• kafkanin duygularini kağıda döktüğü muhteşem eser. yayınlanmasını istemiyormuş. tabi şimdi hepsini okuyoruz. zaman zaman da içinde kendimizi bulabiliyoruz. kafka'nın öykülerini çekçeye çeviren milenaya duyduğu derin aşkı gözle görebiliyoruz.

    altını cizdiklerimden

    "gelme. bırak bir gün çok gerektiğinde gelmeni istersem hemen geleceğin umuduyla yaşayayım ama şimdi gelme, nasılsa geri dönmek zorunda kalacaksın."

    "yanımda yuruyordun milena. düşünsene yanımda yurumustun"

    "bugün bir viyana haritasına baktım. senin sadece bir odaya ihtiyacın varken, bu kadar büyük bir şehir inşa edilmiş olması bana bir an için akıl almaz geldi."

    "ne olur bana bir kez daha bir kez olsun 'sen' de"

    "mektubunuz zarfa girdiği andan itibaren aşağı yukarı benim sayılır ve başkasının malına daha fazla özen göstermeli, daha fazla sorumluluk duymalisiniz."

    "kitaplari ne isterseniz yapın. keşke benim için daha değerli olsalardi; böylece ellerinize teslim etmem, size olan güvenimi gerçek anlamda ifade edebilirdi."

    "çocuklar ciddidirler ve imkansızlik nedir bilmezler."

    "sizin kaleminizden çekçe okumak isterdim. çünkü o sizin diliniz, çünkü sadece orada tam bir milena mevcut."

    "durum şuydu: beyin kendisine yüklenen üzüntü ve acılara dayanamaz hale geliyordu. diyordu ki: " ben pes ediyorum; fakat burada bütünün korunmasına önem veren biri daha var, o halde yükümün bir kısmını alabilir ve bir süre daha böyle idare edilebilir. ıste orada akciğer devreye giriyordu, herhalde kaybedecek pek bir şeyi yoktu.beyin ve akciğer arasında benim bilgim dışında yapılan bu pazarlıklar korkunç geçmiş olmalı."

    "ve her şeye rağmen şuna inanıyorum. eğer mutluluktan ölünüyorsa, bu benim başıma gelmeli."
  • daha ilk mektuptan itibaren duygu derinliğini yakalayamamak güç olsa gerek...

    "kısa süre önce nefes alamadığınızı yazmıştınız,gerçek ve mecazi anlamı birbirine çok benzeyen durumun her ikisine de burada çözüm bulunabilir."

    evet bazen çözümsüzlük yoktur yanlış yerde yanlış kişilerle beraber olmak vardır,doğru yerde olmak gerekir bazen...

    "sizi çok net görebiliyorum;bedeninizin,ellerinizin hareketleri çok çabuk,kararlı,sanki sizinle yüzyüzeyim,gözlerimi yüzünüze bakmak için kaldırdığım zaman,mektubunuzun ortasında -neler söylüyorum- yangın başlıyor ve ben ateşten başka bir şey göremiyorum."

    evet hepimiz çok seviyoruz,değer veriyoruz ama göremiyoruz,peki çok sevdiceklerimizi nasıl unutabiliyoruz hemen? keşke kafka'da bizler kadar duygulu olabilseydi!
  • kafka'nın da dediği gibi, "mektup yazmak, hayaletlerin önünde soyunmak demektir, çünkü onlarda aç kurtlar gibi bunu bekler zaten. yazıya dökülen öpücükler yerlerine ulaşamaz, hayaletler yolda yalayıp yutarlar onları."

    kafka'nın 38 yaşındayken 24 yaşında ve evli olan milena'ya yazdığı mektuplardan oluşan kitaptır.her kelimesinde sizi de içine çekmesi kaçınılmaz sondur. bir adamın,bir kadına değil onun varlığına olan aşkı var aslında bu kitapta. kafka'nın milena'sı olası geliyor insanın.

    ''yanımda yürüyordun milena.
    düşünsene yanımda yürümüştün.''

    ''...söz gelişi odandaki, o her zaman seni görebilen mutlu dolap olsam, ne iyi olurdu: seyrederdim seni, koltukta oturuşunu, mektup yazışını, yatışını ya da uykuya dalışını.''
  • beni sana getirecek bir yol bulmuştum, karanlıktan aydınlığa kavuşacaktım. bu yolu umutla, sevinçle kazmış, kendimden de bir şeyler katmıştım. bir çırpıda yüreğimle açtığım bu yolu kapatmak, ağır ağır dönmek, vazgeçmek zor geliyor biraz, elbet yüreğim sızlar. (...) bak milena, en çok seni seviyorum' diyorum, ama gerçek sevgi bu değil belki, 'sen bir bıçaksın, ben de durmadan içimi deşiyorum o bıçakla' dersem, gerçek sevgiyi anlatmış olurum belki.beklenmedik bir yol kavşağında sizi görüyorum.gorecegımı hıc ummadıgım,hele boylesıne bır karsılasmayı aklımdan bıle gecırmedıgıme gore mılena ne yapabılırım?bagıramam,cosamam,ıcımde fırtınalar kopmuyor artık,bır suru delıce soz edemem,duymuorum kı ıcımde olanları!dız coktugumu de suradan anlıorum,gozlerımın onunde ayaklarınız var,oksuyorum onları..
    bosuna yıyorum kendımı.bır hafta durmamacasına tasa bır cıvı cakmakla gorevlendırılmısım sankı..ama cıvıde ıscıde benım..
    koca denız dıbındekı kucucuk tası nası severse,benımde sevgım oylesıne yıgılıyor ustune..tanrı ısterse o kucuk tas ben olurum bır gun..sakın uzulme benım ıcın,bır bu eksıktı mılena,benım ıcın uzulmen,,bu elle tutulamayan,bu korkunc sorumluluk durumunu butun acılarla yuklenen bırı olacagım yerde,sozgelısı odandakı,o her zaman senı gorebılen mutlu dolap olsam,ne ıyı olurdu.seyrederdım senı hep koltukta oturusunu,mektup yazısını,yatışını ya da uykuya dalısını...
  • kafka'nın hiç de ruh karartmayan mektuplarıdır. aralara sıkıştırdığı esprilerle milena'yı gülümsetmiş midir bilmiyorum ama beni gülümsetti. kafka'nın korkaklıklarına tanık oluruz mektuplarda; işten atılacağım, patron azarlayacak gibi korkular. hani böyle beyaz atlı prens beklemeyin. ama bence dürüstlüğüyle tüm prenslere bedeldir. kendini tanır, yapabileceklerini)sınırlarını bilir. pembe panjurlu evler vaat etmez.
  • kafka'ya ait mektuplardır.
    ''yaşamımız diyorum,nasıl olsa bulanık bir su''
    anam ağlamıştı gamdan kasavetten.
    dur ya dayanamayacağım şunu da yazayım
    ''unutamayacağım bir doğa olayıydı yüzün milena, bulutlardan değil, kendiliğinden gölgelenen bir güneştin sanki''
    şuna benzer bir şeyi söyleyen adamla evleneceğim...
  • "mümkün olduğunca az üzül ki beni de mümkün olduğunca az üzmüş ol."
  • su günlerde okumaya cesaret ettigim elimdeki basimi 400 sayfa olan franz kafkaya ait olan kitap.

    okumaya cesaret ettim diyorum cunku bu kitabi okumak cesaret ister-mis. bir insanin ulasmayacagi birine yazdigi ask mektuplari bunlar. ulassaydi/ulasabilseydi zaten yazamayacakti.

    kitabinda bahsettigi bir diger mektuplara ait sahis ile zaten nisanlanmis. ancak milena evli bir kadin oldugu icin franz da bu ulasamama ile kendini yemis bitirmis.

    şu an kitabın 3 te 1ini bitirdim ancak bu haldeyken bile aşkla ilgili satırları okurken bunalıyorum. hergün yüzünü bile net hatırlayamadığın birisine mektup yazmak somut aşkın boyutlarından biri degildir bence. ancak sozcukler ve cumlelerin ahenkle dansına söyleyecek sözüm elbette yok.
    aşkın bu farklı boyutunu sevecek bir sürü insana tavsiye edeceğim kitaplardan biri oldu bile milenka'ya mektuplar.
  • az evvel şöyle bir alıntısını gördüğüm kitap:

    "ve gece yazdığın mektup orada işte, nasıl okunabileceğini aklım almıyor, bir göğüs havayı solumak için böyle nasıl daralıp genişliyor, aklım almıyor, senden nasıl uzak kalınır, aklım almıyor."

    bir yudum kitap günümü güzelleştirdi, varolsun.
hesabın var mı? giriş yap