kendisi, nur içinde yatsın..
  • eserleri arasinda gazi egitim enstitusu de bulunmaktadir ki o bina su an gazi universitesi rektorluk binasi olarak kullanilmaktadir. hatta icerisindeki salona kendi ismi verilmistir. (mimar kemalettin salonu)
  • paranın arkasına konacak kadar ne özelliği olduğunu anlayamadığım. nedir mimarlara bu denli gösterilen hürmetin sebebi. hayır sene olmuş ikibin küsür. bina inşa edebilmenin afilli olduğu yüzyılları çoktan geçtik. tamam saygın bir meslektir ona hiçbir lafım yok. ama o kadardır yani.
    şöyle bir göz gezdirdim geçmişine. dünyaca ünlü herhangi bir yapıya da imza atmamış.
    nedir mimarlık, niye önemlidir anlayamam. bizim bilmediğimiz bir cemiyete mi üyeydi bu adam? türk devrimine karşı direnişi el altından destekleyen bir insan mıydı? neden koydunuz onu oraya?
    bir ara bunları araştırıp buraya yazacağım. aslında bu entry üzerine onun cevapları mesajla gelir zaten.
    edit: gelen ilk mesaj onun mimar sinandan sonra en üretken mimarımız olduğuna dair bir bilgi içeriyordu. bence bu da yeterli değil. yeni paralarımıza konan diğer resimlerle ilgili hiçbir sıkıntım yok. özellikle cahit arf hamlesini ayakta alkışlıyorum.
    bu arada ben mimar sinanın önemini bile yeterince anlayamıyorum. tamam bir dehadır. kendi çağı içinde kimsenin yapamadıklarını yapmıştır. ama bina dikmiştir en nihayetinde*. ben zekaya hayranımdır. ama bu zekanın varolan bilginin üzerine yeni bilgiler eklemek için kullanılanına en büyük saygıyı duyarım. şimdi tek tek izah etmeyeceğim neden fizik değerlidir, neden biyoloji daha önemlidir, matematik olmasa nasıl göt gibi kalırdık. ama o kadar büyük camiler yapamasaydık da eminim hayatımızda çok büyük bir eksiklik olmazdı.
    tekrar ediyorum. çağın gerçekleri göz önünde tutulduğunda mimar sinan'ın çok büyük bir insan olduğu gerçeğini yadsımıyorum. hatta daha da eskilere gittiğimizde geometrinin bulunmasında duvarcılığın rolünden ötürü onlara teşekkürü bir borç bilirim. fakat içinde bulunduğum dünyada pek bir hükmü kalmamıştır mimarların.
  • çemberlitaş-beyazıt arası tramvay yolu üzerinde, atik ali paşa camii'nin çaprazında, alaca kundura'nın bitişiğinde isminin verildiği, dış cephesi bordo taşlı, eski ve küçük bir cami vardır.
  • "taşa, gönülden bir şey koymazsan, heykel olmaz, yapıya tarihin içinden bakmazsan, eser olmaz." demiş mimar.
    (bkz: harikzedegan evleri)
hesabın var mı? giriş yap