• çöplük, süprüntülük, çöp ve süprüntü dökülen yer, küllük
  • kökü, arapçada gübre/hayvan dışkısı anlamına gelen zibil kelimesine dayanan ve en doğru çevirisi "gübrelik" ya da "gübre yığıntısı" olan kelime.

    bu sözcük, adana ve yöresinde pis, dağınık, rezalet ortamları tanımlamak için kullanılır.

    -mezbeleye dönmüş oğlum burası... gibi.
  • pis şeylerin bulunduğu süprüntü yeri.
  • çöp, dışkı, bok, pislik, gübre anlamlarına gelen arapça zibil veya zabal sözcüğünden gelen kavram. mezbele ve mezbelelik de tüm bu anlamları koruyor, biraz da pis kokuyu ve dağınıklığı*, sefilliği, pejmürdeliği ekliyor.

    (bkz: kargaşalık)
    (bkz: zebal), zibl, zebil/@ibisile
  • çöp atılan, süprüntülük yer. kötü ve bayağı durum veya nesne manasında da kullanılmaktadır.
    arapça kökenlidir. süprüntü ve gübre manasındaki zibl kelimesinden türetilmiştir.

    "oscar wide'e göre, tabiat bir mezbele, güzeli yaratan: insan. belki doğru. ama hangi insanı ve hangi güzeli? şairler olmasa yıldızlar bu kadar güzel olur muydu?"
    cemil meriç ( jurnal - 1)
  • doğu mistiklerine göre dünya bir "mezbele"dir. aynı şekilde rüya biliminde de mezbele, dünya ile eş değer bir anlamdadır. bu durum, doğu mistisizminin dünyayı asıl hedefe gitmekte bir vasıta olarak ele almasının ve sahte, geçici ve aynı zamanda maddî unsurları içinde barındıran bir "çöplük" olarak algilamasının sonucudur.
  • "her yaz arkaz'da özellikle germe ve çite'de liman civarındaki mezbelelerde yaşayanlar arasında baş gösteren ishal salgınları sırasında ağır ağır yürüyen ihtiyar bir tulumbacının çirkefli, sivrisinekli suları, helaları, koyu yeşil bir sıvıyla dezenfekte ettiğini halk çok görmüş, buna alışmıştı."

    orhan pamuk, veba geceleri, s. 137
  • ing. dump
hesabın var mı? giriş yap