• aslında sanıldığından kolaydır. dikkat edilmesi gereken iki önemli husus vardır: otobüs (yukarıda* da açıklandığı üzere metrobüs falan hikaye efenim) durduğunda kapının denk geleceği koordinatları hesaplamak ve kararlı davranmak. kapının denk geleceği koordinatlar her gün metrobüsle -pardon otobüsle- yolculuk yapan kimseler tarafından sıfır hata ile hesaplanabilmektedir. aslında mühim olan husus karar vermektir. nereye oturulacağına karar verilmezse koordinatlar tutturulup kapıdan içeri adım atılsa bile ayakta kalmak olasıdır. araçtan içeri ilk dalanlardan biri olmanın verdiği zafer sarhoşluğuna "şuraya mı oturayım buraya mı?" ikilemi eklendi mi sonuç hüsran olabilir. böylesine kötü bir duruma düşülmesi durumunda ise soğukkanlılığın korunması olası yeni hüsranları önlemek açısından elzemdir. zira karizma çizilmiş, şanslı yolcuların bakışları üzerinize dikilmiştir. artık o araçta yolculuk edilmesi ruh sağlığı için tehlike arz etmektedir. araçtan bir an önce dışarı çıkılmalı ve az önceki hüsran unutularak, ondan ders alınarak yeni araç beklenmelidir.
  • gelen metrobüsün boş olup olmaması, yanınızda bekleyen insanların ataklığı gibi bir çok faktöre bağlıdır yer kapabilmek. kendine güvenmek, kararlılık ve geniş bir bakış açısına sahip olabilmek de metrobüse ilk adım atıldığında sahip olunması gereken özelliklerin başında gelir. sandalye kapma yarışmalarının daha çok insan ve daha az sandalyeden oluşan versiyonu gibidir, büyük ödül de rahat rahat hatta uyuklayarak, ayaklar ağrımadan yolculuk edebilmektir.
  • gözünüze kestirdiğiniz birinin tepesinde bekleyip, hayvan gibi öksürme süretiyle sınırları zorlamak işe yarıyor, rahatsız edin, hastaneye çok varmı dediğinizde şansınız daha yaver gidecektir.

    gerçi bana kadın denk gelmişti -beyfendi ne öksürüyosunuz tepemde? demişti, hastayım amına koyum diye tekrar öksürme suretiyle böğürerek cevap verdim. dayanamadı yanındaki vicdanlı bi abi yer verdi.
  • kapısının nerede olacağını önceden kestirip hafif önde beklenilecek ki, yer kapıldığında yolun ters yönüne oturulmasın ve dünya tersine dönmesin. metrobüs uzaktan görüldüğü an yaklaşık 4 kişi omuz atmak için beklemekte olur. onları şaşırtmak amacıyla ilk hamle sanılanın aksine metrobüs kapısına değil, hafif yere doğru alçalarak daha sonra metrobüs kapısına yönelmek olmalıdır. sonraki işlem ise omuz atamayanların ve yer kapamayanların yüz ifadelerini seyretmektir.
  • bunu icra etme adına ne kadar strateji kursanız boş. zincirlikuyu-avcılar istikametinde ard arda kakış yapan 3 metrobüsün de farklı yerlerde durduğu göz önünde tutulursa, siz tam bu sefer tamam, önüm boşaldı buradan binip oturucam dediğiniz an, kaptan metrobüsü yine farklı bir yere çekmiştir. lafın kısası yoktur böyle bir sanat, bindikten sonra oturmak için türlü çirkefliklere başvurulabilir. ancak, metrobüste özellikle de yoğun saatlerde bindiği gibi yer kapmak büyük oranda şans eseridir.
  • eğer,boş bir metrobüse binilecekse öncelikle kapının geleceği yer bir iki gözlem yapılarak hesaplanmalıdır. sonralıkla kadın ve yaşlı insanların bulunduğu yerden uzaklaşılmalıdır,eğer uzaklaşmazsanız içeriye girerken 2-3 saniyelik bir zaman kaybıyla karşılaşır ve ayakta kalmak zorunda kalırsınız.
    bir diğer önemli husus ise kendinize oturabileceğiniz 3 farklı koltuk tayin etmektir. binmeden önce şuraya oturayım ben diye düşünmeyin çünkü herhangi biri bu sanatı sizden çok daha iyi icra ediyor olabilir. kendinize olan güveni bu noktada kullanmamanız yolculuğunuzun keyifli olması açısından çok verimli olacaktır.

    velhasıl kelam büyük bir sanattır bu,icra edenlere istanbul insanı deniyor. bilmem duydunuz mu.
  • açıklandığı anda kaybetmeye mahkum olan sanattır zira taktiklerinizi öğrenen her bir insan evladı yüzünden yer bulma yüzdeniz düşecektir
  • sanat sınırsız ve kuralsız olmalıdır, keza metrobüste yer kapmak da öyle.
    yaşlı-kadın-çocuk vs gibi tabularla bu sanatı layıkıyla yerine getiremessiniz. sanatta tabuları devirmek gibi, yer kapmaya çalışırken de kadın-yaşlı-çocuk demeden önünüze çıkalı devirmelisiniz..

    bu eylem bir sanat olmaktan çıkıp normalleşene kadar önerebileceğim budur...

    süerç en ilkel orman kanunu ile başladığından normalleşmesi zaman alacaktır.
  • bu sanatı en iyi icra edenler kuşkusuz bu konuda geçmişte (henüz metrobüs yokkene de) benzer deneyime sahip olan istanbullulardır. vapurdan ilk önce inmeyi başarabilitesi yüksek olan kişiler bu grubun başında gelir. vapurun iskeleye yanaşma anını kollayıp pür dikkat bir şekilde kapı önünde bekleyerek sefere gider gibi inenleri hatırlayın. işte bu sanat bugün hala icra ediliyorsa bu emektarlarımız sayesindedir dostlar... şükranla anıyoruz...
hesabın var mı? giriş yap