• yasamin icinden malzemelerle yasama ait olmayan seyleri goruntuleyen gercekustucu ressam..
  • milli reasürans galerisinde şimdilerde kitap resimleri sergilenen kişi. lewis carroll, kafka gibi yazarların kitaplarını da resimlemiştir.sürrealizmle ilgili herhangi bir kitapta elephant of celebes isimli eseri mutlaka yer alır.
  • dadaist akımın öncüsüdür.
  • kendisi ayrica koleksiyoncu peggy guggenheim'in kocasidir.
    (bkz: peggy guggenheim muzesi)
  • (bkz: merhamet haftasi)
    ayrica soyadi almanca ciddi anlamina gelmektedir.
  • max ernst liseden sonra 1910 yılında bonn’da felsefe bilimleri okumaya başlamış, aynı zamanda akıl hastalarının yaptığı işleri incelemiştir. alman romantik yazarlarının yapıtlarını okumuş ve sonunda resim yapmaya karar vermiştir. savaşla birlikte orduya alınarak resim yapmaya devam etmiştir. savaştan sonra (1920 sonrası) dadaizm’e yönelmiştir; zira geleneksel sanatın anlamsız olduğunu düşünmektedir. 1922’de litterature (yazın)dergisi’nde çalışmaya başlayarak gerçeküstücülerle tanışmıştır. bu dönemde fotoğraf ve kolajla ilgilenmiş, gerçeküstücülük’ten etkilenerek eserlerinde mitolojik ve tarihi konulara yer vermiştir. andré breton ve arkadaşları ile birlikte hipnotizma uykuları düzenlemiş, “sesli düşünme” ve “otomatik yazı” denen düşünce yazısı üzerine araştırmalar ve deneyler yapmış, freud’un yapıtlarını incelemiştir.
    1930'dan itibaren resimlerinde “loplop” (kuşa benzeyen bir yaratık) görülmeye başladı. bu yaratık ernst’ü simgeliyordu.1935 –1941 yılları arasındaki eserlerinde konu olarak doğayı seçti. 1941’de siyasi olaylar yüzünden a.b.d.’ye sığınmak zorunda kaldı. burada dekalkomani tekniğini geliştirdi.(islak yağlıboyanın fırçayla kanvasa sürülmeyip, bir cam levhayla yapılacak resmin fonuna bastırılması)
    1942 –1944 yılları arasında dripping(damlatma)tekniğini denedi.
    1947’de çeşitli parçaları biraraya getirerek heykeller yaptı.
    1948’de amerikan uyruğuna geçti ve bu tarihten sonra peyzajlara yöneldi.
    1954’te venedik bienal’i ödülünü aldı.
    1959’da fransız milli büyük sanat ödülünü aldı.

    max ernst resimlerinde düşsel objelere ve bilinçaltının çağrışımlarına yer vermiştir. dadaizm’den de etkilenmiş ve kitlelerin görmeye alıştığı herşeyi, onlara yabancılaştırarak yeniden sunmuştur. geleneksel olana yapıtlarıyla karşı çıkmıştır. savaşı kınamış, yaşamın gülünç yanlarını ortaya çıkarmıştır. ernst bunu dinginlikle, figürlerindeki durağanlıkla ve umutsuz ifadelerle vermiştir.
  • çeşitli araç gereci bir araya getirerek kolaj tekniğini bulan dadaistlerin , fanzin kolu başkanı.tabi o dönemde fotokopi dergi gibi bir üst zahmete girişiyor muydu bilinmez ama `ernst bulduğu bu yapıştırma tekniğiyle özellikle endüstriyel ve teknolojik oluşumda kendini fotokopiye adayan gençler için bir öncü babalık yapmıştır.her bokun altından bu dadaistlerin çıkışı da pek hayra alamet değildir ayrıca..
  • bir de carrington faciası yaşamıştır ernst.tam 26 yaş genç olmasına rağmen, bu kadın ressama "gerçeküstü bir aşk"la bağlandı fakat ikinci dünya savaşı pekçok aşkı dramatik bir şekilde yok ettiği gibi bu oldukça yaratıcı olabilecek aşkı da darma duman etti.ernst hapse girmişti ve çıktığında carrington çoktan fransa'yı terk etmişti.önce lizbon'a sonra new york'a gidecekti carrington.ve ikisi bu iki şehirde de birçok defa karşılaşma ve birlikte vakit geçirme olanağını buldular savaştan sonra.ancak işin yaratıcılık kısmında biraz durmak ve düşünmek gerekiyor.ernst'in hayatında daha birçok kadın oldu carrington'dan sonra, fakat ikisi ernst'ün ölümüne dek görüşmeyi sürdürdüler.bu buluşmalar her ikisine de rahmeti bol ilhamların kuraklaşmış beyinlerine dökülen bir çeşit yağmur etkisi yapıyordu ve bu gazla her ikisi de pek hengameli resimleri vücuda getirdiler.leonara, 1939 yılında max erstün portresini oluştururken* onu ,üzerinde kırmızı kürk bir mantoyla, buzlarla kaplı ormanlık bir arazide yürüyen bir şaman olarak resmetmişti.bunun gibi daha bir çok yapıtta her ikisininde ortak olarak kullandıkları bazı temel simgeler,semboller ve figürler vardı.daha çok bunlar kaynaklarını simya ve mitolojiden alıyorlardı.özellikle ikisinin de kullandığı ve cinsel bir sembol olarak ele aldıkları at figürü bunların içinde belirgin bir yere sahipken, bu at figürü daha çok arkaik bir boşluğa gönderme biçimindedir.-beynin içindeki muğlak boşluk-
  • eserleri naziler tarafindan entartete kunst olarak degerlendirilerek alman müzelerinden toplatilan sanatçilardan biri.
hesabın var mı? giriş yap