mecruh
-
yaralı, incinmiş olan kimse
-
berdar doğan'ın öykü kitabı...
-
yaralanmış, yaralı kimse demektir. mecazi olarak kırgın, incinmiş kişiler için de kullanılır.
arapça cerh “yaralamak” kökünden türemiştir. -
"bak, yerde yavru bir kuş, gaddar okunla mecruh."
hâlit fahri ozansoy
"ok değerse bir kuşun ancak kalbine değer"
ismet özel
anladım ki mecnunluk da mecruhluk da kuşlar içinmiş. -
cerh olunmuş, yaralanmış, incinmiş, kırılmış.
"- haydi kalk, gidiyoruz! diye tekrar ediyordu. âh! demek ki bu sözler, korkunç rüyamın bir parçası değil fakat hakikatmiş; mecrûh kalbim daha derin bir yara açan bu ‘gidiyoruz’ kelimesini anlamak istemiyormuş gibi ‘nereye?’ diye sordum."
soruyu soran, henüz yedi yaşında küçük bir kız çocuğu olan ve 3 mart 1924 gecesi dolmabahçe sarayı’nda yaşadıklarını, 24 yıl sonra yayınladığı doğan adlı anılarında anlatan dürri şehvar sultan. sorusunun cevabı da şöyle: önce bulgar sınırına, oradan isviçre'ye, daha sonra fransa'ya, ardından hindistan'a, derken londra'ya ve son olarak da brookwood mezarlığı'na.
hammamizâde ismail dede efendi'nin şu ferahnâk ağır semaisi, bütün kalbi yaralılara gelsin: dil-i biçareyi mecruh eden. -
yaralanmış, yaralı kimse demektir. mecazi olarak kırgın, incinmiş kişiler için de kullanılır. arapça cerh 'yaralamak' kökünden türemiştir.
'bak, yerde yavru bir kuş, gaddar okunla mecruh' -
(bkz: mecruhin ve mardayı askeriyeye imdat ve muavenet cemiyeti)
-
feyruz ve sol major yorumunu çok beğendiğim (bkz: bintü'ş-şelebiye) şarkısında geçen ve yaralı anlamına gelen kelime.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap